Kapasitede 2008'den hala uzağız

Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ ala.aktas@gmail.com

İstanbul Sanayi Odası'nın geleneksel Türkiye'nin 500 büyük sanayi kuruluşu raporu, 2009'da satışların düştüğünü, buna karşılık karın arttığını gösteriyor. Satışın düşme nedeni belli. Küresel kriz yüzünden ortaya çıkan talep daralması, sanayi kuruluşlarını ister istemez daha az üretmeye yöneltti, bu da satışlara yansıdı. Satış azalırken karın artması ise faizlerin düşük seyretmesine bağlanıyor. Bu tablo 2009 yılına ilişkindi. Bu yılki tablonun nasıl seyrettiğini ortaya koyacak öncü gösterge, imalat sanayindeki kapasite kullanım oranı. Her ne kadar İSO'nun raporunda kapsanan kuruluşlar ile Merkez Bankası'nın imalat sanayindeki kapasite kullanımı verilerine konu olan kuruluşlar bire bir örtüşmüyorsa da arada paralellik kurmak tümüyle de yanlış olmasa gerek.

Bu yıl işler geçen yıldan daha iyi gidiyor, bu da zaten çok doğal. Ancak kapasite kullanımının ve üretimin geçen yıla göre ne kadar arttığından çok daha önemli olan, önceki yıllarla yapılan kıyaslamanın sonucu… Örneğin 2008'e göre ne durumdayız, bu kıyaslama kuşkusuz daha büyük önem taşıyor.

İmalat sanayinde kapasite kullanım oranı 2008'in ilk yedi ayında ortalama yüzde 77.1 olmuştu. Kapasite kullanım oranı geçen yılın ilk yedi ayının ortalamasında yüzde 62.8'e indi. Bu yıl aynı dönemdeki ortalama ise yüzde 71.1 düzeyinde bulunuyor.

Bu yılın ilk üç ayındaki kapasite kullanım oranı yüzde 65-70, izleyen dört aydaki oran ise yüzde 70-75 arasında değişti. Kapasite kullanım oranının 2008'in ilk yedi ayında yüzde 75'in altına hiç inmediği ve yüzde 75-80 aralığında seyrettiği dikkati çekiyor. 2009'daki tabloyu dikkate almayı ve kıyaslamaya katmayı pek tercih etmiyoruz; çünkü geçen yıl sıra dışı bir dönemdi.

Mevcut gidişat, bu yılki kapasite kullanım oranının ancak eylülde 2008'i yakalayabileceğini ve izleyen aylarda 2008'den daha yüksek gerçekleşebileceğini gösteriyor. Bunun nedeni de, küresel krizle birlikte 2008'in son çeyreğinde hızlı bir kapasite gerilemesi yaşanmış olması.

Kapasite kullanımı ve bağlı olarak sanayi üretimi hala 2008'in çok altında seyrederken, toplam mal ve hizmet üretimi olan GSYH'nin 2008'in çok üstüne çıkacağına dönük tahminlerden geçilmiyor olması doğrusu ilginç. Belli ki, 2008'in üstüne çıkılacağını bekleyenler, dolaylı biçimde, "sanayi üretimi pek iyi gitmese de, GSYH'yi oluşturan diğer sektörlerde; yani tarımda, hizmetlerde, inşaatta çok iyi bir performans yakalanacak" demiş oluyorlar. Ama yılın ilk çeyreğindeki tablo bu tür görüşleri doğrulamıyor. İlk çeyrekte GSYH geçen yıla göre yüzde 11.7 artarken, imalat sanayinde yüzde 20.6'lık bir büyüme görüldü, GSYH'yi oluşturan imalat sanayi dışındaki sektörlerde kaydedilen büyüme ise yüzde 8.9'da kaldı. Yani imalat sanayi dışındaki sektörlerin durumu, kötü değilse bile, en azından imalat sanayinden daha az iyi!

Türkiye bu yıl yüzde 5 büyüdüğü takdirde, GSYH açısından 2008'i yakalamış olacak. Oysa tahminler çok daha yukarılarda dile getiriliyor. Açıklanması, mali kuralın yasalaşmasındaki gecikme yüzünden ertelenen orta vadeli programda 2010 yılı revize büyümesinin yüzde 6 olarak öngörüleceği biliniyor. Yani hükümet, 2009 krizinin, ekonominin mal ve hizmet üretim bütünü anlamında bu yıl tümüyle atlatılacağına inanıyor. 2011'e geldiğimizde ortada krizden eser kalmamış olacak. Yalnızca hükümet mi bu beklenti içinde… Uluslararası kuruluşların tahminleri de bu yönde, çok sayıda akademisyenin, meslektaşımızın tahmini de… Onların yanılmayacağını umalım!

Tüm yazılarını göster