KOBİ’ler ve yeni yıldan beklentiler...

Hilmi DEVELİ EKONOMİDE SATIR ARASI hilmideveli@gmail.com

2013 yılı dünyada ekonomik alanda toparlanmlar yılı olarak görülüyor.

ABD ve AB üyesi ülkelerin ekonomilerindeki düzelmeler ülkemiz ihracatını olumlu olarak etkilemiştir.

2013 te ülkemiz ekonomisindebüyüme oranındaki olumlu gelişmeler görülmekle birlikte cari açığın yükselmesi de dikkat çekici ve alınan önlemlerin taviz verilmeden uygulanması gerektiğidir.

KOBİlerimize gelince; bilindiği gibi ülkemizde işletmelerin yüzde 98.5’ni KOBİ’lerin ekonomide, istihdam ve ihracattaki payları giderek artmakta.

Örneğin, İSO ikinci 500’den de görebileceğimiz gibi 2012 yılında, ihracatın %62.6’sını ve ithalatın %38.5’ini, KOBİ’ler gerçekleştirmiştir. Sadece bu veriler bile Türkiye ekonomisinin dinamiklerinde girişimcinin, KOBİ’lerin ne denli etkin olduğunun tipik bir göstergesidir. KOBİ’lerimize yönelik olumlu kararlar alınmakla birlikte, bazı sorunların iyileştirilmesinde geciktik.

Örneğin:

İç piyasaya üretim yapan işletmerin tahsilat sorunu..

Yabancı sermayeli tüketim odaklı şirketler, Türkiye’yi bir noktada cennet olarak görüyorlar. Nasıl mı? Özellikle fason olarak üretim yapan yada ürünlerini bu şirketlere satan üretici KOBİ’ler paralarını oldukça uzun bir zaman diliminde tahsil edebiliyorlar. Oysa ülkelerinde bunu yapamazlar.

Bu süreç KOBİ’lerin işletme sermayesinin erimesine diğer yönüyle oluşan finansman sıkıntısı nedeniyle borçlanmalarını zorunlu hale getiriyor.

Bir başka sorun da finansman maliyetlerinin artması ..

Merkez Bankası, para politikaları gereği zaman zaman faizlerde yükseltmeye gitmesi KOBİ’leri maliyeti yüksek fianansman kullanmak zorunda bırakması, çoğu kez de bilançolardaki bazı negatif görünümler finansmana erişimde engel olarak ortaya çıkmakta. Bu ve benzeri sorunlar AB ülkelerinde bir yasal düzenleme ile en aza indirilmişti. Avrupa Komisyonu KOBİ’leri korumak amacıyla Avrupa Küçük İşletmeler Yasası’nı 25 Haziran 2008 tarihi itibarıyla yürürlüğe koymuştu.

Yasa da “Önce Küçük Olanı Düşün” prensibi ışığında yeni devlet yardımlarında uygulanan blok muafiyetler, avrupa özel şirket tanımı, KDV ve geç ödemeler alanlarında bir dizi mevzuat düzenlemesinin yapılmasının gerekliliği de vurgulanmış, gerek birlik bünyesinde, gerek ulusal düzeyde KOBİ’lere yönelik politikalar oluşturulurken, ülkelere rehberlik etmesi amacıyla 10 (on) temel prensip belirlenmişti. Türkiye, yasaya 2010 yılında taraf olmuş, Haziran 2011 tarihinde ise “Avrupa Küçük İşletmeler Yasası Prensipleri” konulu genelge ile KOBİ’lere yönelik politikalar oluşturulurken, 10 temel prensip üzerinde durulmuş “Önce Küçük Olanı Düşün” prensibi ışığında bir dizi mevzuat düzenlemesinin yapılmasının gerekliliği vurgulanmıştır.

Genelgenin yayınlanması elebette çok önemli.

Olumlu girişmlere karşın genelge piyasalardaki uygulaması yukarıda değinmeye çalıştığım başta ödeme gecikmelerine, anasanayi-yansanayi ilişkilerine, kamu ihalelerinin ödeme süreçlerinde karşılaşılan sorunlara çözüm getirememiştir.

KOBİ’lerin yüzde 85’ni de küçük işletmeler oluşturduğunu anımsarsak uygulamalarda yaşanmakta olan bu eksikliğin 2014 yılında idari ve yasal düzenlemelerle giderilmesi KOBİ’lerimiz açısından zorunluluk olmaktadır.

İhracatta Ar-Ge, ve inovasyon odaklı katma değerli üretimi elbette olmaz sa olmazımız olmalı.

Ar-Ge ve inovasyonu özendirici teşviklerin ve desteklerin kolay ulaşılabilir olarak yeniden düzenlenmesi gerekmektedir.

Bu arada KOBİ’lere bir önerim; yeni yıl da büyüme hedefleri ile yeni yatırım kararları, stok ve nakit yönetimi ile kullanılacak kur ve faiz seviyelerine dikkat etmeniz yönünde. 2014 yılı dış ve iç dinamiklerin etkileriyle endişlerin bolca yaşanacağı bir yıl olacağa benziyor. Örneğin, yerel seçimler ardından Cumhurbaşkanlığı seçimi, hatta milletvekili seçimleri öne çekilebilinir. Siyasetin bu kadar yoğun yaşanacağı bir süreçte; yapısal reformlar, reel sektör ve KOBİ’lere yönelik düznlemeler, iyileştirmeler hangi ölçekte önemli olabilecektir.

17 Aralık’ta gündeme gelen yolsuzluk iddiaları, iktidar–cemaat kavgasının artçı sarsıntıları 2014 yılında iç siyasetimizde gerilimlerin odağını oluşturmaya devam edecek.

ABD ‘de FED kararları, ekonomimiz üzerinde elbette önemli etkileri olabilir.

Kişisel görüşüm ve endişem maalesef ülkemizde iç siyasette geregiliklerin dozu giderek artabilecek bu süreç te ekonomide, piyasalarda belirisizliklerin, kırılmaların nedenini oluşturabilir.

Oysa 2014 yılı, ülkemiz insanlarının, iş dünyasının beklentileri ve kişisel beklentim toplumsal ve sosyal barışın ,uzlaşının egemen olduğu bir yıl olması.

Tüm yazılarını göster