Lojistikte birleşmeler

Dr. Hakan ÇINAR SIRADIŞI hakan.cinar@dunya.com

Geçtiğimiz günlerde DÜNYA Gazetesi'nin değerli muhabirlerinden Aysel Yücel'in bir haberini gördük ve okuduk.

Geçen sene Balnak'ı satın alan Borusan Lojistik'in önümüzdeki dönemde yeni firmalar satın alma konusunda girişimleri olduğunu ve bunun Türkiye'deki firmalar ile sınırlı olmayıp, yurtdışındaki firmaları satın alma şeklinde devam edebileceğini belirtmiş. Bir süreden beri devam eden lojistik sektöründeki birleşmelerin, satın almaların devam edeceğine dair bir işareti almış oluyoruz böylelikle. Bu tarz gelişmeler, biz sektörü bilenleri bir yandan sevindiriyor, bir yandan da heyecanlandırıyor. Tüm bunların üzerine, Türkiye’nin bölgesel anlamdaki bir güç olmaktan çıkıp, dünyanın öne çıkan ve büyüyen en önemli ülkelerinden bir tanesi olması, dikkatlerin tümü ile üzerimize yönelmesine sebebiyet verdi.

İşte tüm bu gelişmeler yaşanırken, artık ülkemizin önemli bir sektörü olduğu iyiden iyiye tescillenen lojistik sektörünün kendi içindeki yapılanması da seyrini sürdürüyor. Sektörde yer alan pek çok firmanın kendisine sorduğu soru şu; büyümeli miyim, mevcudu mu korumalıyım, yoksa küçülmeli miyim?. Aslında bu -soruyu daha çok, orta ölçekli olduğuna inanan firmalar soruyorlar kendilerine. Yerli ve yabancı fonların veya dünya çapında büyük lojistik firmaların ülkemize iyiden iyiye gelip yerleştiğini gören firmaların bir çoğunun ağzının sularının aktığını ve pembe rüyalar gördüğünü de itiraf etmek lazım. Hepimiz ilginç bir yüzyılda olduğumuzu, teknolojideki gelişimle birlikte hayatımızın her anında çok büyük değişimlere uğradığımızı kabul ediyor olmalıyız. Üniversitelerde lojistik bölümlerinin bir anda ortaya çıkması, çok sayıda bu bölümlerden mezun arkadaşlarımızın aramıza katılması, dev dev lojistik depoların ve dağıtım merkezlerinin inşa edilmesi, antrepoların daha modern hale gelmesi, 3PL ve 4PL tanımlarının hayatımıza girmesi, entegre lojistik kavramının yaşamımızda önemli bir yer edinmesi, özetle kapsamlı ve dev bir sektör hale gelinmesi. Tüm bunların başlangıcını hepimiz yakın tarih olarak gayet net hatırlıyoruz. Ve zannederim artık kamuoyu da, lojistik sektörünü ve sektörün büyüklüğünü, gücünü çok daha iyi algılar ve önemser hale geldi. 

Görünen şu ki, birleşmeler veya satışlar yalnızca orta ölçekli firmalar arasında değil, büyükler arasında da oluyor ve bundan sonra da olacak. Özellikle, içinde belli oranda “fon şirketleri”nin hissedar olarak yer aldığı şirketlerin sayısı da artacak. Değişimin yaşandığı, herkesin bir tür kimlik arayışı içerisinde olduğu ilginç bir dönemi yaşıyoruz ve belli ki daha epeyce yaşamayı sürdüreceğiz. Tüm lojistik firmaların daha agresif değişimlere hazır olması ve hatta her gün değişimi sürdürmesi şart. Ne demişler, değişmeyen tek şey değişim...    

Tüm yazılarını göster