‘Kara Pazartesi’ sonrası...

Küresel piyasalar adeta çalkalanıyor. Jeopolitik risklerin ardı arkası kesil­miyor. Ortadoğu gerilimi belirsizliğini ko­ruyor. Bu hafta bir tür ‘Kara Pazartesi’ ya­şadık. Yatırımcılar olası resesyon endi­şelerine paralel olarak riskli varlıklardan uzaklaşma eğilimine girdi.

Prof. Dr. Dilek LEBLEBİCİ TEKER dilek.teker@isikun.edu.tr

Küresel piyasalar adeta çalkalanıyor. Jeopolitik risklerin ardı arkası kesil­miyor. Ortadoğu gerilimi belirsizliğini ko­ruyor. Bu hafta bir tür ‘Kara Pazartesi’ ya­şadık. Yatırımcılar olası resesyon endi­şelerine paralel olarak riskli varlıklardan uzaklaşma eğilimine girdi.

Bu şartlar hem kripto piyasalarda hem de küresel borsa en­dekslerinde kuvvetli düşüşlerin yaşanması­na neden oldu. İlginç olan altın ve gümüş gi­bi güvenli araçlarda da düşüş yaşandı. Yatı­rımcılar adeta delirmişcesine elde ne varsa satışa yöneldi. Peki bu olaylar ne kadar sü­rer? Dalga dalga yayılmaya devam eder mi? Elbette farklı senaryolar üzerinden değer­lendirmek lazım ama önce dalgalanmanın nedenlerini yorumlamak iyi olabilir.

ABD’deki makroekonomik veriler endişe yarattı

Geçen hafta ABD piyasalarında çeşitli makroekonomik veriler açıklandı. Bu veri­ler özellikle Fed’in faiz kararına yönelik ön­cü göstergeler olduğundan, yakından takip edilmekle birlikte ABD tarafında bir reses­yon beklentisi olasılığını da güçlendirmiş oldu.

ABD verilerine göre, ülkede işsizlik oranı son dört aydır kesintisiz olarak artış kaydederek yüzde 4.3’e ulaştı. İşsizlik maaş başvurularının son bir yılın en yüksek sevi­yesine çıktığı açıklandı. İmalat Sanayi Sa­tın Alma Yöneticileri Endeksi (PMI) veri­sinde önemli bir gerileme yansıdı. Tüm bu koşullara paralel olarak beliren resesyon senaryoları kapsamında FED’in artık faiz indirimini daha da erkene çekeceği ve hat­ta daha kuvvetli bir faiz indirim hamlesinin geleceğini fiyatlamaya başlandı. S&P VIX volatilite endeksi - ki korku endeksi ola­rak da kullanılır - son birkaç günde önem­li ölçüde artış sergiledi.

Bu endeksin artı­şı piyasalara olan güvensizliği işaret eden önemli bir gösterge. Bizde de haftanın ilk günü devre kesici uygulandı. Şüphesiz me­sele küçük yatırımcı hareketlenmesi değil. Büyük fonların yatırımda yer değiştirmesi tüm piyasalara alt üst etti. Peki, FED piya­salara toparlamak için panik bir faiz indiri­mi yapar mı? Pazartesi günü FED açıklama yaptı. Resesyon beklentilerinin olmadığını, ancak gerekirse piyasayı kuvvetlendirecek adımları atacaklarını duyurdu. Bu olum­lu iletişim, sert düşüşleri sınırlandırdı. En azından şimdilik.

Japonya Merkez Bankası’nın faiz artışıyla ‘carry trade’ şekil değiştirdi

Konu sadece ABD’den gelen veriler de­ğil elbette. Japon Merkez Bankası geçen günlerde faizi yüzde 0.10’dan yüzde 0.25’e yükseltmişti. Takip edenler çok iyi bilir ki Japonya, oldukça uzun bir zamandır nega­tif reel faiz koşullarını korumakta. En son gerçekleşen ve oldukça şahin kabul edilen bu faiz artışına rağmen halen negatif reel tarafta olmasına karşın, Japonya piyasala­rında faiz artışlarının devam edeceği bek­lentileri Yen’in değer kazanmasına neden oldu.

Japon Yen’i ‘carry trade’ amaçlı kul­lanılan bir para birimi. Faizin yönünün de­ğişmesi ve daha yüksek değerlenmiş Yen, çoğu portföy için ‘carry trade’ dönemin­de bir dönüşüme de işaret etmekte. Tüm bu koşullar, geçen haftanın sonu itibarıyla başta Japon Borsası olmak üzere Asya Bor­salarına da sıçrayan bir panik satış hareke­tini başlatmış oldu. Geçen hafta başlayan borsa düşüşlerinin en önemli nedeninin büyük fonların ‘carry trade’ içerikli YEN/ USD pozisyonlarında Yen’e dönüş olduğu piyasa hareketlerine yansıdı.

Türkiye’ye etkileri daha sert olur mu?

Belli ki bu dalgalanma daha devam ede­cek. Bu yeni bir küresel krize dönüşür mü, önümüzdeki günlerdeki gelişmelerle daha net yorum yapabiliriz. Ancak Türkiye’nin daha negatif ayrıştığı bir dönem kapıda olabilir. Ortadoğu geriliminin tırmanma­sı beklenmekte ki bu durum, coğrafi ola­rak Türkiye açısından önemli bir jeopoli­tik risk yaratmakta.

Piyasada yabancı fona ihtiyaç var. Bu konuda uğraşlar henüz yeri­ni bulmadı ve tüm bu gelişmeler, yabancı yatırımcının piyasaya girmesi önünde bir engel. Ortadoğu geriliminin petrol fiyatla­rında olası artış senaryoları kapsamında ise ekonomi yönetiminin dezenflasyon po­litikası olumsuz etkilenecektir. Bu karışık günlerde küçük yatırımcının panik olma­dan biraz temkinli kalmasını hatırlatmak­ta da fayda var.

Tüm yazılarını göster