Kutuplaşma ve ayrışmanın zirvesi

Kutuplaşma veya ayrış­ma… Siyasette çok sık kullanılan bir sorun. Toplum çok ayrıştı ve kutuplaştı.

İbrahim KAHVECİ Rakamlarla ibrahim.kahveci@dunya.com

Kutuplaşma veya ayrış­ma… Siyasette çok sık kullanılan bir sorun. Toplum çok ayrıştı ve kutuplaştı.

İyi ama ayrışma sadece si­yasette mi?

Dün DÜNYA Gazetesi’nin manşeti “Tüketim tam gaz”

Evet, çılgınca tüketiyoruz. Mesela konut satışları yüksek faize rağmen 165 bin adet ile rekor kırdı.

Sadece konut mu? Mesela ithal tüketim 53,5 milyar dolara ulaşarak bir başka rekorun sahibi oldu.

Ya oto...? Orada da orta ve alt sınıf araba yerine orta ve üst sınıf araba satışı revaçta.

Çılgınca tüketen bir kesim var.

İyi ama bu çılgınca tüketen ke­sime karşılık geçinme derdin­de olanların sayısı da hızla artı­yor. Özellikle sabit gelirli dediğimiz emekli ve asgari ücretliler çok zor geçiniyor.

GSYH hesabında görüldü ki, top­lam tüketim yüzde 81 artarken za­ruri tüketim yüzde 74,1 artışta kaldı.

Merkez Bankası enflasyon sunu­munda da özellikle orta-üst kesimin tüketimine dikkat çekiyor.

Bu tüketim frenlenmezse enflas­yonda beklenen seviyelere zor geli­riz. Oysa sabit gelirli kesime daha az zam vererek frenlemeye çalışıyoruz. Lakin, sorun oralar değil ki… Sorun ithal tüketimi, konut tüketimini ve orta-üst otomobil tüketimini kimler yapıyorsa orada aranmalıdır.

TÜİK her ne kadar gelir dağılımı için daha önce açıkladığı verileri re­vize etse de, ülkemizde gelir dağılı­mı bozukluğu en üst düzeyde.

2023 ama 2022 verileri bile çok kötü durumda olduğumuzu gösterdi. Ya 2024 gelir dağılımı?

İşte bunu tüketim kutuplaşmasın­dan görüyoruz. Bir tarafta lüks diye­bileceğimiz tüketim çılgınlığı yaşa­nırken diğer tarafta geçim sıkıntısı da zirveyi zorluyor.

Tam bir kutuplaşma…

İyi ama bu tür kutuplaşmalar sa­dece ekonomik sonuçlar doğurmaz. Orta-uzun vadede toplumsal ba­rışı da çok ciddi sıkıntıya sokacak bir sürecin içindeyiz.

Bugün en fazla tartışmamız gere­ken ayrıntıya gelelim: Servetine ser­vet katan bu kesim toplumun yüzde kaçını oluşturuyor?

TÜİK verilerine göre yüzde 5… Ya­ni 4 milyon civarı bir kesim.

İşte bu kesimin ekonomik davra­nışları geriye kalan 81 milyonu etki­liyor ve etkileyecek.

Mesela siz imkanınız var diye lüks bir araba veya iyi bir konut aldığı­nızda bunun fiyat dalgalanmasının faturasını sabit gelirliler ödeyecek.

Çünkü seneye yapılacak ücret zamları gerçekleşen enflasyona gö­re değil, beklenen enflasyona göre yapılacak. (bunu çok sık dile getiri­yorlar)

Sanayi ve hizmet ayrımı

Ayrışma ve kutuplaşmanın bir başka alanı da sektörel farklılıklar.

Sanayi sektörü son 1,5 yıldır çok ciddi sıkıntılar yaşarken bunun tam tersi şekilde hizmet sektörü hızla genişlemeye devam ediyor.

Oysa vergi sisteminin temelini sa­nayi sektörü oluşturuyor.

Adeta yem veren ağaç sürekli bal­talanırken sistemin dengesini bozan kesimler kıyak üstüne kıyak alıyor­lar.

Acaba bu ayrışmayı ve kutuplaş­mayı çözmeden temel ekonomik he­deflere daha az maliyetle varamaz mıyız? Umarım ciddiye alınır…

Tüm yazılarını göster