Kıdem Tazminat yasa tasarısı ve KOBİler..

Hilmi DEVELİ EKONOMİDE SATIR ARASI hilmideveli@gmail.com

Kıdem Tazminatı Yasa Tasarısı’nda taraflar arasında uzlaşma bir türlü sağlanamıyor.

Önce tasarıya ilişkin kim neler söylüyoru özetlersek;

Bakan Faruk Çelik, kıdem tazminatı tasarısında iki yakayı bir araya getiremedik.

Türk İş; mevcut sistemin devamından yana ve haklarda geri dönüşün genel grev nedeni olacak.

Hak İş ise hak kaybı olmaması şartıyla fona geçişi destekliyor.

Disk; Mevcut durumdan taviz vermeyeceğiz

TİSK ve TOBB kıdem tazminatında bir yıllık çalışmaya karşın 30 günlük olan kıdem hakkının 15 güne indirilmesini istiyor

TÜSİAD mevcut sistemin, hak kazanma oranlarının yüzde 50 azaltılarak devamını istiyor

TİSK Başkanı Kutadgobilik’in” kıdemle ilgili çalışmalar hakkında yeterince haberdar olamadıklarını, tasarının yeterince tarafların görüşlerini yansıtmadığını işçiyi işvereni dinlemeden karar almak doğru değil” açıklamasıyla taraflar arası uzlaşmazlığın asıl nedenini ortaya koyuyor.

Büyüklerin durumu böyle .

Ülkemizdeki işletmelerin yüzde 99’unu oluşturan KOBİ’ler de durum nedir? Kıdem Tazminatı Yasa Taslağı’na ilişkin değerlendirmeleri nedir? denildiğinde bu kesim de” taslak hakkında görüşlerinin alınmadı”diyor.

Üyelerinin tamamına yakınını KOBİ’ler den oluşan Ankara Sanayi Odası (ASO) Başkanı Nurettin Özdebir;

Ülkemiz Uluslararası Çalışma Örgütü’nün (ILO) sözleşmelerini imzalamış durumdadır.

ILO sözleşmesine göre bu görüşmelerde kamu, işveren ve işçinin temsilcilerinin bulunması gerekmektedir.

İşverenin temsilcisi TİSK, işçinin temsilcisi de işçi sendikaları.

Kamu kendi kendini temsil ediyor.

Bu saç ayağının diğer iki ayağının temsil anlamında hiçbir yetkisi yok.

Türkiye'deki işverenlerin yüzde kaçı TİSK'in üyesidir? Herhalde yüzde 1 bile değildir.

Yüzde 1'i temsil eden bir örgüt, nasıl yüzde 99'un haklarını savunabilir?

Aynı durum işçi kesimi için de geçerlidir.

İşçi sendikaları, çalışanların yüzde 2-3'ünü temsil etmektedir.

Sendikalı işçiler de zaten kurumsallaşmış yerlerde çalıştıkları için kıdem tazminatlarını alabilmektedirler.

Sendikalı işçilerin kıdem tazminatı garanti altında iken 'benim için kırmızı hattır, buraya dokundurmam' demek son derece kolay bir şey.

Peki geri kalan yüzde 99 ne düşünüyor?” Sözleriyle taslağa ilişkin görüşlerini dile getiriyor.

Başkan Özdebir’in de vurguladığı yüzde 99’u oluşturan KOBİ ne diyora gelince;

“Önemli olan “kazanılmış hakları korumak” iddiasında sürekli çalışanlar dile getirilmektedir.

Çalışanlar açısından olması ne kadar doğal ise işverenler açısından görüşlerin paylaşılmaması büyük bir eksikliktir.

İşverenlerin ise senelerce vergi ödemeleri ve istihdam sağlamalarına karşın işlerini bırakmak zorunda kalması veya iflas etmeleri durumunda ise hiçbir güvenceleri bulunmamaktadır.

Üretimimizin dinamik gücü olduğu kadar sanayimize yön veren geliştiren KOBİ’lerimiz, sanayicilerimizin yaklaşık % 99’u olarak büyük sanayicilerimize sürekli nitelikli eleman eğiterek istihdamın gelişmesinde belirleyicidirler.

Sanayici KOBİ’lerimiz ise, çok hızlı değişim ve dönüşümleri sayesinde yeni teknolojiler edinerek büyüyüp sağladıkları yeni istihdam ve yetiştirdiği nitelikli elemanlar ile diğer sanayicilerimizin de işlerini geliştirmesi neden oldukları unutulmamalıdır.

Bu üretim ve istihdam sürecinde çalışan elemanın “kıdem tazminatı alamama korkusu” nedeniyle çalıştıkları işyerlerinde istikrarlı üretim ve çalışan arkadaşlarının iş güvencesi olmaktadır.

Yani çalışanlar kadar yeni istihdam sayesinde de işsizliğe de çözüm ürettiklerini belirtmeliyiz.

Söz konusu fona yatırılacak primlerini “alma güvencesi” ise sanayinin belirleyicisi olan nitelikli personelin sürekli iş değiştirmesine neden olacaktır.

Bu nedenle, çok sayıda firmamızın kapanması kadar işsiz olanlarla birlikte yeni işsizlerin de eklenerek hepimizin huzuru da bitecektir.

Söz konusu olan fondan hak ettiği / hak etmediği kıdem tazminatını alabilmesi durumunda, çalışan işinden ayrılıp yeni işyerlerinde çalışabilecektir.

İşverenler ise yetişmiş elemanın yerini doldurmak veya yeni eleman yetiştirmek için uğraşırken üretim kalitesi düştüğü kadar, verimlilik ve istihdamda azalacaktır.

Ülkemize maliyeti de pahalı olması kaçınılmazdır.

Bu gelişmelerle birlikte, bazı yasal düzenlemeler yapılmasında herkesin hem fikir olduğunu biliyoruz. Sanayimizin geliştirilmesini ve istihdamı sağlayanların cezalandırılmamasına engel olma görevi hepimizindir.

Ankaralı sanayici Mehmet Yalçındere KOBİ’lerin tasarıya ilişkin görüş ve değerlendirmelerini bu sözleriyle dile getiriyor.

Sanırım,tasarı görüşülürken KOBİ’lerin de dikkate alınmasının şart olduğunu belitmemde yarar var..

Tüm yazılarını göster