Kur

Gündüz FINDIKÇIOĞLU GLOKAL BAKIŞ debrovian@gmail.com

Dünyadaki gelişmelerin bizi getirdiği noktada gelişmekte olan ülkeler dahil herkes faizleri düşürecek, parasal genişlemeye başvuracak, kamu harcamalarını değişik tarzlarda artıracak ve kurlar da gelişmekte olan ülkelerde bir miktar yükselecek. Enflasyon düşmekte olduğu için nominal kur artışı reel kur artışı olarak yansıyacak ve sanki geçmişte sabit kur rejimlerinde "ayarlanan" rekabetçi devalüasyonlar gibi bir etki yapması, ihracat talebini tetiklemesi beklenecek. Fakat işler bu kadar basit değil tabii: Hem bilançolar üzerindeki olası olumsuz etkileri açısından, hem ihracatın kur elastikiyetinin her sektörde ve ülkede aynı ve yüksek olmaması açısından, hem de ihracat talebi göstermesi beklenen ülkelerde yaprak kımıldamadığı için düşünülenlerin etkili olması zor görünüyor.

Türkiye gibi harcamalar açısından milli gelirinin yüzde yetmişi tüketim olan bir ülkede, yaklaşık olarak ABD ile aynı oran, özel tüketimi ve özel yatırımları tetiklemeden resesyondan çıkmak kolay değil. Özel yatırımların canlanması, hatta daha bile azı, şirketlerin kapanmaması çalışanların istihdam edilmeye devam etmeleri ve iş/gelir kaybına uğramayacaklarını düşündükleri zaman tüketimlerini artırmaya başlamaları çok önemli. Harcama/tüketim yapılmadan resesyondan çıkılması imkansız gibi. IMF Başekonomisti Olivier Blanchard 2009'da eşgüdüm içinde neredeyse tüm ülkelerin milli gelirin yüzde 2'si kadar kamu harcaması yapması gerektiğini, kamu maliyesi politikasının merkezi önemde olduğunu ve gerekirse kamu harcamalarının global gelirin yüzde 3'ne kadar artırılabileceğini yazıyor.

Peki herhangi bir kur politikası söz konusu olabilir mi? Zor görünüyor. Olsa bile net ihracata dayanarak büyümek ne Türkiye gibi geniş iç pazarı olan bir ülke için, ne de diğer pek çok gelişmekte olan ülke için pek mümkün değil.  

Bilinçli bir tercih olmasa bile nominal kur daha da yukarı gidebilir ve orada dengelenebilir mi? Ekteki grafikte Christiano-Fitzgerald filtresi görülüyor. Grafik dolar-TL kurunun 1.55 civarında döngüsel olmayan seviyesinde olduğunu, 2005 yılında ve 2006 başında kurun döngüsel olarak fazla değerli olup düzeltme yaptığını ve 2007 yılında tekrar döngüsel olmayan serinin altında ("aşırı değerli") seyrettiğine işaret ediyor. Çizilen 2009 patikası yine döngüsel olarak yukarı doğru hareketle 1.55-1.60 bandına işaret ediyor. Ama aslında patikayı ayrıştırınca geçmişin verdiği filtre 1.45 civarına işaret etmekte. Geçmiş böyle dönemlerde geleceğe bakmak için fazla faydalı enformasyon içermeyebilir. Fakat bu alıştırmaya göre durum bu. Benim kanım da kurun faize hassas olmadığı bu dönemde IMF anlaşması sonrası 1.50-1.60 bandından daha yukarıda dengelenmesi için pek bir neden olmadığı şeklinde. Zaten o noktadayız ve ne ihracat teşviki olarak, ne enflasyon tetikleyicisi olarak, çok büyük bir sorun çıkmazsa bu yıl kurun fazla işlevi olmayacak gibi duruyor. Tabii, dolar-TL kuru Euro-dolar paritesinden dolayı biraz oynaklaşabilir.

Tüm yazılarını göster