Kız gibi ol, kız sözü ver!

DİDEM ERYAR ÜNLÜ YAKIN PLAN didem.eryar@dunya.com

“Dilimiz mi düşüncemizin sonucu, düşüncemiz mi dilimizin?” diye soran KAGİDER Başkanı Sanem Oktar, “Dünyada değişim başladı. Ve bu değişimde biz de varız. Bundan sonra yeteneklere göre karar vermek gerekiyor; çünkü bir ülkenin gelişmek için en önemli kaynağı insan kaynağıdır” yorumunu yapıyor.

Marka Konferansı konuşmacılarından dünyaca ünlü tenisçi Boris Becker, İstanbul’da terör ve güvenlik sorunu olduğu için konferansa katılmaktan son anda vazgeçti. Oysa bugün sadece İstanbul değil, dünyanın hiçbir yeri güvenli değil. Bu durum her ne kadar Türkiye adına üzücü olarak değerlendirilebilecek olsada, Yürekli tarafından çok daha faydalı bir sonuca dönüştürüldü ve Boris Becker’e konuşması için ödenecek olan para Türkiye Sokak Çocukları Derneği ÇARE’ye bağışlandı. Yürekli’yi yaptığı bu “iyi”likten dolayı tebrik edelim ve Marka Konferansı’nın ikinci gününde dinlediğimiz KAGİDER Başkanı Sanem Oktar’ın anlamlı konuşmasına dönelim. 

KAGİDER Başkanı Sanem Oktar konuşmasına yıllardır kadın ve erkeklerin eşit fırsatlardan yararlanmadıklarına dikkat çekerek başladı. Ve önemli bir gerçeğe parmak bastı: “Hayatta edindiğimiz bütün davranışlar bizim daha önce edindiğimiz bilgilerden, bize öğretilenlerden, basmakalıplardan kaynaklanıyor.” 

“Adam gibi ol”, “kız gibi kıvırma”, “erkek sözü” hepimizin kullandığı ve kullandığı için de bir süre sonra öyle düşünmeye başladığı kavramlar. Oysa neden “Kadın gibi ol”, “erkek gibi kıvırma”, “kadın sözü” demiyoruz, diyemiyoruz? 

“Dilimiz mi düşüncemizin sonucu, düşüncemiz mi dilimizin?” diye soruyor Sanem Oktar ve bu düşüncelerin sonucunda yaşadığımız dünyaya dair gerçek rakamlara dikkat çekiyor: 

- Bugün dünya genelinde gayrimenkullerin yüzde 1’i kadınlara ait. 

- Dünya genelinde sadece 3 kadın devlet başkanı var. 

- Dünya parlamentolarında ortalama kadın sayısı sadece 5. 

- Türkiye’de çalışan kadın oranı yüzde 30. 

Bu oran 8 milyon 100 bin kadın çalışan anlamına geliyor. Bu kadınların 3 bin 700’ü kayıtdışı çalışıyor. “Kayıtlı çalışan kadınları İzmir’e yerleştirsek, bir İzmir etmiyoruz” diyor Sanem Oktar ve ekliyor: “Kadın istihdamında 142 ülke arasında sondan 14. sıradayız.” 

Oysa kadın ve erkeklerin eşit olması, daha zengin ve daha verimli bir dünyaya ulaşmak anlamına gelecek. Bugün kadın yüzde 1’i istihdama eklense, bu 80 milyar dolar GSYİH artışı anlamına gelecek. 

Sanem Oktar’ın vurguladığı önemli bir nokta daha var: “Kadın çalıştığı zaman sadece kendine değil etrafına da fayda sağlıyor. Erkek üniversite mezununun çocuğu yüzde 50 ihtimalle üniversite mezunu oluyor. Oysa eğer kadın üniversite mezunu ise çocuğunun üniversiteye gitme ihtimali yüzde 100.” 

“Peki Fortune 500 listesinde ilk 250 şirket neden daha karlı?” diye soruyor Sanem Oktar. Cevap basit: Çünkü bu şirketlerin karar alma mekanizmalarında daha fazla kadın yer alıyor. 

Oktar’ın dediği gibi, “Bu dünyayı kadınlar yönetiyor olsaydı, bugün çok daha iyi bir dünyada yaşıyor olurduk. ‘Kız gibi olmak’ eksiklik değildir, hatta kız gibi olmak değerlidir. Dünyada değişim başladı. Ve bu değişimde biz de varız. Bundan sonra yeteneklere göre karar vermek vermek gerekiyor; çünkü bir ülkenin gelişmek için en önemli kaynağı insan kaynağıdır.” 

Bu noktada, Marka Konferansı’nın bir diğer konuşmacısı Derviş Baba Kahvehanesi Kurucusu Ali Denizci’nin sözlerine yer vermekte fayda var: “İtibar senin kendinle yolculuğundur. Devrim için önce kendini devirmen gerekiyor. Cinsiyet, din, dil, ırk ayrımı anlamsız. Temelde insana gelmediğin sürece, ayrımcısın.”

İstihdamda kadın-erkek eşitliği 28 trilyon dolar demek

Kinsey Global Institute (MGI), tarafından gerçekleştirilen “The power of parity: How advancing women’s equality can add $12 trillon to global growth” isimli rapora göre, dünyada çalışma çağına gelmiş nüfusun yarısını oluşturan kadınlar, ekonomik potansiyellerini tamamıyla gerçekleştiremezlerse, küresel ekonomi uzun vadede zarar görecek. 

► Raporun projeksiyonlarına göre, kadınların iş piyasasında erkekler ile eşit hak ve fırsatlara sahip olduğu ve potansiyellerinin tamamını gerçekleştirdikleri bir senaryoda, ülkeler 2025 GSYH’larına 28 trilyon dolar katkıda bulunmuş olacaklar. ABD ve Çin ekonomilerinin toplam hacmine denk geliyor. 

► Türkiye açısından bakıldığında ise, kadınların iş piyasasında erkekler ile eşit hak ve fırsatlara sahip olduğu ve potansiyellerinin tamamını gerçekleştirdikleri bir senaryoda, Türkiye 2025 GSYH’sına 700 milyar dolar katkıda bulunmuş olacak. 

► Raporda 95 ülkedeki kadın erkek eşitsizliği ölçülüyor. McKinsey Global Institute tarafından 4 kategoride 15 cinsiyet eşitliği indikatörü hazırlanmış. 95 ülkeden 40’ının cinsiyet eşitliği indikatörlerinin en az yarısından sınıfta kaldığı değerlendirmede Türkiye, işgücüne katılım, liderlik, yasal koruma, kadınların siyasette temsili ve kadına şiddet konularında cinsiyet eşitliğinde sınıfta kalanlar arasında yer alıyor. 

► Kadın erkek eşitliğinin sağladığı ekonomik getiriden, hem gelişmiş hem de gelişmekte olan ülkeler faydalanabiliyorlar. İncelenen 95 ülkeden 46′sı, bölgelerindeki en gelişmiş ülkenin büyüme hızını yakaladıkları takdirde GSYH’larını 2025 yılına kadar 10 artırabiliyor.

Tüm yazılarını göster