Kemal Kurdaş'ın ardından

Adnan NAS ASLINA BAKARSANIZ adnan.nas@stfa.com

Bakış açımız ne olursa olsun, Türkiye'de uygun bir yazı konusu bulmakta pek sıkıntı olmuyor. Her zaman canlı, ama bir o kadar da çalkantılı ve gürültülü bir gündemimiz var çünkü. Bu hafta da bu köşemin başlangıçtan beri izlediği çizgisine uygun birkaç konu arasından seçim yapmaya hazırlanırken duyduğum bir önemli ölüm haberi hepsinin önüne geçti. Üstelik vefat eden kişi, profesyonel iş yaşamımın önemli bir kesitinde birlikte çalıştığım, paylaştığım ve paylaşmadığım görüşleriyle çok etkilendiğim, iddialı, başarılı ve sıradışı bir maliyeci-iktisatçı olduğundan, sürekli kafa yorduğum, yazıp çizdiğim konulardan da uzaklaşmamış olacaktım. Kaybettiğimiz kişi 60'lı yılların Maliye Bakanı, sonrasında da Ortadoğu Teknik Üniversitesi'nin en fazla iz bırakan rektörü olarak tanınan Kemal Kurdaş idi.

Rol modeli ile çalışma şansı

Kurdaş, Maliye Müfettişi olarak başladığı meslek hayatını Hazine'de ve IMF'de yaptığı görevlerden sonra genç yaşta Maliye Bakanı olarak zirveye taşımış, imrenilen bir başarı örneğiydi. 70'li yıllarda en iyi kariyer başlangıçlarından biri sayılan Maliye Müfettişliği ile iş hayatına başlayan, ama lise yıllarından beri serbest piyasa ekonomisine ve özel girişimin önemine inanan biri olarak ben de onun sadece mevzuat bilgisi ile yetinmeyip yetkin bir ekonomist olmayı hedeflemesini çok takdir etmiş, rol modeli gibi görmüştüm.

Tesadüfler, 1984 yılında devlet memurluğundan ayrılmaya karar verdikten sonra onu şahsen tanımama fırsat verdi. Özel sektördeki birkaç alternatif arasında STFA'yı tercih etmemde, onun orada murahhas yönetim kurulu üyesi olmasının payı büyüktü. Çalıştığım sürece iş yoğunluğundan dolayı onun geçmiş birikiminden yeterince yararlandığımı söyleyemem. Yine de fırsat buldukça yaptığımız sohbetlerde düşünce tarzı, ülke yönetimine ilişkin görüşleri ve kur politikası ile ilgili keskin eleştirileri hep ilgimi çekerdi. Zaten çalıştığı özel sektör kuruluşlarındaki temel işlevi de makro politikalar konusundaki bilgisiyle yol göstermek üzerinde yoğunlaşıyordu.

Serbest kur inancı ve eğitim tutkusu

Kurdaş'ın temel inancı, serbest kur rejiminden sapılmaması ve ulusal paranın

değerlenmesine izin verilmemesi yolundaydı. Bu nedenle Özal döneminin bazı politikalarına karşıydı ve bunun liberalizmle bağdaşmadığını savunurdu.

Eğitim kalitesi ve nitelikli işgücü konusundaki tutkusu ve derin bilgisi de şaşırtıcıydı. ODTÜ mucizesini nasıl gerçekleştirdiğini anlamak bu nedenle çok kolaydı. Türkiye'deki eğitim sisteminin ne kadar yetersiz olduğundan, bu sistemde edinilen akademik ünvanların da fazla bir şey ifade etmediğinden ve evrensel standartların uzağında olmasından çok şikayet ederdi. Düşünüyorum da yakındığı bütün sorunlar aynen devam ediyor ve bu defa da bizler şikayet ediyoruz. Umarım bizim sağlığımızda ciddi gelişmeler olduğunu görmek kısmet olur.

Dergi mirası

Yollarımız ayrıldıktan sonra uzunca bir süre onu görmedim. 90'lı yılların sonuna doğru bir daha karşılaştığımızda baston kullanıyordu, oksijeni bol Altınoluk'a yerleştiğini söyledi. Bu arada benden, uzun yıllar başında bulunduğu "Banka ve Ekonomik Yorumlar Dergisi"ni devralmamı istedi, yaşlandığı için ilgilenemiyordu, ama kapanırsa yazık olacaktı. Hem aynı entellektüel meraklara sahip olduğum, hem de onu rahatlatmak istediğim için kabul ettim. Uzunca bir süre aynı isimle, beş yıl kadar önce küçük bir isim değişikliği ile "Finans ve Ekonomik Yorumlar Dergisi" olarak hala yayın hayatını sürdürmesini sağladığım için hatırasına hizmet ettiğimi düşünüyorum.

Bugünün internet kuşağını anlamakta bizim kuşak güçlük çekiyor. Kurdaş ise bizden bir önceki kuşağın çok iyi yetişmiş bir temsilcisiydi; ama onun da zaman zaman bizimle anlaşmakta güçlük çektiğini hatırlıyorum. Bu da bir bakıma iyimserliğimi körüklüyor. Görünüşte insan kalitesinin ve bilimsel düzeyin düştüğü yolundaki gözlemlerimizin sadece bir yanılsama olduğu, yeni zamanların da değişen koşullarda yeni Kurdaş'lar yetişmesine tanık olacağı şeklindeki iyimserliğimi…

Tüm yazılarını göster