Emlak Konut GYO, Zeytinburnu Kazlıçeşme’de 111 bin metrekare araziyi satışa çıkardı.
ÜNYA’da yayınlanan Leyla İlhan’ın haberinden öğrendiğimize göre 8 sermayedar grubu arsaya sahip olmak için yarışmış. En yüksek teklif 1.8 milyar TL imiş.
Demek ki, 8 sermaye grubunun sadece arsa için yaklaşık 1 milyar dolar ödeme istekleri var. Satın alındıktan sonra arsa üzerindeki yatırım için de en az bu rakamlarda bir harcama gerekecek.
Bu tablonun 2 yönü var:
-İstanbul’da her boş arsanın satılması mı gerekiyor. Devlet için 1.8 milyar TL gelir sağlamak bu kadar mı önemli? Tüm İstanbulluların yararlanacağı arsaları özel mülkiyete devretmenin faturası olabilir mi?
-Türkiye’de son yıllarda sermaye gruplarının hiç biri 1 milyar dolarlık yeni bir üretim projesi gerçekleştirmedi. 1 milyar dolarlık üretime dönük projeler dış piyasada da rekabet şansı olan üretim gerçekleştirebilir.
Sermaye gruplarına “Neden fabrika kuracak yerde, arsa satın alarak üzerine bina dikiyorsunuz diye sual edilemez.
Sermaye riskin en az, kazancın en yüksel olduğu yatırımı seçer.
Türkiye’de şimdilerde üretime dönük yatırımlar değil, inşaat yatırımları kazanç getiriyor.
Çünkü ekonomi çarkı, gayrımenkul rantına dayalı bir şekilde çalışmaya başladı.
Bugüne kadar gayrımenkule para bağlayanlar zarar etmedi.
Ne var ki Türkiye ekonomisinin Kazlıçeşme benzeri yatırımlara dayalı olarak büyümesi, gelişmesi imkansız.
Demek ki uygulanan ekonomi modelinde bir hata var. Bu hatayı bulmaya mecburuz.
Sermaye sahiplerini üretime dönük yatırımlara yönlendirecek tedbirler nelerdir? Bunları bulmak zorundayız.
Kaldı ki İstanbul, yeşili ile, kıyıları ile, parkları ile yaşıyor. Tüm boşlukları betonlar isek sonunda geride İstanbul kalmayacak.