Kulaklıklarınızı çıkarın

Dr. Uğur TANDOĞAN NOT DEFTERİ tandogan2007@gmail.com

Yaptığım hata

Sabah yürüyüşümü yapıyordum. Hava ısınmadan yola çıkmıştım. Güneş, doğduğu yerde göğü kızıla boyamıştı. Kızıllığa doğru yürüyordum. Yolun iki tarafında zeytinlikler vardı. Bedri Rahmi dizeleri dolandı dilime "Önde zeytin ağaçları, arkasında yar. Sene 1946, mevsim sonbahar" Ama sonbahara daha vardı. Yazı yaşamalıydım, sonbaharlı şiiri bıraktım. Zeytinliklerin yeni açmış gündeki renklerine takıldı gözüm. Zeytinliklerin bitiminde Ege denizi, denizin bittiği yerde Midilli adası vardı. Bir gemi durgun suda Bababurnu’na doğru süzülüyordu. Sanki başka bir dünyada, bir masal alemindeydim.

Yanıma cep telefonumu da almıştım. Aslında bu aygıta cep telefonu demek, aygıtdaki diğer fonksiyonları küçüksemek demekti. Çok pahalı bir aygıt değildi; ama telefonun yanında epey bir fonksiyonu vardı, en önemlisi de radyosu vardı. Radyoyu açtım, kulaklığımı taktım. Fakat radyo istasyonu konusunda çok şanslı değildim. İnişli çıkışlı yolda radyonun alışı da etkileniyordu. Klasik müzik çalan bir radyo yakaladım. Onu dinleyerek yürümemi sürdürdüm.

Ancak birden yaptığım aptalca hatayı anladım. Bir masal aleminde yürüyordum, ama bir duyumu bu aleme kapatarak yürüyordum. Hemen radyomu kapatarak kulaklığı çıkardım. Günün erken saatlerinde uyanan doğayı dinleyerek, doğayla bütünleşerek yürüyüşümü sürdürdüm. Uzaktan bir horozun ötüş sesi geldi. Sanki "Demek sen de uyandın, kulaklığı çıkardın" diyordu.

Kulaklıklar, kulaklıklar, kulaklıklar…

Yukarıda sözünü ettiğim hatayı çok sık yaparız; çok değişik kulaklık takarak çevreyi yeterince algılayamayız. Özellikle patronlar ve yöneticiler işletmelerde değişik tür kulaklıklar takarak çevreden

kendilerini soyutlarlar.

Hiç düşündünüz mü? Acaba ne tür kulaklıklarımız var? İşte size birkaç örnek.

Bir kuruluşta bir proje yapıyordum. Patron, bu kuruluşun bir komitesinde de görev yapmamı istemişti, ben de görevi kabul etmiştim. Komitenin iki ayda bir yapılan toplantılarına patron da katılıyordu. Toplantılarda genel müdür ve genel müdür yardımcısını dinlediğimde kendimi başka bir kurumda sanıyordum. Eğer işletmeyi tanımasam, havayı koklamamış olsam anlattıklarına ben de inanacaktım. Ama patron, üst yönetimi can kulağı ile dinliyordu; patronun kulaklığı, genel müdür ve yardımcısı idi.

Bir başka kuruluşta proje yapıyordum. Ne zaman genel müdür olan bayanın odasına gitsem o kadın ile karşılaşıyordum. Kadın, genel müdürün gölgesi gibiydi. Genel müdür odasından pek çıkmıyordu. Tüm bilgilerini bu kadından alıyordu. Genel müdürün kulaklığı bu kadındı.

Günlük yaşamımızda da rastlarız kulaklıklara. Bakarsınız kişiler sadece kendi siyasal görüşlerindeki gazeteleri alırlar, kendi görüşlerindeki televizyonları izlerler, kendi çizgilerindeki radyoyu

dinlerler. Ya da siyasal iktidarlar herkesin kulağına kulaklık takıp aynı ninnileri dinletmek isterler.

Düşünün bakalım, işletmenizde ve özel yaşamınızda hangi tür kulaklıkları takıyorsunuz?

Bir Yorum

Bir yönetici, yönettiği birimi ve çevresini her an yaşayabilmelidir. Her işletmenin, her birimin kendine özgü bir çevresi, bir doğası vardır. Yönetici başarılı olmak için bu doğayı tanımalı ve ordaki değişimleri gözleyebilmelidir. Gözlemlemeyi tüm duyuları ve aracı kullanmadan yapabilmelidir.

Bazen odasından çıkmayan, gününü bilgisayar ekranlarının başında geçiren yöneticiler görürüm. Ne büyük şeyi kaçırdıklarının farkında değillerdir. İşletme ve çevresi bir alemdir. Çıkıp bu alemin

zevkine varmak, sesine kulak vermek gerekir. Yaşayan bu organizmanın her bir bireyinden gelen sesin ayrı bir anlamı, ayrı bir güzelliği vardır. Bu cümbüşün, bu senfoninin zevkini çıkarmalıdır.

Eğer yönetici iseniz günde en az iki kez işletmenizi, biriminizi dolaşın. Sadece dinleyin. Ama doğa yürüyüşünde olduğunuzu düşünün, kulaklık takmayın.

Bir yöneticinin olmazsa olmaz dediğimiz özellikleri arasında birinci sırayı dinlemek alır; dinlemelisiniz. İşletmenizdeki ilahi senfoniyi dinlerken tüm duyularınız açık olmalıdır. Buradan toplayacağınız bilgiler size orkestranızla daha iyi müzik yapma fırsatı verecektir.

İşletmenizdeki iyimserleri de dinleyin, kötümserleri de. Gerçek, büyük bir ihtimalle ikisi arasında bir yerdedir. Dinleyin, ama kulaklıklarınızı çıkararak, kulağınızı her sese açarak dinleyin.

Tüm yazılarını göster