Kıl tefsiri ve S&P

Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ ala.aktas@gmail.com

Merkez Bankası Para Politikası Kurulu toplantısına ilişkin açıklamalar akla hep "kıl tefsiri"ni getiriyor. Finans sektörü ve ekonomi basını, Merkez Bankası'ndan yapılan o küçük açıklamada satır aralarında anlam bulmaya, "bir önceki açıklamada şu söylenmişti, bu kez şöyle bir ifade var, belli ki şu söylenmek isteniyor" diyerek yorum yapmaya çalışıyor. Ekonomi basınının bir parçası olarak biz de aynısını yapmaya, satır aralarında farklı bir ifade yakalamaya uğraşıyoruz.

Dünkü toplantıdan tahmin edildiği gibi faiz değişikliği kararı çıkmadı. Ama önceki açıklamadan farklı ifadeler var kuşkusuz. En çok dikkat çeken mi…

"Küresel ekonomiye dair belirsizlikler dikkate alındığında, gelişmelerin yakından izlenmesinin ve gerekli politika tedbirlerinin gecikmeksizin alınmasının önemi artmıştır."

Yani Merkez Bankası, önümüzdeki dönemde bazı adımları, ara toplantılarla daha seri atabileceğinin işaretini veriyor.

Peki, ne olabilir bu adımlar… "Politika tedbirlerinin gecikmeksizin alınmasının önemi artmıştır" denildikten sonra önceki açıklamalarda olduğu gibi şu ifadeye bir kez daha yer veriliyor:

"Bu çerçevede Kurul, önümüzdeki dönemde küresel ekonomideki sorunların daha da derinleşmesi ve yurtiçi iktisadi faaliyetteki yavaşlamanın belirginleşmesi halinde bütün politika araçlarının genişletici yönde kullanılmasının söz konusu olabileceğini tekrar vurgulamıştır."

İktisadi faaliyetteki yavaşlama karşısında bütün politika araçlarının genişletici yönde kullanılması ne demek? Herhalde bu politika araçlarının başında faiz oranı geliyor. Dünkü açıklama, Merkez Bankası'nın faiz indirimine hazırlandığı ve bunun bir ay sonraki toplantıda değil, bir ara toplantıda karara bağlanabileceği şeklinde yorumlanıyor.

Aslında sakal-bıyık durumu… Ekonomiyi canlandırmak için faizi düşürürsek dış kaynak girişinde yavaşlama olacak, hatta belki çıkış yaşanacak. O zaman da kurlar iyice alıp başını gidecek. Ama kur artışı ithalat ve cari açık üzerinde olumlu etki yapacak. Ne var ki, kurdaki bu artış yüzünden ithal enflasyonun yükselmesinin önüne geçilemeyecek. Zor bir durum; hani yan etkisi olmayan ilacı almak zorunda kalmak gibi…

Ve S&P'nin kararı

Yukarıdaki satırları S&P'nin Türkiye'nin yerel para cinsinden notunu iki basamak birden artıran kararını açıklamasından önce yazdık ve değiştirmeye de gerek duymadık. Merkez Bankası'nın açıklaması her ne kadar ikinci planda kalmışsa da, yine de önemli çünkü.

Tüm dünya ekonomilerinde sıkıntılar yaşanıyor ve ülke notları aşağı çekiliyorken Türkiye'nin notunun iki basamak birden artırılması küçümsenecek bir gelişme değil kuşkusuz. Her ne kadar döviz cinsinden bir artırım şu aşamada söz konusu değilse de, bu adım da elbette önemli.

Merkez Bankası'nın açıklamasında da vurgulandığı gibi cari açıkta önümüzdeki aylarda görece bir iyileşme bekleniyor. S&P de zaten döviz cinsi not konusunda cari açığa da vurgu yapıyor. Döviz cinsi not artışı için cari açıkta iyileşme olması gerektiğinin altını çizen S&P, kredi artış hızının düşürülmesinin de önemine işaret ediyor.

Açıklamanın sıcağı sıcağına farklı değerlendirilmesi ve Türkiye'nin yatırım yapılabilir ülke statüsüne çekildiğinin ifade edilmesi piyasalarda müthiş bir dalgalanma yarattı. Borsa fırladı, döviz ve faiz geriledi. Ancak çok kısa sürede gerçek anlaşıldı ve dalgalanma yatıştı. Ancak şunu kabul etmek gerekir ki, S&P'nin kararı, bu haliyle bile "hiç yoktan iyi" diye nitelenebilecek bir karar…

S&P'nin kararının açıklanmasıyla birlikte piyasalarda gözlenen hareket, Türkiye ekonomisinde, bazı rakamların olumlu ya da olumsuz anlamda biraz normalin ötesinde olduğunu da gösterdi. Önümüzdeki dönemde ekonomide ister S&P bu kez döviz cinsinden de bir artırıma gitsin, ister diğer derecelendirme kuruluşlarından bir adım gelsin, olumlu gelişmeler sağlandığı takdirde, gidişatın nasıl olacağını da dün görmüş olduk. Finansal alanda yatırım yapacakların dünkü hareketi dikkate almasında yarar var…

Tüm yazılarını göster