Karaköy Sümerbank binasında hayat var!

Faruk ŞÜYÜN ODAK kitap@dunya.com

Galata Kulesi'nin dibinde oturduğum günlerde Karaköy Voyvoda (günümüzdeki ismi Bankalar) Caddesi'ndeki Sümerbank Binası'nın önünden geçerken, böyle güzel bir mekân ne zaman yeniden yaşamaya başlayacak diye düşünürdüm. Bir gün İstanbul Consept Yaratıcı Ekibi Küratörü Işık Gençoğlu telefon edip de binanın kapılarını üç sergiyle açıyoruz dedi. Açılışa gidemedim, ama birkaç gün sonra kendimi, tarihi binanın kapısından girerken buldum...

Sümerbank Binası'nın 1880'li yıllarda inşa edilmiş olabileceği tahmin ediliyor. Credit General Otoman (İtibar-ı Umumi Bankası) tarafından yapıldığı düşünülüyor. Banka, 1899 yılında tasfiye edilince, binayı Anadolu Demiryolları Şirketi kullanmaya başlamış. Bir müddet sonra Deutsche Bank gelmiş binaya. Ama,1920 yıllarında boşaltılmış. 1933 yılından itibaren de Atatürk tarafından kurulan Sümerbank yerleşmiş.

Galata'da oturduğum 1872 tarihli mütevazı binayı bir kez daha anımsadım Sümerbank'ın girişinde... Bu kez, haşmetli bir mekânla karşılaşıyordum... İçine giren her şeyi emecek denli büyük, yüksek tavanlı etkileyici bir salon... Salonda, Türkiye ve yurtdışından önemli sanatçı/tasarımcıların özel olarak tasarladıkları objeler ve kendilerinin üç kuşak bir arada kocaman fotoğrafları yer alıyor. Çünkü, serginin adı "Oğlum ve Babam."

Adnan Serbest, Alparslan Baloğlu, Altan Sungar, Atilla Kuzu, Aziz Sarıyer, Can Yalman, Hayri Karay, Kaya Kalaycı, Koray Özgen, Levon Güllüoğlu, M. Tüzüm Kızılcan, Ömer Ünal'ın tasarladığı üç kuşağı anlatan objeler, kendi içerlerinde özel hikâyelerini de barındırıyorlar.

Işık Gençoğlu, heyecanla, coşkuyla tek tek anlatıyor eserleri. Bankadan arta kalan bankolar, bir çelik kasa mekânı daha da ilginç kılıyor. Çelik kasanın içerisine de bir eser yerleştirilmiş...

Sonra üst kata çıkıyoruz burada diğer bir konsept, "Annem ve Kızım" için Ajda Bergsen, Deniz Tunç, Dilek Işıksel, Gamze Araz Eskinazi, Yasemin Sayınsoy, Gamze Güven, Gül Bolulu, Gülnur Özdağlar, Günseli Kato, Sabrina Fresko, Sevgi Karay, Tülin Akgül'ün ürettiği eserler sergileniyor. Mekân, burada da etkileyici... Her odadaki harika şömineler ise başlıbaşına bir yazı konusu olabilir...

Bodrum, yani kasaların bulunduğu kat için enteresan bile yetersiz bir sözcük... Ancak 1930'larda geçen Amerikan soygun filmlerinde gördüğüm dev çelik kasalarla karşılaşıyorum... Kasaların kapılarını tek kişinin iterek oynatması mümkün değil, içleri ise içiçe birkaç odadan oluşuyor, yani öyle büyük... Bodrumun serinliği, etrafın loşluğu daha da ürpertici bir hale dönüşüyor kasalar katında. Burada, özel bir ışıklandırma ile turistleri cezbedecek nefis bir şarap mahzeni oluşturulur diye düşünüyorum... Binanın en üst katı ise, tarihi kent manzaralı bir lokanta için ideal...

Sümerbank'ın, Karaköy Bankalar Caddesi'ndeki genel müdürlük binasını Simurg Turizm almış. Bankaya tarihi boyunca emek vermiş olan kişileri ve Sümerbank ile her türlü arşiv malzemesini yeniden toparlamayı, bankanın geçmişini konu alan bir sergi açmayı hedefliyorlar. Sergide arşivin oluşmasını sağlayan eski personelden koleksiyonerlere kadar herkesin isimlerinin yazılı olacağı teşekkür tabelasının da yer alması planlanıyor.

Binanın diğer katları ise otele dönüştürülecekmiş...

Ayrılmadan önce, girişin hemen yanında dükkâna dönüştürülen mekânda Işık Gençoğlu ile sohbet ediyoruz. İstanbul Concept Sanat Yönetmeni Yücel Canyaran da bize katılıyor. Işık Hanım, süren iki etkinliği, gezici sergi olarak düşündüğünü, başka kentlerde de sergilemeyi planladığını söylüyor. Binanın sergi yapılan katlarını bir kültür merkezi olarak hayata geçirmek istediklerinden söz ediyor. İnsanların buraya uğramalarını, kitap bölümünde sanata ilişkin kitapları okumalarını; dergileri, gazeteleri karıştırmalarını; salonlarda fikir tartışmaları yapmalarını, klasik müzik gecelerine, sohbet toplantılarına; tiyatro etkinliklerine katılmalarını hayal ediyor.

Bu arada, dükkânda vazodan mücevhere, şamdandan bardak altlığına kadar İstanbul Concept ürünlerinin ve Cam Ocağı sanatçılarının eserlerinin, mini bir sergi içinde yer aldığını hemen söyleyeyim. Bunları, satın almak da mümkün...

"Annem ve Kızım", "Oğlum ve Babam" sergilerini, 29 Eylül'e kadar Pazartesi günleri haricinde her gün 12.00 - 17.00 saatleri arasında gezmek mümkün... Bina da sergi de bir akşamüzerinizi ayırmaktan pişman olmayacağınız güzellikteler...

Tüm yazılarını göster