Merkez, ayağını İstanbul’a alıştırmaya mı çalışıyor!

Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ ala.aktas@gmail.com

Merkez Bankası ile finans kesiminin ilişkisinde bire bir muhatap olma dönemi çoktan geride kalmıştı; artık sıradan vatandaş ile bankaların ilişkisinde de neredeyse aynı durum yaşanıyor. Para hesaba yatıyor, ATM’lerden çekiliyor; belli miktarın üstündeki nakit para en büyük bankaların en merkezi şubelerinde bile önceden haber verilmediği takdirde bulunamıyor. Her şey, kağıt üstünde dönüyor adeta.

Hele hele Merkez Bankası’nın vatandaşla zaten hiçbir ilişkisi yok. Merkez Bankası, finans kesimiyle olan ilişkilerini de, yaptığı tüm operasyonları da doğal olarak ekranda gerçekleştiriyor.

Daha önce de yazmıştık; gidin bir gün Merkez Bankası’na, bir tanıdığınızı ziyaret edeceğinizi söyleyin, kapıda bir kimli kartı alıp gönderiyorlar mı sizi... Karşı taraftan “gelebilir” onayı alınmadan ve yanınıza bir görevli verilmeden bakın bakalım içeri girebiliyor musunuz...

Yani Merkez Bankası’nın nerede olduğunun artık hiç mi hiç önemi yok. Ama biz Merkez Bankası’nı İstanbul’a taşımak istiyoruz. Niye, İstanbul finans merkezi olacak ya!

“Merkez Bankası’nın nerede olacağının önemi yok diyorsun, sonra İstanbul’a karşı çıkıyorsun” diye bir eleştiri getirilebilir elbette. İyi de, Ankara’nın suyu mu çıktı! Merkez Bankası İstanbul’da olunca neyi daha iyi yapacak, Türkiye ekonomisine katkısı hangi yönden daha iyi olacak? İstanbul’da işine, evine ulaşmakta bile zorluk çeken bankacılar, çat kapı Merkez Bankası’na mı gidecekler? Hem niye gitsinler ki; çay kahve içmeye mi yani? Kaldı ki, Merkez Bankası’nın en büyük hissedarı Hazine. Bu gerçek ortada dururken Ankara’dan İstanbul’a taşınmanın mantığı ne olabilir ki?

Toplantılar İstanbul’a kaydırılıyor

Karar verilmiş bir kere; Merkez Bankası İstanbul’a taşınacak. Ama, Merkez Bankası da bu taşınmaya hazırlanıyor sanki. Yılda dört kez açıklanan enflasyon raporlarıyla ilgili toplantılar daha çok İstanbul’a kaydırılmış durumda. Erdem Başçı’nın Merkez Bankası Başkanı olmasından bu yana, yarınki bu yılın dördüncü enflasyon raporuyla birlikte 11 rapor açıklanmış olacak. 2011’in ilk enflasyon raporunu eski Başkan Durmuş Yılmaz, son üç raporu ise Erdem Başçı açıklamıştı. 2012 öncesindeki tüm raporlar için Ankara’da, Merkez Bankası İdare Merkezi’nde toplantı yapılmıştı.

2012 ile birlikte rapor açıklanma yeri değişmeye başladı. 2012’nin ilk raporu İstanbul Lütfi Kırdar Uluslararası Kongre ve Sergi Sarayı’nda açıklandı. İkinci toplantının yeri, Ankara’da bir oteldi, belki Merkez Bankası binasına yalnızca 3 km. uzaklıkta bir otel. Üçüncü toplantı Merkez Bankası’ndaydı, dördüncü yine İstanbul’da bir otelde. Üçüncü toplantının önce otelde yapılacağı açıklanmıştı, daha sonra Merkez Bankası binasına alındı. Dördüncü toplantıda ise tersi oldu, önce Merkez Bankası, sonra otel denildi.

Bu yıl da birinci ve üçüncü raporlar Ankara’da Merkez Bankası İdare Merkezi’nde açıklandı, ikinci rapor İstanbul’da bir otelde. Son rapor da yarın yine İstanbul’da bir otelde açıklanacak.

Enflasyon raporlarının açıklandığı toplantıların yavaş yavaş Ankara’dan İstanbul’a kaydırılmasının elbette bir nedeni vardır; ama doğrusu biz bilmiyoruz!

Bankacı katılımlı basın toplantısı!

Enflasyon raporlarının açıklandığı toplantılarda, “basın toplantısı” vurgusu hep korunuyor. Basın toplantılarına da, adı üstünde basın mensupları katılabilir. Oysa son zamanlarda enflasyon raporu toplantılarına bankacılar ve finans kesiminden temsilciler de katılıyor ve daha da ilginci bu kişiler gazeteci gibi Merkez Bankası Başkanı’na soru soruyor.

Kaldı ki Merkez Bankası finans kesimi temsilcileriyle ayrıca zaman zaman bir araya geliyor ve onları bilgilendiriyor, sorularını yanıtlıyor. Şu durumda gazetecilere de söz konusu toplantılara katılma ve soru sorma hakkı mı doğuyor?

Tüm yazılarını göster