Her yılın Eylül ayında Berlin’de gerçekleştirilen IFA Uluslararası Elektronik Ürünler Fuarı’nın farklı ülkelerde yapılan tanıtım toplantılarını yaklaşık 7 yıldır takip ediyorum… Atina, Monte Carlo, Palma, Malta, Alicante, Sardunya ve sonuncusu Antalya…
Atina’da ki ilk toplantıya 60 ülkeden 100’e yakın gazeteci katılmıştı… Her geçen yıl sayı arttı… Bu yıl Antalya’da yine 60 ülkeden 300 gazeteci ağırlandı…
Neden katılıyoruz? 2 günlük programlarda, 60 ülkenin deneyimli gazetecileri ile sohbet etme şansı buluyoruz. IFA’nın donanımlı yönetici, teknik ve araştırmacı kadrosunu da işin içine katarsak, tüm dünyada yaşanan süreç ve kısa dönemde gerçekleşebileceklerle ilgili fikir sahibi olup dönüyoruz.
Örnek mi? 2009 yılı başında, ortalık krizin tozu ve dumanının karanlığındayken, Malta’da düzenledikleri toplantıda IFA Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Rainer Hecker, “Elektronik piyasasındaki büyüme, krize rağmen, TV ve cep telefonu başta olmak üzere hızla devam edecek. Tüm veriler 2009 ve 2010’da dünya ekonomisinin krizden çıkıp büyüyeceğine, elektronikte ise iki-üç kat büyümeye işaret ediyor.” demişlerdi. Kriz psikolojisi nedeniyle fazla inanmasak da, “Elektronik piyasasına yön verenler ışığı gördü.” diye yazmıştık, o tarihte. Söyledikleri çıktı.
Bu toplantıların diğer faydası ise, organizasyonun yapıldığı ülke ve kentin, katılımcı gazeteciler tarafından tanıtımının yapılması… Bugüne kadar bu şansı kullananlar oldu… Kullanamayanlar da vardı… Mesela Antalya… Antalya Belediye Başkanı Menderes Türel kısa bir konuşma yaptı 300’ü aşkın gazeteciye… Konuşmadan sonra salondan ayrıldı… Yemeklerde de ne kebap, ne mantı, ne çiğköfte, ne balık, ne baklava, ne de Türkiye’yi anlatan başka bir şey gördük… Müzik ise süperdi! Misafirlerimiz, yabancı şarkılar söyleyen Slovak bir grubu dinledi… Ne saz, ne ud, ne tambur, ne fasıl, ne de sıra gecesi… Türkiye’yi tanımayan / görmeyen ama birçok olumsuz şey duyan 300 gazeteci, hava limanı ile 5 yıldızlı otel arasında gidip geldi ve yarı törpülenmiş önyargıları ile ülkemizden ayrıldı!
Vestel CEO’su Turan Erdoğan’ın Türkiye’nin artılarını sıraladığı oldukça ilgi çeken ve toplantı sırası ve sonrasında olumlu tepkiler alan sunumu… Messe Berlin Türkiye Temsilcisi ve Goca Exhibitions CEO’su Fatih Goca ve ekibinin gazetecilere Türkiye’yi anlatma çabası… Görülmeye değer / içimizi rahatlatan ayrıntılardı…
ABD’nin önemli yayınlarından Travel+Leisure’nin editörü Tom Samiljan’in toplantı öncesinde bir gün kaldığı İstanbul’u, Japonya’dan Lifestyle, Brezilya’dan Home Theater Magazine, Kanada’dan Globat TV Morning News ve Singapur’dan T3 Magazine Singapore’nin editörlerine anlatırken, bana dönüp, “Türkiye’de sadece twitterin değil, internetin dahi kullanılmadığını biliyorlarmış. Doğrusunu anlatıyorum.” demesi… Güney Koreli televizyon spikerinin, “Lokum, baklava ve kebabın yanı sıra, dünya pazarlarında hakimiyet kurmaya başladığı televizyon / beyaz eşyayı da simge ürünler arasına koyuyor Türkiye. Yasak bildiğimiz internet ise kumsallarda dahi ücretsiz.” diyerek sunuma başlaması… Sonraki gün, Tom başta olmak üzere ABD’li 6 gazetecinin, “Türkiye hakkında sürekli olumsuz şeyler duyduğumuz için anlattıklarına şaşıyorduk. Görünce daha çok şaşırdık. İstanbul’da 1 gün kalıp, restoranları gezmek ve fotoğraf çekmek istiyoruz. Ege de güzelmiş, seneye de Ege planlıyoruz.” şeklindeki kararları… Türkiye’yi daha fazla anlatmamız ve çıkan fırsatları en iyi şekilde değerlendirme zorunluluğumuzu gösteriyor. Önyargıları silmek için IFA gibi kuruluşların organizasyonları beklenmemeli. Madem bekleniliyor, o zaman bu tür organizasyonlar takip edilmeli ve en iyi şekilde değerlendirilmeli.