Karşıki kaldırım

Gültekin KARA OTOSTOP gultekin.kara@dunya.com

Bu resmi cumartesi günü çektim. Yeryüzünde güneşin batışının en güzel izlendiği yerlerden bir tanesi olan İstanbul Salacak’taydım.

Dünyanın en güzel gün batımlarından bir tanesindeki çaresizliği vurgulamak istedim. Resimdeki biçare adamın arkasında, bir tekerlekli sandalye duruyor.  

Yaşadığı çaresizlik ise iki sorumsuz sürücünün tekerlekli sandalyenin inebileceği yeri kapatmasından kaynaklanıyor. Hemen her gün yaşanan bir manzara, işin acı yanı insanların bunu kanıksaması.

Siz istediğiniz kadar kıtaları bağladığınızı iddia edin, iki kaldırımı bağlayamadıktan sonra sadece bu asrın değil, önümüzdeki iki-üç asrın projelerine yapsanız ne olur?

İki sorumsuz sürücünün yaptıklarından hükümeti sorumlu tutmamı eleştirebilirsiniz ama burada bence suçlanacak tek bir merci var o da resmi makamlar.

Zira, sorumsuzluk dünyanın her yerinde olabilir. Ama bunu yurtdışında yapana öyle bir ceza verirler ki bir daha aklına bile gelmez.

Peki bizde ne oldu?

Adamın çaresizliğini gördüğümde saat 16:09’da 155’ten polisi aradım. Çıkan memura aracın plakasını verdim, durumu anlattım ve bir çekici göndermelerini istedim.

Saat 16:41 olduğunda biz oradan ayrıldık ama çift hala bekliyordu. 

Ne bir çekici, ne bir polis...

Kimse bana yoğunluktan falan bahsetmesin. 7 gün 24 saat fahiş fiyatlarla cadde üzerinde kanunen tartışmalı bir şekilde araç toplayan Trafik Vakfı çekicilerinden bir tanesi bile Üsküdar’a sevk edilemiyorsa, hadi bıraktım çekiciyi bir trafik polisi bile bu noktaya gönderilemiyorsa tek sorumlu resmi yönetimdir.

Bana kimse dün o çiftin yaşadığı çaresizliğe, çare bulunamayışı anlatamaz.

Eğer buradan okuyorlarsa ya da basın şubesi kanalıyla kendilerine iletilirse sormak istiyorum. 

Benim telefonumdan sonra resmi olarak herhangi bir adım atılmış mı? Atılmış ise bu adımlar neymiş?

Havadaki kuştan, çiçekteki böceğe kadar her şeye twit atmayı seven Vali’mize sormak isterim. İstanbul’un muhteşem manzarasını ve harika havasının tadını çıkarmak isteyen tekerlekli sandalyeye mahkum bir vatandaşımızın bu keyfini zehir edenlere yönelik bir adım atıldı mı?

Hemen istediğiniz anda istediğiniz her noktaya çevik kuvvet, TOMA, motosikletli, yaya, sivil, resmi giysili, Akrep’li, Mercedesli, ATV’li polis sevk edebilecek yetkiniz, yeteneğiniz, kapasitenizin bulunduğunu biliyoruz. Ankara’dan birisi geldiğinde yolların üstüne, yanına, altına, yolu gören tepelere, ağaçların dibine polis koyabiliyorsunuz.

İstediğiniz zaman, tüm yurttan, yurtdışındaki temsilciliklerden ve Yavru Vatan Kıbrıs’tan, uçakla, otobüsle,  vapurla, arabayla polis getirebiliyorsunuz, İstanbul’a bunu biliyoruz.  Peki o zaman, dün zor durumda kalmış bir engelli vatandaşımızın yardımına niye koşmadınız?

Kendisi de İstanbul Valiliği yapmış İçişleri Bakanı’na da sormak isterim. Bir emir versin, araştırsınlar. Bu ihbar üzerine kim nasıl hareket etmiş ya da memurlar kulaklarını mı tıkamış?

Hangi birime, nasıl iletilmiş, kim, neden, hangi sebeple üstüne almamış bu durumu. 
İşe geç kaldıklarında, trafik sıkışıklığı çekmek istemediklerinde, göreve giderken ya da evlerine dönerken, çakarlarını lunapark arabaları gibi yakarak, millete megafondan sağa çekil uyarıları yaparak emniyet şeridini paşalar gibi kullanan araçlardan bir tanesi yok muydu, bu engelli vatandaşımızın derdine derman olacak. 

Bir polis gelseydi, o araçlara adam akıllı bir ceza yazsaydı (ki istedikten sonra o otomobilleri kullananları bayağı bir terletirlerdi), en azından bir daha böyle bir sorumsuzluğu yapmayı akıllarına bile getirmezlerdi. 

Bebek arabaları, engelli vatandaşlar için açılmış boşlukları sorumsuzca işgal etmeyi, hatalı park ile açıklayamayız. Bu insanların anayasa ve alt kanunlarla korunan seyahat ve hareket etme özgürlüklerine kast eden hareketlerdir.

Sebebine, eğitimsizlik, bilinç eksikliği, sorumsuzluk ne derseniz deyin. Bunun tek sorumlusu resmi kurumlardır. Burada daha önce yazmıştım. Benzer bir hatayı ben de yapmıştım diye...

Ceza falan almadım tabii ki. Ancak, inişini engellediğim ve beni  sandalyesi üstünde sabırla bekleyen adamın bakışları bana en büyük ceza olmuştu.  Onca sorun varken bu iş büyütülür mü demeyin. Evet büyütülür, hem de çok. 

Zira karşıki kaldırıma geçmek bazılarımız için çok büyük bir sorun olabiliyor.

Tüm yazılarını göster