Merkelnomi, Abenomi'yi yener!

DİDEM ERYAR ÜNLÜ YAKIN PLAN didem.eryar@dunya.com

Abenomi, Aralık 2012 tarihinden bu yana Japonya Başbakanı Shinzo Abe'nin uyguladığı ekonomi politikasına verilen isim.

80'li yıllardaki yükselişin ardından son 20 senedir durgunluktan bir türlü kurtulamayan Japon ekonomisi, "Kayıp Yıllar" olarak adlandırılan bu süreçte büyüme performansı gösteremedi. 20 yıl boyunca yaşanan ekonomik durgunluk 2012 yılında iktidar değişikliğine yol açtı. Göreve gelen Liberal Demokrat Shinzo Abe'nin ilk işi yeni bir ekonomi politikası belirlemek oldu. Abenomi'nin amacı durgun Japon ekonomisini canlandırmak ve deflasyonu önlemek olarak tanımlandı. Hızlı büyüme, parasal gevşeme ve şirketlerin rekabet gücünü artırmayı amaçlayan yapısal reformlar Abenomi'nin üç temel hareket alanı olarak belirlendi. Abe tarafından uygulanan bu yeni ekonomi politikası, bir kaç ayın sonunda başarılı sonuçlar vermeye başladı. Bankalar ve araştırma şirketleri tarafından yapılan araştırmalar, Japonya'da ekonomik büyümenin yüzde 4 seviyesinde olacağını tahmin ediyorlar.

"Son şans" politikası

Avrupa'nın içinde bulunduğu ekonomik kriz dikkate alındığında, Abe'nin ekonomi politikası birçok ülke için oldukça çekici görünüyor. Oysa ekonomistlere göre Shinzo Abe'nin ekonomi politikası bir tür "son şans" politikasından öteye gitmiyor. IMF Baş Ekonomisti Olivier Blanchard, bu şekilde düşünen isimlerin başında geliyor.

Paris merkezli Siyasi İnovasyon Vakfı Bilim Konseyi üyesi Laurence Daziano, Abenomi'nin para hacmini artırırken, aynı zamanda borç ve kamu açığını da artırdığını dile getiriyor.

"Japonya'nın bütçe açığı GSYIH'nın yüzde 11.5'ine ulaşıyor; kamu borcu ise GSYIH'nın yüzde 200'ünü geçecek" diyen Daziano, bu borç oranını azaltmak için, ekonomik büyüme yolunu bulmak gerektiğini söylüyor. Oysa, Japonya'nın sanayi üretimi haziran ayında yüzde 3.3 oranında geriledi. İhracat ise euro bölgesi ve BRIC ekonomilerinin yavaşlamasından olumsuz etkileniyor.

Daziano'ya göre, Abenomi'nin başarısı aslında deflasyonun sona ermesi ile yakından ilgili. Bu politikanın başarılı olması için, enflasyonun artması gerekiyor. Böylece reel faizler düşmüş olurken, borç yükü de azalacak.

Merkelnomi'nin tam tersi

Daziano'nun dikkat çektiği konu, Abenomi'nin, Alman ekonomi politikasının tam tersi olduğu.

Angela Merkel'den adını alan ve Merkelnomi olarak anılan Alman ekonomi politikası, kamu finansmanında denge, sıkı para politikası gibi unsurlara dayanıyor. Abenomi ile benzeyen tek noktası ise, rekabetçiliği artırmak için gerçekleştirilen yapısal reformlar.

Merkel'in ekonomi politikası Almanya'da her kesimden onay görüyor. Hükümet tarafından uygulanan ekonomi politikasının temel amacı, istikrarı sağlamak. Bağımsız olan merkez bankası, bu hedefin gerçekleşmesini garanti eder bir konumda duruyor. Kurumsal vergi oranının yüzde 28 olduğu Almanya'da, hanehalkı vergi yükü yüzde 72'ye ulaşıyor. Kamu harcamalarındaki ölçülü yaklaşım, şirketlerin verimlilik ve rekabet gücünü korumalarına destek veriyor. Bu da, Mittelstand adı verilen küçük ve orta boylu şirketlerin ihracat başarısını açıklıyor. 

Daziano, bu sıkı ekonomi politikası sayesinde Alman ekonomisindeki büyümenin 2000 yılından bu yana ikiye katlandığını söylüyor. Alman ekonomisinin 2013 yılı büyüme oranı ise yüzde 2.3.

Peki, Abenomi mi; yoksa Merkelnomi mi?

Tüketim ekonomisi yerine üretim ekonomisi

Birçok ekonomistin olduğu gibi Daziano'nun da cevabı net: "Batı ekonomilerinin, kamu borçları altında kaldığı bir dönemde, üretim ekonomisine geri dönmek ve tüketim ekonomisini sınırlayarak daha dengeli bir model oluşturmak gerekiyor. Abenomi, kısa vadede çekici bir model olabilir; fakat orta vadede tehlikeli. Tam tersine, Merkelnomi'nin diğer ekonomi politikalarına ilham vermesi gerekiyor."

Melkelnomi'nin temel unsurlarını ise şöyle sıralanıyor:

* Parasal nötralite: Klasik iktisatçıların ileri sürdükleri bu kavram; bir ekonomide para hacmindeki genişlemenin, yalnızca parasal değişken olan fiyatlar genel düzeyini etkilediği görüşüne dayanıyor.

* Kamu borçlarının azaltılması

* Rekabet gücünü artıracak yapısal reformların hayata geçirilmesi

* İhracat gücü olan bir "Mittelstand" yani, küçük ve orta boylu işletmeler topluluğu yaratılması. 

Tüm yazılarını göster