Krizin, enerjiye hayrı!

Ferit Barış PARLAK AYRINTI ferit.parlak@dunya.com

" Her şerde, bir hayır vardır " derler ya…

Yenilenebilir enerji kaynakları ile ilgili yasanın askıya alınması konusunda da " hayır " var mıdır ? diye bakma gereği duydum.

* * *

Öyle ya :

Birileri,  'Savaş çıkacak' deyip, 1 birime mal ettiği silahı 10 birime satmıştı bir dönem.

Birileri, 'Bu grip büyüyüp, milyonlarca insanın ölümüne neden olacak' deyip, 1 birime mal ettiği aşıyı, 10 birime sattı diğer dönem.

Birileri, 'Tarımda şu ilacı, şu makineyi, şu tohumu kullanırsanız bir birim daha verimlilik artar' deyip, 1 birime mal ettiği ilacı, makineyi, tohumu 10 birime sattı başka bir dönem.

Birileri, o ilacın, tohumun vücuda verdiği zararı onaran ilaçları 1 birime mal edip 20 birime sattı sonraki dönem.

Birileri aldığımız makinelerin yedek parçalarını 1 birime mal edip 100 birime sattı daha sonraki dönem.

Birileri fazla zaman geçmeden, 'Bu malzemelerin yeni teknolojisi çıktı, eskisinin yedek parça üretimini de durdurduk, bunu alın' deyip 1 birime mal ettiğini 50 birime sattı bir sonraki dönem.

Örnek mi ? Hatırlarsınız yada okumuşsunuzdur, bir dönem traktör mezarlığı için yer bulamadı Türkiye. Şimdi aşı için. Yarın kimbilir ne için?

* * *

Enerjide de böyle bir durum var sanki!

Saman alevi gibi parlayıp sönen ve uzun dönemde ekonomiye zarar veren furyalar zincirine bir halka daha mı ekledik? diye araştırdım :

Rüzgar tribünlerini ithal ediyoruz.

Yedek parçalarını da.

4 yıl önce 1 MW'lik rüzgar enerji tribününün fiyatı 1 milyon 150 bin Euroymuş…

Bugün 1 MW'lik rüzgar enerji tribününün fiyatı 800 ile 850 bin Euro arasında değişiyormuş.

4 yıl önce bu tribünü alabilmek için yüzde 40'ını nakit ödeyip, 2-2.5 yıl sıra bekliyormuş yatırımcımız.

Bugün ön peşinat yüzde 10'lar civarına, bekleme süresi ise 8-9 aya kadar düşmüş.

* * *

Bu fotoğrafı, ekonomik krizin etkisi olarak değerlendirenler çoğunlukta.

Ancak tüm dünyada bankaların enerji projelerine yönelik destek projeksiyonlarının krize rağmen değişmediği, hatta konunun üzerine çok daha fazla eğildiği de bilinen bir gerçek.

* * * 

Can alıcı bir diğer nokta…

50 MW'lik elektrik üretiminin 1 MW'lik 50 adet tribünle yapılmasıyla, 3 MW'lik 15 adet tribünle yapılması arasındaki farkı  görmüş Avrupa bu süreçte.

50 tribün için daha fazla alan gerekliliği ve çevreye verilen zarar hesaplanıp, daha yüksek kapasiteli ve sessiz tribün üretimine yönelmiş Avrupa.

1 MW'lik tribünleri ise söküp, onlara pazar aramaya başlamış. Bu da düşük kapasiteli tribünlerin fiyatını çok daha aşağı çekecekmiş.

* * *

TEİAŞ'nin kriz öncesinde yaptığı projeksiyonların, elektrik üretiminin 2009 yılında tüketimi karşılayamayacağını gösterdiğini herkes biliyor.

Ekonomide daralma yaşadığımız 2009 yılının dokuz aylık dönemindeki düşüşlerin ardından son çeyrekte artış gösteren elektrik üretiminin yılın tümünde 194.1 milyar kilovat saat olduğunu, üretimde yıllık yüzde 2.2 gerileme yaşandığını, buna rağmen kriz nedeniyle toplam 193.5 milyar kilovat saate inen talebin rahatça karşılandığını da bilmemiz gerekiyor.

Yüzde 3.5-4 büyüme beklenen Türkiye'de, yüzde 4'lük elektrik talebi artışının yaşatacağı sıkıntıyı da görmemiz gerekiyor.

Bu kadar beklemenin hayrını görüp, bu yatırımlara bir yerden başlamamız gerekliliğini de bilmemiz gerekiyor.

Tüm yazılarını göster