Keşfedecek hiçbir yenilik kalmadı mı?

DİDEM ERYAR ÜNLÜ YAKIN PLAN didem.eryar@dunya.com

73 yaşındaki ekonomist Robert Gordon’a göre, en iyi günlerimiz geride kaldı. Hayatımızı değiştiren ve büyümeyi sağlayan keşifl erin yapıldığı bir yüzyılın ardından, insani gelişme ciddi bir yavaşlama ile karşı karşıya. 

67 yaşındaki ekonomist Joel Mokyr ise, yeni icatlar çağına girdiğimizi düşünüyor. Bu icatlar insan yaşamını uzatacak gen terapileri ve beslenme sistemimizi kökten değiştirecek mucizevi tohumlar olacak. 

Bu iki isim, geçtiğimiz günlerde The Wall Street Journal’da 21. yüzyıl ekonomisinin geleceğini tartıştılar. Bir tarafta robotik üretimin getirdiği hızlı inovasyon, 3D baskı, bulut bilişim gibi yeniliklere değinirken, diğer tarafta isthdam kaybı, gelir dengesizlikleri gibi gerçekleri masaya yatırdılar. 

Bu zor zamanların sonunda herşey eskisinden daha mı güzel olacak? Bu sorunun cevabı, kime sorduğunuza bağlı aslında. 

Bakın iki farklı uçta düşünen Gordon ve Mokry neler söylüyor: 

Sifon mu iPhone mu? 
Joel Mokry, inovasyon oranı ve hızının gitgide arttığını söylüyor. Tıpta sağlanan ilerlemelerle hayatımızın daha uzadığına dikkat çekiyor. Gordon ise, “Alzeimer’ı tedavi edemeden, yaşam süresini uzatmak, yürüyebilen, fakat düşünemeyen insanlar anlamına gelir” diyor. Gordon’un verdiği örnek düşünmeye değer: “Tuvalette kullandığınız sifon ve iPhone’u düşünün. Hangisinden vazgeçebilirsiniz?” 

Mokry, Gordon gibi bir çok ekonomistin ilerlemenin sonunun geldiğini söylediğini, fakat hepsinin yanıldığını söylüyor. Mokry’ye göre bu görüş, ekonomik depresyon zamanında popüler bir görüştü, fakat modern ekonomistler 1930’ların hızlı teknolojik gelişim dönemi olduğunu gördüler. Radar ve jetler de bunun en somut örneği oldu. Mokry, bugün bilişim sektöründe yaşanan hızlı gelişimin yarının icatları için çok önemli bir araç olduğuna inanıyor. 

Gordon ise, özellikle ABD ekonomisinin geleceğini hiç parlak görmüyor. Amerikan toplumu yaşlanıyor. Yaşlılar için çalışan genç nüfusun sayısı da her geçen gün azalıyor. Yaşlanan nüfuslar, sadece genç istihdam oranının azalması anlamına gelmiyor. Aynı zamanda üniversite mezunlarının, yurt dışında çalışan Amerikalıların da azalması anlamına geliyor. Bu, ABD’nin borç seviyesini yükseltiyor. Rekabet gücünü kaybetmesine yol açıyor. Gordon’a göre, en önemli sorunlardan biri de, gelir düzeyleri arasındaki eşitsizliğin artması. 

Ekonominin teknolojik ilerlemelere ihtiyacı olduğunu kabul eden Gordon, elektrik ya da antibiyotik gibi büyük icatların geride kaldığına inanıyor. 

İnternetin elektrik kadar güçlü bir etki yaratmayacağını düşünüyor; cep telefonlarının, klasik telefonun biraz daha geliştirilmiş modeli olduğunu söylüyor, hatta otomobil sektöründe bile çok büyük ilerlemeler olmadığını ifade ediyor. Bakın neler diyor: “Yüz yıl önce, Ford’un T Model’i 2o beygirlik motora sahipti ve saatte 45 mil hıza ulaşıyordu. 1950’lerin ortalarına doğru, babamın steyşın vagon Chevrolet’si vardı ve bundan beş kat daha güçlüydü. Bundan 50 yıl sonra, benim bir Subaru steyşın vagon otomobilim var ve babamın arabasından gerek boy, gerek hız, gerekse kapasite açısından farklı değil. 

21. yüzyılda doğmak 
Bu arada dünya genelinde bir yanda Mokry, diğer yanda Gordon’u destekleyenler var. 

Örneğin ABD Başkanı Barack Obama’nın eski ekonomi danışmanı Larry Summers, geçtiğimiz sene IMF toplantısında, ABD ve gelişmiş ekonomilerin çok uzun sürecek bi yavaş büyüme sürecine girdiklerini söylemişti. FED eski Başkanı Ben Bernanke ise, yine geçtiğimiz sene, insanlığın yaratma kapasitesinin, yaratma araçlarının geçmişten çok daha büyük olduğunu dile getirmişti. 

Her zaman iyimser olmakta ve yarına umutla bakmakta fayda var. Nitekim tüm zıt görüşlerine rağmen, Mokry ve Gordon da bir konuda hem fikirler. Her ikisi de öğrencilerine, 20. yüzyılda doğmuş oldukları için, kendilerine kıyasla çok daha şanslı olduklarını söylüyorlar.

Tüm yazılarını göster