Küresel enflasyon dinamikleri

Serhat GÜRLEYEN GENİŞ AÇI sgurleyen@isyatirim.com.tr

GENİS AÇI / Serhat Gürleyen Bu hafta sizlerle dünya ekonomisinin yavaşladığı bir ortamda küresel enflasyondaki yükselişin arkasındaki temel dinamikleri tartışmak istiyoruz. Söz konusu dinamiklerin tartışılmasının uyguladığımız sıkı para politikasına rağmen enflasyon hedefinin neden tutturulamayıp hedefin yükseltmek zorunda kaldığımızın anlaşılması açısından da faydalı olacağını düşünüyoruz. Dünya ekonomisinin yavaşlayacağına dair endişeler yerini küresel enflasyon korkusuna bıraktı. 2007 yılını ABD ekonomisindeki olası bir durgunluğun dünya ekonomisinin büyümesini aşağı çekeceği konusunda hararetli tartışmalarla bitirmiştik. 2008 yılının ikinci yarısına girdiğimiz bu sıcak günlerde durgunluk endişesinin yerini enerji ve gıda fiyatlarındaki artışla tetiklenen küresel enflasyon korkusu aldı. Enflasyonla mücadelede çok zor bir dönemden geçiyoruz. Enerji ve gıda fiyatlarındaki şiddetli ve kalıcı yükseliş enflasyon beklentilerini yükseltmeye ve genel fiyatlama davranışlarını bozmaya başladı. Merkez bankalarının münferit olarak sıkı para politikası uygulaması küresel enflasyondaki artışa karşı sınırlı bir fayda sağlıyor. Enflasyondaki yükselişin arkasındaki nedenlere bakalım: (i) Enerji ve gıda fiyatlarındaki yükseliş: ABD, Avrupa ve Japonya ekonomilerindeki yavaşlamaya rağmen enerji ve gıda fiyatlarının artması Çin, Hindistan, Rusya, Brezilya gibi gelişmekte olan ülkelerin yüksek hızla büyümeye devam etmesinden kaynaklanıyor. Bunun yanı sıra arz kaynaklı sorunlar da enerji ve gıda fiyatlarının artmasında önemli rol oynuyor. (iii) Gevşek para politikaları: ABD Merkez Bankası'nın ekonomisinin durgunluğa girmesini engellemek için, Japonya Merkez Bankası'nın deflâsyonu engellemek için gevşek para politikası uygulaması enflasyondaki yükselişi kolaylaştırıyor. (iv) Doların değer kaybetmesi: ABD Doları'nın değer kaybetmesi genelde dolar bazında işlem gören emtia fiyatlarındaki artışı hızlandırdı. Paralarının dolara karşı değer kazanmasını engellemek için müdahale eden Asya merkez bankaları gevşek para politikası uygulamak zorunda kaldılar. (ii) Küresel serbestleşme: Dünya ticaretindeki hızlı büyüme gelişmekte olan ülkelerden kaynaklanan fiyat artışlarının gelişmiş ülkelere yayılmasını hızlandırdı. Dolayısıyla ülkesel değil küresel bir enflasyon sorunuyla karşı karşıyayız. Enflasyon nasıl kontrol altına alınacak? (i) Enerji ve gıda arzının artması: Enerji ve gıda fiyatlarındaki yükselişin tersine dönmesi kısa vadeli bir çözüm bulunmuyor. Enflasyondaki artışı kontrol altına almak ve hane halkının yaşam düzeyini düşürmemek için gelişmekte olan bazı ülkelerde uygulanan teşvikler kısa vadede enflasyonu düşürüyor ancak kaynak dağılımını bozuyor ve kamu üzerindeki yükleri artırıyor. Orta vadeli çözüm piyasa mekanizması içinden gelecek. Fiyatlardaki artış enerji ve gıda arzının artmasını sağlayacak. (ii) Para politikasının sıkılaştırılması: Enerji ve gıda fiyatlarındaki yükselişin enflasyon beklentileri üzerinde yaptığı tahribatın onarılması için gelişmiş ülke merkez bankalarının para politikalarının uyumlu hale getirilmesi lazım. Bunun için ABD ve Japonya Merkez bankalarının para politikalarını sıkılaştırması gerekiyor. Ancak her iki ülkenin de iç dinamikleri böyle bir politikaya izin vermiyor. (iii) Doların değer kazanması: ABD Merkez Bankası'nın para politikasını sıkılaştırması ve doların değer kazanması emtia fiyatlarının gerilemesini ve Asya ülkelerini genişleyici para politikası uygulamaya zorlayan dinamiklerin hafiflemesini sağlar. Devam edeceğiz .

Tüm yazılarını göster