Libya riskinin büyüklüğü yavaş yavaş ortaya çıkıyor

Tevfik GÜNGÖR OLAYLARIN İÇİNDEN gungoruras@superonline.com

Libya olayları başladığında tabii olarak ilk akla gelen Libya'daki vatandaşlarımızın can güvenliği idi. İsteyenler Libya'dan Türkiye'ye getirildi. Ama bu arada mal güvenliği konusu gündeme gelmedi. Zaman geçince, karşılaşılan riski daha iyi değerleme şansı oluyor. Nedir bizim Libya riskimiz?

- Kaddafi (Türkiye'yi sever sevmez, biz Kaddafi'yi severiz sevmeyiz… Bunlar başka şeyler) ama altyapıya büyük kaynak ayırıyordu. Türkler de kırk yıldır Libya'da iş yapıyordu.

- Türk müteahhitleri şantiyeler kurmuştu. Şantiyelerinde büyük rakamlara ulaşan makine ve teçhizat vardı.

- Türk işçiler Libya'da ekmek parası kazanıyordu.

- Bu ilişkilerin yan ürünü olarak Libya'ya mal satıyorduk.

Şimdi ne oldu? Libya'da ortalık karıştı. Ortalık sakinleşse bile eski düzen değişecek. İşveren değişecek. Para harcama şekli değişecek.

- Libya'dan ayrılan işçilerimizin tekrar işlerine dönmeleri çok zor. Onlara Türkiye'de iş bulmaya mecburuz.

- Türk müteahhitlerinin Libya'da tamamlanmamış işleri var. Bunlar ile ilgili yükümlülükleri var, hakları var. Alacakları var.

- Türk müteahhitlerin şantiyeleri yıkıldı, yakıldı. Makine ve teçhizat yok oldu. Yaptıkları binalarda hasarlar var.

Müteahhitlik firmaları büyük risklere karşı kendilerini içeride ve dışarıda sigorta ettiriyorlar.

Fakat sigorta poliçeleri o kadar belirsiz ki, ayaklanma riski, savaş riski gibi risklerde ödeme yapılmaması gündeme geliyor.

İşin kötü yanı sigortacıların da bu konuda kesin bir pozisyon almamaları veya alamamaları.

Dün Hürriyet'te yer alan bir habere göre Türk sigorta şirketleri müteahhitlerinin Libya'da üstlendiği 16 milyar dolarlık projelerin neredeyse tamamına yakınını sigortalamışlar. Ama önce ayaklanma, ardından da iç savaşın yaşandığı, şimdi de uluslararası güçlerin bombaladığı Libya'da "hasar ödenir mi, ödenmez mi" tereddüdü içinde imişler.

Konu hakkında açıklama yapan Türkiye Sigorta ve Reasürans Şirketleri Birliği, Libya'da verilen sigorta teminatlarının farklılık içerdiğini bu nedenle de genel bir yorum yapılamayacağını belirtmiş. Birliğe göre, "Sigorta sözleşmelerinde, 'grev, lokavt, kargaşalık, halk hareketleri' adı altında bir teminat vardır. Böyle bir teminat alınmışsa hasar ödenir. Ancak savaş, istila, yabancı düşman hareketleri, çarpışma, isyan ve bunların gerektirdiği askeri müdahale nedeniyle meydana gelen zararlar, sigorta şirketleri tarafından hiçbir şekilde ödenmez. Libya'daki olayların bu şekilde değerlendirilmesi, eylemlerin amacının belirlenmesine ihtiyaç vardır. Yetkili makamların beyanları, uluslararası kuruluşların değerlendirmeleri sigortacılar açısından olayların tanımlanmasında rol oynayacaktır."

Büyük risklerde sigorta şirketlerinin tazminat ödememek için daha riskin ortaya çıkmasında cephe oluşturmaları, sisteme olan güveni zedeliyor.

İyi de bu müteahhitler bugüne kadar neden sigorta primi ödediler? Bundan sonra sigorta şirketleriyle ilişkilerini nasıl sürdürecekler?

Tüm yazılarını göster