Kontrollü belirsizlik ve tutmayacak hesaplar!..

Uğur CİVELEK ARKA PLAN dunyaweb@dunya.com

Finansal piyasalar son bir ay içinde yaşanan dalgalanmaların sebebi olarak, ABD Merkez Bankası Federal Reserve’nin parasal genişlemeyi kısma ve 2014 yılı ortasında sonlandırma kararına işaret ediyor. İşin tuhafı ortaya çıkan çelişkilere rağmen bu tercih ve gerekçe olarak üretilen senaryo hiç sorgulanmıyor. Eğer durum anlatıldığı gibi olsa idi enflasyon baskısı küresel ölçekte geriler iken ve riskten kaçınma eğilimi artar iken tahvil faizleri neden yükseldi?.. Oldukça düşük faiz oranları ve parasal genişlemeye bağımlı hale gelen ABD ekonomisi, bu eğilimlerin yön değiştirmesi durumunda durgunluktan çıkma şansı olabilir mi? Bu konu önemli ve en çokta son on yılda yoğun sermaye girişlerinin adresi olan Türkiye gibi gelişmekte olan ekonomileri çok yakından ilgilendiriyor.
ABD Merkez Bankası hiç dile getirmediği hayati önemdeki bazı sebepler ile kontrollü bir belirsizlik yaratmaya çalışıyor olabilir. Böyle düşünmemizin sebebi Asya Krizi öncesinde yaşananlardan kaynaklanıyor yine sistemli bir şekilde belirsizlik yaratılarak sorunlu hale geleceği bilinen ekonomilerden en az kayıpla çıkmayı başarabilmişler idi. 1995 yılı ikinci yarısında ABD Hazinesi’nin en büyük dış fonlayıcısı Japonya’ya karşı başlatılan ticaret savaşı, kredi notu en yüksek olan ABD Hazinesi’nin teknik olarak moratoryum noktasına getirilmesi belirsizliği arttırmıştı, bu durumdan etkilenen ABD sermayesi daha likit bir duruma geçebilmek için öncelikle deniz aşırı risklerini azaltmış, kontrollü krizi fırsata çevirebilmişti. Bu sayede, tek süper güç olabilme hedefini gerçekleştirmek adına önemli bir avantaj sağlayabilmişti. Böylesine bir belirsizlik yaratma ihtiyacının ancak çok çaresizlik yaratma ihtiyacının ancak çok çaresiz kalındığı durumlarda gündeme gelebildiğini de unutmamak gerekiyor.
Tüm zorlamalara karşılık Avrupa Merkez Bankası’nın hesapsız parasal genişlemeden kaçınması, gelişmekte olan ekonomilere yönelik AB çıkışlı sermayenin genelde borç şeklinde olması ve portföy yatırımı şeklinde olan kısmın çok sınırlı oluşu ABD’li yetkilileri çok rahatsız etmişti. Gelişmekte olan ekonomilerdeki kısa vadeli spekülatif eğilim ise hacimli çıkışlara izin vermiyordu. Gelişmekte olan ekonomilere yönelik ABD sermayesinin önemli ölçüde portföy yatırım şeklinde oluşu, bu riskleri kalıcı olarak ve zarar yazmadan devrede bilmenin güçlüğü ise geleceğe yönelik belirsizliği arttırıyordu; ciddi zararlar yazılması durumunda göründükleri gibi olmadıkları kaçınılmaz olarak ortaya çıkacaktı...
Asya Krizi sonrasında ısrarla karşı çıkılan Japonya’nın parasal genişlemesine sessiz kalınması ve eşanlı olarak Federal Reserve’nin parasal genişlemeyi durdurma yönünde söylem ve eylem yolu ile beklentileri etkileyerek belirsizlik yaratması ilginç bir tesadüf oluşturuyor. Bu kez ABD sermayesinin kabul edilebilir bir kayıpla gelişmekte olan ekonomilerden çıkabilmesi pek mümkün görünmüyor. Bu belirsizlik muhtemelen yalnız gelişmekte olanları değel gelişmişleri de karıştıracak ve kimsenin hesabı tutmayacak... Küresel ekonomi dalgalı ve güçlü bir şekilde sarsılmaya ve daralmaya devam edecek gibi görünüyor...

Tüm yazılarını göster