Merkez Bankası intihar mı ediyor?

İsmet ÖZKUL KRİTİK AÇI ismetozkul@gmail.com

ABD Merkez Bankası FED’in faiz artırmaya başlamasının ardından toplanan bizim Merkez Bankası’nın da faiz artırması ve para politikasını sadeleştirmeye başlaması bekleniyordu. Herkes bu konuda aynı fikirdeydi, tartışılan tek nokta faiz artışının kaç puanla başlayacağı idi.

Ama Merkez Bankası, hiçbir değişiklik yapmayarak herkesi şaşırttı. Faizleri neden artırmadığını açıklayabilmek için de, Para Politikası Kurulu (PPK) açıklamasına şimdiye dek hiçbir Merkez Bankası metninde yer almayan bir cümle sıkıştırdı: “Kurul, küresel para politikalarındaki normalleşmenin başlaması ile birlikte oynaklıklarda gözlenen düşüşün kalıcı olması halinde önümüzdeki toplantıdan itibaren para politikasındaki sadeleşme adımlarına başlanabileceğini değerlendirmiştir.” 

Buradan şunu anlıyoruz: Merkez Bankası, 18 Ağustos’ta açıkladığı “Küresel para politikalarının normalleşme sürecinde izlenecek yol haritası”nda FED’in faiz artışına bağlı olarak atacağını söylediği adımları, “piyasalardaki oynaklıklardaki düşüşün kalıcı olmasına” bağlıyor. 

Çarşamba günü banka ekonomistleri ile yapılan toplantıda, bankacıların “oynaklık şartını daha önce neden söylemediniz?” sorusuna “Aslında söyledik ama demek ki anlatamadık” şeklinde yanıtladıklarını öğreniyoruz. Eğer özür buysa, bir Merkez bankası için bu da bir kabahat. Çünkü piyasa aktörlerinin kendini bu kadar yanlış anladığı apaçık ortadayken, hiçbir uyarı sinyali vermeden beklemek, merkez bankalarının yönlendirici ve anlaşılır olma ilkeleri açısından çok kötü bir not. 

Kaldı ki getirilen açıklama inandırıcı da değil. Merkez Bankası’nın kendi metinlerinde bu konuda daha önce neler yazdığına bakalım: 

“Normalleşme yol haritası”ndan başlayalım. Yol Haritası’nın “TL likidite yönetimi çerçevesi ve sadeleşme adımları” bölümünde “faiz koridoru” konusunda izlenecek politika “Faiz koridoru bir hafta vadeli repo ihale faiz oranı etrafında daha simetrik bir hale getirilecek ve daraltılacaktır” deniyor. 

Zamanlaması için de “Normalleşme sürecinde” deniyor. “Normalleşme süreci”nden ne anlayacağımız ise bir dipnotla özel olarak açıklanıyor: “Küresel para politikalarının normalleşmeye başlaması ile.” 

Burada ne piyasalardan, ne de oynaklıktan söz edilmiyor. Gönderme yapılan şey, piyasa hareketleri değil, para politikaları, yani merkez bankalarının kararları. Asıl kastedilenin de FED’in faiz artırmaya başlaması olduğu herkesin malumu. Şu anda dünyanın hiçbir yerinde, “para politikalarının normalleşmesi süreci” dendiğinde, bundan FED’in faiz artırım sürecinden başka bir şey anlayacak tek piyasa aktörü bulamazsınız. 

Merkez Bankası’nın temel politika metinlerinde ise bu konuda şu ifadeler yer alıyor: 28 Ekim tarihli Enfl asyon Raporu’nun 10. sayfasında “Küresel para politikalarına dair belirsizlikler ve küresel büyümeye dair endişeler nedeniyle finans piyasalarındaki oynaklıklar devam etmektedir. … TCMB tarafından kamuoyuyla paylaşılan normalleşme sürecindeki yol haritası kapsamında alınan ve alınması öngörülen adımlar küresel oynaklıklara karşı ekonominin dayanıklılığını artırmaktadır.” 

30 Kasım tarihli Finansal İstikrar Raporu’nun 2. sayfasında da yaklaşık aynı ifade var. 

Bu metinlerde net bir şekilde ortaya konmuş ki18 Ağustos tarihli “Yol Haritası”nın amacı, ekonomiyi FED’in faiz artırımının piyasalarda yaratacağı “oynaklıklara karşı” korumak. Yani bu adımlar “oynaklık geçtikten sonra” atılacak adımlar değil, “oynaklığa karşı” atılacak adımlar. 

Merkez Bankası’nın para politikasında sadeleşmenin gerektirdiği faiz artışını, politik baskılara boyun eğerek geciktirebilmek için ortaya attığı bu gerekçe, daha mürekkebi kurumamış temel metinleriyle açıkça tutarsızlık gösteriyor. 

Bir Merkez Bankası’nın en büyük hazinesi güvenilir ve tutarlı olmaktır. Tutarsızlık bir Merkez Bankası için intihar demektir.

Tüm yazılarını göster