Lüleburgaz: "Dil maksadın aynasıdır"

Rüştü BOZKURT BUZDAĞININ DİBİ rustu.bozkurt@dunya.com

İki şey "etken" değil "edilgendir": Birincisi "öğrenme", ikincisi de "işe asılma". Öğrenmeyi güçlükleri aşmanın, insan ve sermaye kaynaklarını verimli kullanmanın, maddi ve kültürel zenginliğinizi artırarak yaşam kalitesini yükseltmenin aracı olarak algılamıyorsak… O nedenle öğrenme için bir "bedel ödemek gerektiğinin" farkında değilsek, "hiçbir şey öğrenemeyiz" diyemeyiz ama, gerekli olanları yeteri kadar öğrenemeyeceğimiz çok açık.

Lüleburgaz Belediye Başkanı Emin Halebak'ı uzun zamandır tanıyoruz; çalışmalarından da haberdarız. "Lüleburgaz Etliye Sütlüye Dokunuyor" başlıklı etkinliklere çağırdığında, konu başlığına şaşırmadık. Celal Sılay 'ın dizelerini anımsadık : "Suya, sabuna dokunmazmış/ Pise bak pise…"

Halebak'ın idare-i maslahatçı, eli pislikte olanlardan olmayacağını, olamayacağını; etliye de sütlüye de, suya da sabuna da dokunmayı erdem sayanlardan olduğunu biliyoruz.

Lüleburgaz Belediyesinin yaptıklarının yeterli olmadığını söyleyebilirsiniz. Göçün ve kentleşmenin bu denli hızlı olduğu orta gelirli bir ülkede, kent insanının talebi ile talebi karşılamak için gerekli kaynak arasında uçurumu bilenlerdeniz… Ayrıca, ülke genelinde kentleşmenin yönetimi konusunda "planlı ve tanımlanmış bir yönetişim algısının" henüz yerli yerine oturmaması da hepimizin ortak gerçeği… Yetmiyor, dar anlamda siyaset algısı nedeniyle iktidar partisinden olmayan belediyelerle ilgili siyasi irade tavırları da bilgi alanımızın dışında değil.Yerel yönetimlerin ateşten gömlek olduğunu söylerseniz,yanıltıcı bir genelleme yapmış olmazsınız.

Bahane üretmek insanoğlunun yapabildiği en kolay iş…Bir suçlu arama, kasaba kültürünün çok temel özelliklerinden biri. Yapılanlarda kerameti kendinde bulma, yapılamayanlarda bir günah keçisi arama geleneği, kurumları ile şeffaflık yaratamamış bütün topluluklarda gözlenen güçlü bir eğilim.

Nelere angaje oluyoruz?

Bahane aramadan, işin özüne bakalım. "Dilin, maksadın aynası olduğu" gerçeğinden yola çıkarak, Lüleburgaz Belediyesi'nin geleceği inşa etmede kendini angaje ettiği "dil"in özelliklerini paylaşalım:

·"Çağdaş insan, çağdaş kent ve çağdaş yaşam" vurgusunu, genel ve kategorik bulabilirsiniz. Ama, kendinizi dil ile angaje etmezseniz, kavramlardan düşüncelere, düşüncelerden projelere, projelerden hayata uzanma nasıl mümkün olur!

·"Toplumu ileriye taşıma" anlatımı da neye angaje olunduğumuzun göstergeleridir. Değişmenin mutlak olduğu evrenimizde "uyum yeteneğini" geliştirmeyi bir yerel yönetim dert etmiyorsa, nasıl çağdaş olur? Olamaz, o nedenle uyum yeteneğine vurgu üzerinde özenle durulmalı…

· "Kitlenin ortak aklını arkamıza almak için sevgiye dayalı paylaşım" diyor Lüleburgaz Belediyesi yetkilileri. O nedenle yılda 250'nin üzerinde sosyal etkinlik düzenleyerek "hemşehrilik bilincini" artırma istediğinin altını çiziyor.Bu etkinliklere karşı bir itirazımız olabilir mi?

Pragmatizmden plan disiplinine

· Gelişmekte olan ülkelerin en büyük belası, aşırı değerlendirilmiş "pragmatizm"dir. Planı, öngörme ve önlem alma disiplinini reddeden siyasi algılamalar ülkemizin inanılmaz kaynaklarını israf etmiştir. Lüleburgaz Belediyesi 2007-2011 Stratejik Planı'na dayanması çağdaşlığa götüren önemli bir anlayış ve kavrayıştır. Plana, öngörme ve önlem alma disipline olan saygıdır ki, bütçesinin yüzde 40'ini aşan bir bölümünü yatırımlara dönüştürebilmektedir.

· Ama asıl önemlisi "kendini sorgulama özgüveni" dir. Bu özgüvenin somuta yanıysan yanı da "Bilgi-Belge Sistemi"nin kurulmasında gelinen aşama …Sistem tamamlandığında, belge-bilgi yönetimi netleşecek, arşivin nesnel hafızasına sahip olunacak; mesaj,görev,atama ve uyarı sistemi işleyecek, form yönetimi ile kırtasiye en aza inecek,işlerin akışkanlığı ve şeffaflığı artacak…Bitmiyor, sonuçlar üzerine düşünen kasaba kültürü aşılarak, süreçleri kontrol altında tutan çağdaşlığa yelken açılacak…Ve kurumsal portal ile doğru enformasyon, işlevsel koordinasyon ve öncelikli sorunlara odaklanma gibi çağdaş yönetişimin altyapısı işletilecek…

Ülkemizde dünya genelindeki eğilimleri gözeten, kendi olanak ve kısıtlarımızı dikkate alan bir "denge arayışı" güçleniyor.Bu nedenle, Lüleburgaz Belediyesi'nde aktırılanları çağdaşlık yürüyüşünün derinden gelen ayak sesleri diye algılıyoruz.

Lüleburgaz'da "hayvancılık işletmeleri" konusunda anlattıklarımız da yarın Dünya Gazetesi'nin KOBİ'den ekindeki yazımızda paylaşacağız.

Tüm yazılarını göster