Lezzet yolcuklukları sürüyor...

Faruk ŞÜYÜN ODAK kitap@dunya.com

Lezzetlerin peşinde yolculuklarım evde ve sevgili komşularım Kurtulan ailesinde, tabii ki farklı farklı mekânlar / kentlerde  sürüyor... Bu kez "bahar kebapları, Gaziantep yemekleri ve yalancı kahveler" için Sahan'daydım... İstanbul'da bulunma zorunluluğum nedeniyle son anda iptal etmeseydim, siz bu satırları okuduğunuz sıralarda ben, "Hititlerden Günümüze Çorum Mutfağı Yöresel Lezzet Yarışması" için Çorum'da olacaktım... Kısmet değilmiş, bir başka sefere deyip dönelim Gaziantep lezzetlerine...

Mutfak Dostları Derneği ile Türk Kahvesi Kültürü ve Araştırmaları Derneği'nin Sahan Vega Ataşehir evsahipliğinde düzenledikleri "dost yemeği", iki kurumun üyelerini ilk kez buluşturdu...

Sahan, yüzlerce konuğu ağırlayabileceği çok geniş mekânları tercih ederek buralarda başarılı hizmetler vermeye devam ediyor... 1970'te Caddebostan'da kurulan Sahan'ın bünyesine 1992'de Acıbadem, 1994'de Suadiye, 2000'de Ümraniye Carrefour, 2003'te Ataşehir Vega, 2009 yılında Gaziantep'in tarihi hanlarından olan Şirehan ve Yemişhan katıldı. Sahan son şubesini Dudullu'da hizmete soktu. Geçtiğimiz yılın son aylarında ise Sahan Anında adı altında hızlı servis şubelerini de müşterisiyle tanıştırdı.

Dost Yemeği öncesi kokteylde sunulan çiğköftenin son yıllarda yediklerimin en başarılılarından biri olduğunu belirterek başlamak istiyorum mönüyü anlatmaya...

Önce yuvalama, ardından patlıcan söğürmeli ceviz lahmacun ve semsek (pideye benzer, peynirli, sebzeli ve şekerli olabilir) geldi... Masa, aralarında muhammaranın da bulunduğu serpme Antep mezeleri ile doluydu...

Sunulan pazı dolmanın da gerek yaprak kalitesi, gerek pirincin yeterli diriliğiyle çok iyi olduğunu söylemeliyin. Servis daha sonra haşlama içli köfte, tütsülenmiş tadıyla hep sevdiğim frikli tandır, kaşık salatası ile sürdü...

Ana yemek öncesi keme mantarlı ve patlıcanlı kebap önümüzde dürüm yapılarak getirildi... Daha sonra yeni dünya (malta eriği) ve közlenmiş sarımsak ile sunulan kebap vardı...

Ağızlı künefe, katmer ve baklavacıkla nihayetlenen yemekte isteyenler Türk kahvesi, arzu edenler farklı ürünlerden yapılmış kahveler içti...

Kurulan yalancı kahveler barında servis edilen çörekotu, bamya tohumu, keçiboynuzu, ardıç tohumu, diken ucu, menengiç ve nohut kahveleri bana çocukluk yıllarımı anımsattı... Özellikle savaş dönemlerinde, kahvenin bulunmadığı zamanlarda içilen bu kahvelerden nohutlu olanı, 1970'lerde bizim evlerimizin de vazgeçilmezleri arasına girmişti...

Etkinliği düzenleyen Mutfak Dostları Derneği'nin çalışmaları son yıllarda yakından tanık olduğum üzere Ahmet Örs başkanlığında her geçen gün daha da yoğunlaşarak sürüyor... Türk mutfağı ile ilgili bilimsel araştırmaları destekleyen, çeşitli yayınlar hazırlayıp panel, konferans, gezi gibi etkinliklere imza atan Mutfak Dostları Derneği, düzenli olarak önceden belirlenen bir tema çerçevesinde hazırlanmış mönülerin ikram edildiği yemekler tertipliyor. Dernek, yurtiçi ve yurtdışında lezzet merkezlerine geziler de düzenliyor... Bu etkinliklerden katılabildiklerimi Odak'ta anlatmaya çalışıyorum...

Derneğin çalışmalarında bilimsel araştırmalara mutfak zenginliklerimizi, yeme-içme ve sunma âdabını ortaya çıkarma uğraşı verirken güncel gelişmeler de dikkatle izleniyor... Geçtiğimiz yıllarda ulusal biyogüvenlik yasasının GDO'lu ürünler acısından sakıncalarını üyeleri ve kamuoyu ile paylaşan Mutfak Dostları Derneği, bu yıl itibariyle Avrupa Birliği Projeleri ile de ilgilenerek Karadeniz Havzası ülkeleri ile ortaklaşa gerçekleştirilecek bir çalışmanın hazırlıkları içinde...

Derneğin en son etkinliklerinden birisi de üyelerinden sinema yazarı Atilla Dorsay'ın seçtiği filmlerden oluşan Yemek Filmleri Festivali oldu... Çoğunu daha önce izleme olanağı bulduğum biribirinden güzel 8 film, mayıs ayı boyunca İstanbul Bilgi Üniversitesi Dolapdere Kampüsü sinema salonunda gösteriliyor...

Tüm yazılarını göster