LCD TV için BES'i yakmayın !

Can KANTAR SEKTÖRÜN İÇİNDEN cankantar@gmail.com

Bireysel Emeklilik Sistemi'nde revizyon tartışmaları hız kazandı. Sistemdeki tıkanıklık artık yüksek sesle dile getirilmeye başlandı. Sisteme girenlerin üçte birinin birikimleri 5 bin TL'yi geçmeden sistemden çıktığını rakamlar doğruluyor. "Şu kadar kişi sisteme girdi, bu kadar fon miktarına ulaşıldı" söylemleri kulağa hoş gelse de sisteme girip de çıkan ya da çıkmayıp ödeme yapmayanların sayısının da hayli fazla olduğu da biliniyor. BES'te şirketlerin yarışının artık bundan sonrasında sisteme girenlerin sistemde tutulması yönünde olacağı konuşuluyor. Sistemden çıkanların stopaj kesintisinin sadece edinilen getiri üzerinden yapılmasına yönelik mahkeme kararı her ne kadar mantıklı olsa da sistemden çıkışı özendirdiği için sektör tarafından tepki ile karşılandı. BES'e kazandırılan her katılımcının şirkete bir maliyeti var. Ve bu kişi sisteme girerken en az 10 yıl ve 56 yaşına kadar sistemde kalacağını bilerek giriyor. Ne yazık ki her çıkışın da kişiye olduğu kadar şirkete de zararı oluyor. Özetle sistem bu yönüyle kimseye yar olmuyor.

Uzun vadeli tasarruf kültürümüzün eksikliği nedeniyle katılımcıların birikimleri 5 bin TL'nin altındayken, ya kredi kartı borcu ya da yeni bir elektronik cihaz uğruna sistemden çıkıldığını görüyoruz. BES şirketleri bir taraftan yeni katılımcı peşinde koşarken, diğer taraftan da ödemesini yapmayan veya sistemden çıkmak isteyen katılımcılar ile uğraşır oldu.

Bir rakip eksikti

BES sistem itibari ile en güvenilir ve en karlı yatırım aracı olma özelliğini taşıyor ve ülkemiz için uzun vadeli fon yarattığı için ise ayrı bir önemi var. Hatta fon tutarı henüz çok küçük olmasına rağmen, Türkiye ekonomisinde risk oluşturan cari açık probleminin finansmanı için bile hayati önemi olduğu düşünülüyor. Fakat bu sistemi ayakta tutan şirketler 5 yıl sonra artık bu işten para kazanmayı planlarken 7'inci yılın sonuna doğru hala para kazamaz durumdalar. Fotoğrafı daha net ortaya koymak açısından şu ilaveyi yapmak isterim. Katılımcı açısından bakıldığında BES rakipsiz bir yatırım aracı. Sistem güvenli ve katılımcı daha birikimini yaptığında Devletin sağladığı vergi teşviki ile kazanır durumda. Diğer taraftan şirketler ise burada sadece bir aracı. Aldıkları komisyon ve işletim giderleri ile kar edemedikleri de ortada. Bunlarla uğraşırken diğer taraftan da yeni rakiplerin çıkarılma söylentisi bile moralleri bozmaya yetiyor. BES'i çıkaran Devletimiz şimdi belki de bu sistemin önünü tıkayacak olan Tamamlayıcı Emeklilik Sistemini de tartışmaya başladı. "Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu" denilebilecek şekildeki uygulama söylentileri bile sektörü huzursuz etmeye yetti. Birçok şirket yöneticisi Tamamlayıcı Emeklilik Sistemi hakkında yeterli bir bilgiye sahip olmadıklarını ve bu nedenle fikrini söylemezken, diğer taraftan Hazine yetkilileri de bunun BES'in önünü kesecek bir uygulama olmayacağını söylüyor. Sonucunu hepimiz göreceğiz.

Revizyon bekleniyor

Kriz döneminde bile büyüyen bir sistemi ekonomik istikrarın olduğu bir ortamda daha da büyüyeceğini tahmin etmek hiç de zor olmasa gerek. Yeter ki Devletimiz bu geçen süre içerisinde görülen eksikleri telafi edecek yeni düzenlemeleri hızla hayata geçirsin. Bu direkt vergi teşviki mi olur, zorunlu mu olur, şirketlerin komisyon oranları mı artırılır bilemem ama, sistemin sağlıklı büyümesi için bu işten katılımcının da, BES şirketlerinin de ve de Devletimizin de kazançlı olması gerekir. Her üç kesim de mutlu olduğunda sistemin katlanarak büyüyeceğine hepimiz tanık olacağız.

Tüm yazılarını göster