Kendimi yaktım, ama…

Ferit Barış PARLAK AYRINTI ferit.parlak@dunya.com

CHP Gaziantep Milletvekili Akif Ekici ile sohbet ettik dün.

Bundan birkaç sene önce, Gaziantep OSB'nin başındaydı Ekici.

OSB'lerin ve OSB'lerde üretim yapanların sorunlarının çözümüne yönelik düşüncelerini sabahın 6'sında da, gecenin 1'inde de paylaştığımızı hatırlarım.

Her gün, yaşamın son günüymüş gibi koşuşturduğunu bilirim.

Sanayiciydi Ekici.

Tarımcıydı.

Üretenin temsilcisiydi.

Yerel yönetimlerde de bulundu.

Şimdi milletvekili…

 * * *

Geçtiğimiz hafta "çalışmıyoruz" dedik…

"Masa başında, köşe dönme hayalleri kurmaya alıştırıldık" dedik…

"Çalışanı elbirliği ile cezalandırıyoruz" dedik…

" 'Biri yer biri bakar…' sistemini içimize sindirdik" dedik…

"Çalışmayarak, sadece konuşarak, çalışanı bezdirerek (- çalışmayana rakip olmasın diye), kolay yoldan para kazanmanın yollarını aradık durduk milletçe" dedik…

"Yukarıdakiler konuşuyor.

Aşağıdakiler, onlara bakıp konuşuyor.

Çalışıp üretmek mi? O bizi bozuyor!" dedik…

 * * *

Yazının ardından bize hak veren ve millet olarak tembelliğimizi tescilleyen, oldukça fazla sayıda mail ve telefon aldık.

"Çalışmıyor değil, çalıştırılmıyoruz." diyenlerin sayısının fazlalığı ile irkildik.

 * * *

Çalışmak isteyip de, çalışamamak nasıl olur?

Ekici'nin verdiği örnekler bu ilginç soruya (- çoğunluğa ilginç gelmeyebilir) cevap niteliğindeydi.

 * * *

Vatandaşın taleplerini anlatıyor Ekici.

Yakınmıyor, zevk aldığını söylüyor, ama…

"Hastanelerde yatak bulamayanlar telefon açıyor.

Yatak bulunuyor.

Sabaha karşı 4'te Ankara'ya inen vatandaş, saate aldırmadan telefon açıyor: "Geldik."

Hastayı o saatte yatağına kadar götürüyoruz."

 * * *

Milletvekilinin görevi bu olmamalı.

Türkiye'nin geleceği ile ilgili kararlar alınırken, milletvekiline el kaldırıp, indirmek düşmemeli.

Milletvekilinin görev yeri hastane kapılarına kurulmamalı.

 * * *

Suçlu kim?

Vicdani duygularla hastaya hizmet eden milletvekili mi?

Zorunlu kaldığı için vekiline sığınan vatandaş mı?

Yoksa…

 * * *

Devam ediyor Ekici:

"Üretimin, istihdamın, ihracatın önündeki engelleri kaldıracak adresin 'siyaset' olduğunu bildiğim için, bugün buradayım.

Milletvekilliğini, Türkiye'nin geleceğini hazırlayan, bunun için ter döken bir makam olarak tanımlardım.

Yanılmışım."

 * * *

Hastaneler özelinde tüm kamu kurum yetkilileri yakını olanla, yakını olmayanı ayırmasa…

Sistemin işleyişi 'hamili kart' ile sağlanmasa…

İşadamı işadamlığını;

Siyasetçi siyasetçiliğini;

Memur memurluğunu:

İşçi işçiliğini bilip, kendini ona göre donatıp, görevini hakkıyla yapsa…

Hamsi kavağa çıksa!!!

 * * *

Alışkanlıklarımızı değiştirmemiz gerekiyor. 

Nasıl mı?

Siyasetçi çıkacak, gelecek dönem seçilmeme pahasına, geleceği kurtarmak adına kararlar alacak, aldıracak.

Buna "kendini yakmak…" deniyor Türkçe'de!

46 yıl önce kaybettiğimiz Nazım'ı anarak bitirelim:

"Ben yanmasam, sen yanmasan, biz yanmasak nasıl çıkar karanlıklar aydınlığa…"

Tüm yazılarını göster