Makro hafta

Tam bir makro haftadayız; Çarşamba sa­bahı Japonya Merkez Bankası (BoJ), ak­şamına Fed, perşembe ise İngiltere Merkez Bankası (BoE) faiz kararlarını açıklıyor.

Özgür HATİPOĞLU DERİN BAKIŞ ozgur.hatipoglu@dunya.com

Tam bir makro haftadayız; Çarşamba sa­bahı Japonya Merkez Bankası (BoJ), ak­şamına Fed, perşembe ise İngiltere Merkez Bankası (BoE) faiz kararlarını açıklıyor.

Veri takviminde de çarşamba günü ABD’de ADP is­tihdam verisi açıklanıyor. Cuma da tarım dışı istihdam açıklanacak. Ciddi anlamda grafik­lerdeki teknik destek ve dirençlerin kırılabile­ceği bir haftadayız.

Bana göre BoJ için piyasa bu toplantıda çok belirgin bir faiz artışı fiyatlamıyor. Daha güç­lü bir fiyatlama eylül toplantısı için var dene­bilir. Ancak diğer yandan swap piyasası yüzde 66 oranla ufak bir faiz artışını bu toplantıya yakıştırmış. Tabi Fed haftası olması nedeniyle bütün gözler bu toplantıda ama bana sorarsa­nız temmuz toplantıları içinde BoJ toplantısı diğer ikisinden daha önemli.

Son 10 senede yurt dışı sermaye piyasala­rına ilgi duymaya başlayanların genel geçer bilgileri BoJ’un aslında önemsiz bir merkez bankası olabileceğini ve kararlarının finansal piyasalar tarafından dikkate alınmadığını söy­leyebilir – ki son 10 senenin deneyimi kısmen bu düşünceyi destekleyebilir. Ama artık dev­ran döndü gençler! Mekanın sahibi olmasa da ağır abilerinden birisi masaya yumruğu vura­cak gibi duruyor (ama bence top ortada). Yine ihtimalleri değerlendirelim…

Boj’un faiz artırması kaçınılmaz

Öncelikle, ülkede yükselmeye yüz tutan enf­lasyon nedeniyle BoJ’un bir noktada faiz ar­tırması mevcut dinamiklerle kaçınılmaz. Bu hafta ya da bir dahaki ay…

Sanırım onlar da aslında Fed’in aksiyon almaya başlamasını ve­ya en azından çok yaklaşmasını bekliyorlar ki kur kontrolü açısından boşa kürek çekmiş ol­masınlar, artırdıkları faiz boşa gitmesin. Bu noktada ne demek istediğimi TL’yi ve uygu­lanan TL politikalarını yakından izleyen her­kes çok iyi anlamış olmalı. İşin zamanlaması­nı böyle açıklamak yerinde olacak.

Tam da bu noktada meşhur “carry trade” ko­nusuna değineyim. Yatırımcıların düşük faiz­li bir dövizden kredi sağlayıp, elde ettikleri parayı yüksek getirili başka bir döviz cinsine döndükleri ve bu döviz cinsinde işlem yapa­rak düşük kredi maliyetine karşılık yüksek ge­tiri almaya çalıştıkları işlemler serisine carry trade diyorlar.

Bugünün koşullarında JPY gev­şek para politikası nedeniyle düşük faizle borç alınarak kaynak oluşturulabilen bir para biri­mi. Ancak belki de çarşamba günü bu durum değişmeye başlayacak. İhtimalin bile artma­sı JPY borç alanların hızlıca bu borçlarını ka­patarak carry trade’i terse döndürmesine ne­den oldu geçen hafta. Hatta bu hareketin ucu bir de gitti gitti Nasdaq hisselerine, altın ve gümüşe, kripto paralara dayandı.

Çünkü ekse­riyetle bahsedilen şekilde elde edilen finans­manla açılan pozisyonların önemli bir kısmı yukarıda bahsettiğim varlıklardaydı. Krediyi kapatacak parayı elde etmek için yatırımcıla­rın buralarda açılan pozisyonları kapatmaları gerekiyordu. Bu nedenle geçen haftalarda ger­çek bir neden yokken kıymetli metalleri sattı­lar ve hisselerdeki satışlar bu kadar derinleşti. Carry trade pozisyonlarının açılması ve kapa­tılmasını da bu şekilde anmış olalım .

Gelişmeler önemli ölçüde fiyatlandı

BoJ’un faiz artırımının sonuçları sanırım en çok JPY bacaklı döviz çiftlerinde ve Japon tahvillerinde görülecek. Özellikle yukarı doğ­ru artık aşırının da aşırısı hareket etmiş olan USDJPY ikilisinde bir süredir faiz artırım ih­timali ile başlayan JPY lehine hareket biraz daha devam edecektir.

Ama unutmamak ge­rek, eğer aynı akşam Fed’in faiz indirimine yö­nelik pozitif bir bakış açısıyla desteklenmez­se BoJ’un manevrası, paritelerde JPY lehine çalışan fiyatlama hızlıca terse dönebilir. Yani bu yazıyı okuyup da pozisyon almak isteyenler biraz geç kalmış olabilirler çünkü gelişmeler önemli ölçüde fiyatlandı bile. Son vagona at­larken bir de trenden düşmeyelim.

Fed cephesinde herhangi bir aksiyon beklenmiyor

Fed cephesinde ise aslına bakarsanız her­hangi bir aksiyon beklenmiyor. Ama komite üyelerinin faiz indirimi için koşulların oluştu­ğuna ikna olduğunu ve olası bir indirime yakın olduğumuza dair ip uçları görmeyi bekliyo­rum. Sene başında 25’er baz puandan 3 faiz in­dirimi olan beklentimi bir süre ünce 2’ye çek­miştim ve biri eylülde, diğeri aralıkta olmak üzere aynı beklentimi sürdürüyorum.

Ancak düşünmek lazım; Trump’ın daha şimdiden Fed’in henüz faiz düşürmemesi ge­rektiğine yönelik yorumları acaba Fed karar­ları üzerinde ne kadar etkili olur. Sahi Trump seçimi kazanır mı?

Tüm yazılarını göster