Konutta arz da artıyor, kaygı da

Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ ala.aktas@gmail.com




Konutta arz cephesinden kaynaklanan bir sorun yaşanıyor; ihtiyaç duyulanın çok üstünde konut yapılıyor. Aslında konuta ihtiyaç var, var olmasına ama, şu dönem pek yok, talep yetersiz; yani iki kavramı karıştırmamak gerekiyor. Dolayısıyla arz-talep dengesi her geçen gün bozuluyor. Bu durum da, "inşaat sektöründe konut yönüyle bir balon mu oluşuyor" sorusunun giderek daha sık sorulmasına yol açıyor.

Belediyeler tarafından verilen inşaat ruhsatları ve yapı kullanma izin belgeleri kapsamındaki daire sayısına ilişkin ilk üç ayın verileri, dün açıklandı. Bu veriler, arz artışının sürdüğünü ve gelecekte de süreceğini ortaya koydu. İlk çeyrekte geçen yıla göre hem yeni daire yapımına ilişkin ruhsatlar, hem de tamamlanmış ve kullanıma hazır hale getirilmiş dairelere ilişkin izin belgeleri arttı.

İnşaat ruhsatı verilen daire sayısı ilk çeyrekte yaklaşık 117 bin olarak gerçekleşti ve geçen yılın ilk çeyreğindeki 111 binlik sayıya göre yüzde 5 artış oldu. İlk çeyrekte ruhsat verilen daire sayısı geçen yılın üstündeyse de, 2010'un ilk çeyreğindeki düzeyin yaklaşık yüzde 9 altında kaldı.

Yapı kullanma izin belgesi verilen daire sayısındaki artış ise sürüyor. Bu durumdaki dairelerin sayısında geçen yılın ilk çeyreğinde 2010'a göre yüzde 14.7 artış olmuştu, bu yıl da geçen yıla göre yüzde 2.8 oranında bir artış ortaya çıktı. Kullanıma hazır daire sayısı, 2012-2010 döneminde yüzde 18 artış gösterdi.

Yazıya ekli tabloda 2010, 2011 ve 2012'nin ilk çeyrek gerçekleşmesiyle birlikte 2009, 2010 ve 2011'in yıllık gerçekleşmesini de veriyoruz. Tüm veriler açık olarak konut arzının artmakta olduğunu gösteriyor. Her ne kadar 2011 yılının tümünde inşaat ruhsatı verilen daire sayısı 2010'a göre yüzde 30'a yakın bir oranda azalsa da 2010'da ruhsata bağlanan konutlar tamamlandığında konut arzı zaten artacak. Kaldı ki bunların bir kısmı içinde bulunduğumuz dönemde tamamlanarak yapı kullanma izin belgesine bağlanıyor ve konut arzına katkıda bulunmuş oluyor.

Arz-talep dengesi bozuluyor

Konutta arz cephesi çok özet olarak böyle. Türkiye'nin her tarafından yeni konut projeleri yükseliyor.

Öyle ki, bir süre önce ulusal ölçekte yayın yapan televizyon kanallarında üç büyük kent dışındaki iki kentte yapılmakta olan konutlarla ilgili reklam yayınlandı. Bu, önemli bir gösterge. Yani, arz müthiş canlı.

Ya talep? Bunu ölçme şansına sahip değiliz tabii ki. Ancak bakılacak veri de yok değil; satışlar. Bir anlamda arz-talep dengesinin oluştuğu düzey…

Bu köşede 28 Mayıs'ta detaylı olarak aktarmıştık. Yılın ilk çeyreğinde tüm Türkiye'de 96 bin konut satıldı. Geçen yılın ilk çeyreğindeki satış 91 bin, 2010'un ilk çeyreğindeki satış ise 86 bindi. Yani, bu yılki satış önceki iki yılın üstünde. Ama ya daha önceki yılların?

2008 yılının ilk çeyreğinde 112 bin, 2009'un ilk çeyreğinde ise 109 bin konut satışı gerçekleşmişti. Yani bu yılki satış, henüz 2008 ve 2009 düzeyini bile bulabilmiş değil.

Sıkıntı artar mı?

Konut sektörünü iyi bilenler, vatandaşı ısrarla uyarıyorlar; "maket üzerinde görüp beğendiğiniz, hayran kaldığınız konutlara para bağlarken çok dikkatli olun" diye. Gelecekte arz-talep dengesinin biraz daha bozulmasıyla sektörün sorunlarının ağırlaşabileceğine vurgu yapılıyor ve bu durumun ciddi ekonomik sıkıntıları beraberinde getirebileceğinin altı çiziliyor.
Birkaç firmanın sıkıntıya girmesi ve taahhütlerini yerine getirmekte zorlanması, tüm sektöre dönük algının bir anda bozulması riskini de beraberinde getirebilir.

Şu dönemde yeni daire yapımının fazlalığı yüzünden ikinci elde de pek yaprak kımıldamıyor; yalnızca bulunduğu yer yönünden çok avantajlı olanlar talep görüyor.

Tüm yazılarını göster