Krizin yarattığı kayıp nesil, demokrasiler için büyük tehlike

DİDEM ERYAR ÜNLÜ YAKIN PLAN didem.eryar@dunya.com

Dünya genelinde 15-24 yaş arasında gençlerin sayısı 1.2 milyara ulaşıyor. Bu rakam dünya nüfusunun yüzde 18'ine denk geliyor. Birleşmiş Milletler, Ağustos 2010 - 2011 arasındaki dönemi "Uluslararası Gençlik Yılı" olarak kutluyor. Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) verileri ise, gençlerin geleceğinin karanlık olduğunu ortaya koyuyor. Ekonomik krizin en fazla gençleri etkilediğine dikkat çeken ILO,  2009 yılı sonunda dünya genelinde 15-24 yaşları arasındaki işsiz gençlerin sayısının 81 milyona ulaştığına dikkat çekiyor.

ILO'nun 183 ülkenin hükümeti, işvereni ve işçisini bir araya getirdiği rapora göre bu sayı, bugüne kadar ulaşılan en yüksek rakam. ILO genç istihdam programı sorumlusu Gianni Rosas, Fransız Le Monde gazetesine yaptığı açıklamada, gençlere yönelik bu karanlık tabloyu şu kelimelerle dile getiriyor: "Kendi kişiliğini, geleceğini oluşturmaya başladığın bir dönemde, dışarı atılmak, dışarıda kalmak, çok derin bir moral bozukluğu ve güven kaybına neden olabilir."

Çalışan gençlerin üçte biri fakir

Hükümetlerin bu süreçte öncelikle eğitim bütçelerini daraltmamaları ve aktif önlemler alarak istihdamı korumaya çalışmaları gerekiyor. 2002 yılından bu yana, dünya genelinde işsizlik oranlarını düşürmeye yönelik önlemlerin başarılı olduğuna dikkat çeken rapor, 2007 yılında 25 yaş altı işsiz oranının yüzde 13.2'den yüzde 11.9'a indirildiğine yer veriyor. Ekonomik kriz ise tüm bu önlemleri etkisiz hale getirip, dünya genelinde işsizlik oranının iki yıl içinde yüzde 13.1'in üzerine çıkmasına neden oldu.

1997-2007 yılları arasında genç nüfusta izlenen işsizlik artışı senede ortalama 191 bin kişi iken, 2008-2009 dönemi 6.7 milyon genç işsiz yarattı. Bu oranın, kriz öncesinde yaşanan işsizlik artış oranının tam 35 katına denk geldiğini vurgulayan ILO, gençlerin yetişkinlere oranla iki kat daha fazla etkilendiğini ifade ediyor.

ILO'ya göre, işsizlik sadece "buz dağının görünen kısmı". Bunun yanı sıra, gençlerin yaşadığı en büyük sorun fakirlik. Gelişmekte olan ülkelerde fakir gençler arasındaki işsizlik oranları çok net olarak bilinmiyor. Bunun nedeni güvenilir istatistiklerin olmaması ve gençlerin kayıt dışı sektörde çalışmak zorunda kalmaları. Bu nedenden dolayı, ILO'nun raporunda bu yıl ilk kez "çalışan fakir gençler" tanımına yer veriliyor."Dünya genelinde gençlerin büyük bir bölümü çalışma koşulları iyi olmayan, düşük ücretli, sosyal güvencesi olmayan geçici işlerde çalışıyorlar" denen raporda, sadece işsiz gençlerin durumu değil, aynı zamanda kötü işlerde çalışan gençlerin durumu da masaya yatırılıyor. ILO istatistiklerine göre, çalışan gençlerin üçte biri fakir; 152 milyonunu günlük kazancı 1.25 doların altında.

OECD tarafından Nisan ayında yayınlanan bir başka rapor da, bu kötü başlangıcın, uzun vadede gençler için tehlikeli olabileceğine dikkat çekiyor. Raporun yazarları, ekonomik krizin etkisiyle özellikle gençlerin gelir oranlarında düşüş yaşanabileceğine, iş ortamının kötüleşebileceğine dikkat çekiyorlar.

En fazla etkilenen genç kadınlar

Raporun ortaya çıkardığı bir diğer konu da, bu krizde en fazla genç kadınların zarar gördüğü. Rapora göre 2009 yılında genç erkek istihdamı genç kadın istihdamının iki katı olarak gerçekleşti. Bu oran Kuzey Afrika'da yüzde 52.7'ye karşı yüzde 21.6; Orta Doğu'da yüzde 53.3'e karşı yüzde 23' oldu. Kuzey Afrika'da genç kadınların yüzde 31.7'si, Orta Doğu'da ise yüzde 30.9'u işsizdi.

Siyasi ve sosyal riskler

Uzmanlar, geleceğe yönelik umutlarını kaybeden gençlerin, demokrasiler için tehlike oluşturabileceklerini ifade ediyorlar. "Gençler kendilerini sistemin kurbanı olarak görüyorlar ve bu durumun sorumlusu olarak gördükleri her şeye öfke besliyorlar. Küreselleşme, kapitalist sistem, ulusal politikacılar, ebeveynler öfke duyulan unsurların başında geliyor" yorumlarına yer verilen raporda, tüm bunların bir sonucu olarak, "gençlerin kendilerine yanlış bir gelecek vadeden dini veya devrimci hareketlere duyarlı hale geldiklerine" dikkat çekiliyor.

KUTU

Gelişmekte olan ülkelerde sosyal gerilim artıyor

Hindistan'da Hyundai Motors işçilerinin grevleri; Çin'de yaşanan intiharlar; Kolombiya'daki BP fabrikasında çıkan olaylar; Meksika'da altın madeninde yaşanan çatışmalar; Güney Afrika'da Coca-Cola'nın taşeronlarından birinde yaşanan yedi haftalık grev; Pakistan'da yaşanan grevler; Thayland'da Michelin fabrikasında yaşanan tartışmalar gibi çok sayıda olay, gelişmekte olan ülkelerde yükselen sosyal gerilimin bazı örnekleri. Bu olayların başlıca nedenleri arasında, çalışma saatlerinin uzunluğu, iş şartlarını kötülüğü, iş garantisinin bulunmaması, sendikal hakların çiğnenmesi yer alıyor. Sendikal hakların çiğnendiği ülkeler arasında ise Rusya, Güney Kore, Türkiye ve Mısır sıralanıyor.

15-24 yaş arası gençlerde işsizlik oranı (%)

Bölge 1998 2009 

Gelişmiş ülkeler, AB 14.0 17.7

Latin Amerika, Karayipler 15.6 16.1

Orta ve Doğu Avrupa 23.0 20.8

Kuzey Afrika 26.5 23.7

Ortadoğu 22.8 23.4

Doğu Asya 9.1 8.9

Güney Doğu Asya ve Pasifik 12.2 14.7

Güney Afrika 13.5 11.9

DÜNYA 12.4 13.0

Tüm yazılarını göster