Küresel iletişimde 'modern sihirbazlar'

Hayal edin: Paris'te bir kafede, bir Fransız ve bir Japon oturmuş sohbet ediyorlar. Ne Fransızca biliyor ne de Japonca... Ama muhabbetler koyu. Nasıl mı?

Furkan LÜLECİ furkan.luleci@dunya.com

Hayal edin: Paris'te bir kafede, bir Fransız ve bir Japon oturmuş sohbet ediyorlar. Ne Fransızca biliyor ne de Japonca... Ama muhabbetler koyu. Nasıl mı? Yapay zeka destekli çeviri araçları sayesinde. Artık bu türden fantastik senaryolar, sadece bilim kurgu filmlerinin tekelinde değil. Ancak, gerçekten bütün dil engellerini bu modern sihirbazlar, yani YZ çeviri araçları bu kadar kolay mı aşıyor? Cevap beklediğinizden daha karmaşık.

Günümüzde, Google'dan DeepL'e kadar pek çok dev, YZ tabanlı çeviri araçlarına servetler yatırıyor. Bu araçlar; diplomasiye, eğitimden sağlık hizmetlerine, hatta alışverişe kadar hayatın her köşesinde dil bariyerlerini yıkmayı vaat ediyor ama bu iddialı vaatler ne kadar gerçek? Yapay zeka, dil öğrenimini tamamen mi değiştiriyor, yoksa sadece anlık iletişim ihtiyaçları için mi geçici bir çözüm sunuyor?

Farklı bir açıdan bakacak olursak örneğin DeepL gibi platformlar, YZ destekli çeviri araçlarında rakipleri arasında öne çıkıyor. DeepL’in kurucusu ve CEO’su Dr. Jaroslaw Jarek Kutylowski, DeepL teknolojisinin sadece kelime bazında çeviri yapmadığını, metinler arası kültürel ve bağlamsal köprüler kurduğunu söylüyor. Evet kulağa hoş geliyor, ama sahada işler her zaman bu kadar mı pürüzsüz ilerliyor?

Diyelim ki Alman bir marka Türkiye pazarına giriyor ve teknik terimlerin doğru çevirisini YZ teknolojisini kullanarak sağlıyor. İş dünyası için bu, altın değerinde bir fırsat. Ancak, her ne kadar teknoloji ilerlemiş olsa da YZ bazen tonu ve anlamı kaçırabiliyor. Ne de olsa bir dilde masum sayılabilecek bir ifade, başka bir dilde tamamen ters bir tepki yaratabilir. İşte bu yüzden ne kadar gelişmiş olursa olsun, YZ araçları hâlâ insan gözetimine ve müdahalesine ihtiyaç duyuyor.

YZ çeviri araçlarıyla “Çok Dilli İletişim”

Bu konuyla ilgili daha fazla derinlemesine bilgi almak için DeepL'in CEO'su’na birkaç soru yönelttim. Kutylowski, yapay zekanın dil öğrenimine etkisinin yanı sıra, iş dünyasındaki iletişimde nasıl bir devrim yarattığını, yeni dillerin nasıl seçildiğini ve DeepL'in dil modellerinin diğer büyük teknoloji firmalarından nasıl ayrışıp öne çıktığını açıkladı:

"Ürünlerimiz, kullanıcıların 2. veya 3. dildeki iletişimini güçlendirmelerine yardımcı oluyor. Bizim ana etkimiz büyük ölçekte iş dünyası iletişiminde. Ekiplerin dünya genelindeki tüm müşterileriyle ana dillerinde iletişim kurmalarına ve küresel bir kitleye hitap eden çok dilli mesajlar oluşturmalarına olanak tanıyor" diye başladı Kutylowski. "DeepL'in teknolojisi, işletmelere yönelik tüm pazarlarda doğru, güvenli ve maksimum etkiyle iletişim kurmaları için dil merkezli çözümler sunuyor."

Yeni dillerin eklenme sürecine değinen Kutylowski, "Yeni dilleri seçerken sektör etkisi ve kullanıcı talebini dikkate alıyoruz. Korece ve Arapça gibi dillerin platformumuza eklenmesi bu talepler doğrultusunda gerçekleşti" dedi ve ekledi: "Teknik ve dilbilimsel kaynaklarımızı değerlendirerek, kullanıcılarımıza mümkün olan en yüksek kalitede çeviriler sunmayı hedefliyoruz"

Teknoloji x İnsan Denklemi

Yapay zeka, belki birçok kapıyı açabilir, ama bu kapıların ardında ne olduğunu anlamak ve değerlendirmek, yine de bize kalmış. Gerçek küresel iletişimde ilerleme kaydetmek istiyorsak, teknoloji ve insan arasındaki bu sinerjiyi en iyi şekilde kullanmalıyız. Yani, yapay zeka dil engellerini ne kadar aşarsa aşsın sonunda bizi bir araya getiren şey, ortak insan deneyimlerimiz ve anlayışımız, bu yadsınamaz bir gerçek.

Tüm yazılarını göster