Kültür perakendeciliği

Faruk ŞÜYÜN ODAK kitap@dunya.com

Perakendecilik zorlu bir iştir. Hele söz konusu olan kültür perakendeciliği ise. Yurtdışı seyahatlerimizin unutulmaz anılarının başında müzelerden satın aldığımız objeler, kitaplar gelir. Onlara baktıkça o yolculuğu da anımsarız; objenin, kutusu içinden çıkan tarihçesini de. Oralarda kültür perakendeciliği hakkıyla yapılmaktadır. Stratejileri oturalı yıllar olmuştur.

Dünya kültür mirasının önemli bir bölümünü müzelerinde sergileyen ülkemizde niye böyle hatıra eşyaları, tanıtıcı kitaplar satılmaz, diye hep yakınmışımdır. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın DÖSİMM mağazaları bana yurtdışındaki benzerleri yanında yetersiz gelmiştir.
2009 yılında, Bakanlığın açtığı ihale kapsamında ülke genelinde 55 müze ve ören yerinin ticari alanlarının işletme yetkisini 156 milyon TL ciro garantisi ve 8 yıl süre ile Bilkent Kültür Girişimi (BKG) alınca sevinmiş, ülkemizin hak ettiği “müze dükkânları”nı, “müze kahveleri”ni beklemeye başlamıştım. Türkiye’de ilk defa özel bir iştirak eliyle müze mağazacılığı yapılacaktı. Kültürel mirasın korunmasına ve yaşatılmasına destek olacak, katma değerler yaratacak, çağdaş müze mağazacılığını gerçekleştirecek uluslararası standartlar oluşacak mıydı? 

Bu önemli konuyu konuşmak için fırsatı, Bilkent Holding şirketlerinden Bilintur A. Ş. ve kruvaziyer turizminin önemli adı Tura Turizm ortaklığı ile İzmir Selçuk’ta hayata geçen Cittantica Ephesus Park’a ziyaretimiz sırasında buldum. 
Türk lokumlarıyla tatlanan Türk kahvelerimizi yudumlarken Bilintur A. Ş. Müze Projeleri ve Kurumsal İletişim Koordinatörü Barış Üstünkaya, ülkemizi ve kültürümüzü tüm dünyaya anlatmak, aynı zamanda yerel istihdama katkıda bulunmak amacıyla Cittantica’yı hayata geçirdiklerini söylüyordu.

Pagandan Selçuklu’ya beş farklı kültürü/tarihi dönemi barındıran tematik parkta, bin metrekarelik Artemis tapınağı şeklindeki ana yemek salonu, VIP restoran, beş alâkart yiyecek-içecek noktası, bir pazar yeri ve hediyelik eşya mağazası yer alıyordu. Antik dönemdeki gıdalarla hazırlanan 20 farklı mönü ziyaretçilere ikram ediliyordu. 
Cittantica, Efes harabelerine gelen yılda 2 milyon turistin yaklaşık yüzde 10'unu buraya çekmeyi hedefliyordu. İşletme Müdürü Celal Coşkun, açılıştan bugüne kadar geçen son bir ayda 8 bin ziyaretçiye hizmet verdiklerini söylüyordu.

Bu arada öğreniyorduk ki Bakanlığın son açtığı ihaleyi de alan Bilintur'un mağaza sayısı 115'e çıkmış ve dünyanın en büyük müze mağazacılığı operasyonuna dönüşmüştü. Buraların nitelikli kültürel satış alanları haline gelmesi elbette zaman alacaktı. BKG kurulduğu günden bugüne öncelikli olarak ürün gamını geliştirme ve genişletmeye odaklanmıştı. En önemli sorunların başında da nitelikli eleman eksikliği geliyordu. Yabancı dil bilen, satış yeteneği olan, turizm kariyeri yapmak isteyen vizyonu açık gençlere ihtiyaçları vardı.

BKG, Anadolu’nun geleneksel el sanatlarını yaşatmak, bu ürünleri mağazalarında sergilemek için yerel zanaatkârlarla da işbirliği yapıyordu. Unutulmaya yüz tutmuş bilgi ve becerilerin kuşaklardan kuşağa aktarılması için ustalar arayışı sürüyordu.
Söyledim ya perakendecilik, özellikle kültür perakendeciliği son derece zahmetli bir işti. Ve bu konuda hepimizin öğreneceği çok şey, alacağımız çok yol vardı.

Tüm yazılarını göster