Merkez Bankası aynı adımları atar mı?

Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ ala.aktas@gmail.com

Son dönemde yaşadıklarımız ve piyasalardaki gelişmeler, kimilerine göre 2006 yılı ortasındaki tabloya benziyor. Kur ve faiz yükselme eğiliminde, hisse senetleri fiyatlarında ise gerileme var. Peki, 2006 yılındaki olumsuz gidişten dönme konusunda önemli etki yapan Merkez Bankası hamleleri, yine gelir mi, Merkez Bankası'ndan benzer adımlar beklemek gerekir mi?

Önce 2006 ile bu dönemin benzerlikleri sıralamaya çalışalım:

8 Mayıs 2006 tarihinde 1.31 düzeyinde olan dolar, 28 Haziran'da 1.69'a çıktı. Dolar elli bir günde yüzde 29 artış gösterdi.

1 Eylül 2008 tarihinde 1.17 olan dolar, dün itibariyle 1.65 dolayında bulunuyordu. Dolar, elli iki günde yüzde 41 arttı.

8 Mayıs 2006'da 44.713 olan borsa endeksi, yüzde 26 gerileyerek 28 Haziran'da 33.207'ye indi.

1 Eylül 2008'de 39.457 düzeyinde bulunan borsa endeksi, yüzde 33 gerileyerek dün ilk seansı 26.381 puandan kapattı.

2006 yılının mayıs ayı başında yüzde 14 dolayında bulunan gösterge kağıdının faiz oranı, haziran sonunda yüzde 21'e çıktı. Pek doğru bir yaklaşım olmamakla birlikte, değişimi daha iyi görebilmek için artışı yüzde ile ifade edersek, faizde tam yüzde 50'lik bir artış yaşandı.

Bu yıl eylül ayı başında yüzde 18.82 olan faiz, dün yüzde 22.30 dolayında bulunuyordu. Faiz, yüzde 18 artış gösterdi.

Peki, Merkez Bankası 2006'da bu yangını söndürmek için ne gibi adımlar attı?

Gecelik borçlanma faizi 8 Haziran'da yüzde 13.25'ten yüzde 15'e, 28 Haziran'da yüzde 17.25'e çıkarıldı. Yani faiz, yirmi gün içinde iki operasyonla tam 4 puan artırıldı. 21 Temmuz'da 0.25 puan daha artırılan faiz yüzde 17.50'e ulaştı.

Merkez Bankası, haziran ayında dövize üç kez satış yönünde müdahale etti. 13 Haziran'da 494 milyon, 23 Haziran'da 763 milyon, 26 Haziran'da 848 milyon dolar olmak üzere üç müdahalede 2.1 milyar dolar satıldı. Bunlara ek olarak 26 ve 27 Haziran'da 500'er milyon dolarlık iki döviz satış ihalesi düzenlendi ve böylece iki hafta içinde piyasaya 3.1 milyar dolar sürülmüş oldu.

Şimdi yanıt aranan soru, rakamlar da neredeyse örtüşür bir gelişme gösterdiğine göre, Merkez Bankası'nın 2006'daki gibi davranıp davranmayacağı. Yani faizi artırıp artırmayacağı, yani dövize müdahale edip etmeyeceği. Özellikle merak edilenin dövize müdahale konusunda yoğunlaştığı da herkesin malumu.

Faizde bir değişiklik olup olmadığını bu satırları okurken öğrenmiş olacaksınız. Bu yazı kaleme alınırken henüz Merkez Bankası kararı açıklanmamıştı. Ancak tahminlerin, faizde bir değişikliğe gidilmeyeceği yönünde yoğunlaştığını belirtelim.

Peki Merkez Bankası döviz müdahalesiyle piyasaya girer mi? Dedik ya, yanıtı en çok merak edilen soru bu. Merkez Bankası, herhalde satacağı birkaç milyar dolarla bu hızlı çıkışı frenleyebileceğini görse, hiç tereddüt etmeden piyasaya girerdi. Ama, o birkaç milyar dolar hızlı çıkışı frenlemeye yeter mi? Bu soruya evet diyebilmek çok zor. Çünkü dışarıdaki yangın çok büyük ve bizim gibi ülkelerden çıkışların bir süre daha devam edeceği ortada. Merkez Bankası doğrudan döviz satmak üzere piyasaya girdiğinde, belki kurlar bir miktar gerileyecek; ama bu durum, yurtdışına çıkmak için daha yüksek fiyattan döviz almaya razı olanların ucuza döviz temin etmesinden başka bir işe yaramayacak. Merkez Bankası'nın görece ucuz fiyata döviz satmasından daha olumsuz sonuç ise, bu operasyonun işe yaramaması, dövizdeki artışın hız kesmemesi olacak. Böylece Merkez Bankası'nın en önemli silahlarından birini kullandığı ve bunun sonuç vermediği ortaya çıkacak. Bu da, dövize talebi daha da artırabilecek.

Ayrıca hem döviz talebi yalnızca yabancılardan gelmiyor ki. Henüz rakamsal olarak izlenemese de, reel sektör açık pozisyonunu azaltabilmek için döviz topluyor ve bu da kurlar üzerinde baskı yaratıyor.

Merkez Bankası'nın 2006'daki gibi öyle yüksek faiz artışına yönelmesi de pek beklenmiyor doğrusu. Çünkü faiz zaten şu sıralar 2006'daki yükseltilen düzeye yakın. Borçlanma faizi dün itibariyle yüzde 16.75 düzeyindeydi. Dünkü toplantıda artırılmazsa bu oran halen geçerli. Faiz, 2006'da bir buçuk ayda 4.25 puanlık artırılarak yüzde 17.50'ye çıkarılmıştı. Dolayısıyla hem görece yüksek olduğu, hem de bu aşamada her ne pahasına olursa olsun Türkiye'den çıkmak durumunda olanları engelleme şansı bulunmadığı için faizde önemli bir artışa gidilmesi beklenmiyor.

Tüm yazılarını göster