Kapasite kullanımında kısmi iyileşme

Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ ala.aktas@gmail.com

İmalat sanayinde kapasite kullanımı mayıs ayında yüzde 70.4 olarak gerçekleşti. Bu oran da, tıpkı sanayi üretiminde olduğu gibi, hem geçen yılla kıyaslanabilir ve önemli bir gerilemeden söz edilebilir, hem de bir önceki ayla kıyaslanıp bir toparlanma olduğu dile getirilebilir. Her iki değerlendirme de, nerede ve nasıl bir kullanım söz konusu olduğuna göre doğrudur. Mayıs ayındaki imalat sanayi kapasite kullanım oranı, geçen yılın 12 puan altında kalmış, ancak nisan ayına göre 3.6 puan artmıştır.

Peki, kapasite kullanım oranından yola çıkarak mayısta ne düzeyde bir üretim gerçekleştiğini söyleyebiliriz? Mayıstaki kapasite kullanım oranı, (yüzdedeki değişimi oransal olarak ifade etmek pek doğru değilse de) nisan ayına göre yüzde 5.4 artış gösterdi. Bu artışın, imalat sanayi ve toplam sanayi üretimine birebir yansıyacağını varsayarsak imalat sanayinde nisanda 95 olan endeks mayısta 100'e, toplam sanayide nisanda 97 olan endeks de mayısta yaklaşık 103'e ulaşacak demektir. Bu durumda, toplam sanayi üretimi mayıs ayında geçen yılın aynı ayına göre yaklaşık yüzde 17 gerileyecektir.

Sanayi üretiminde geçen yıl zirveye mayısta ulaşıldığını ve bu yıl mayıstaki üretimin nisana göre yüzde 3.7'den az artması halinde, mayıstan mayısa olan üretim düşüşünün, nisandan nisana olan yüzde 18.5'in üstüne çıkacağını önceki gün belirtmiştik. Mayıstaki kapasite kullanımı, bu olasılığı büyük ölçüde devreden çıkarmış bulunuyor. Tabii ki bu durum, kapasite kullanımındaki artışın sanayi üretimine aynı paralelde yansıyacağı varsayımına dayanıyor.

İmalat sanayinde kapasite kullanımının nisana göre bir miktar iyileşmekle birlikte geçen yılın halen çok altında seyrediyor olmasının en belirgin nedeni, talep yetersizliği. Tam kapasiteye ulaşamamada geçen yıl yüzde 48.2 olan iç pazardaki talep yetersizliğinin payı, bu yıl yüzde 53.5'e çıktı. Dış pazardaki talep yetersizliğinin payı da yüzde 20.7'den yüzde 31.7'ye ulaştı. Üstelik, bu artışlar, kamu daha az talep yetersizliği sorunu yaşadığı halde yaşandı. Kamunun tam kapasiteye ulaşamamasında geçen yıl mayısta yüzde 79.7 olan iç pazardaki talep yetersizliğinin payı, bu yıl yüzde 16.8'e indi. Dış pazarlara ilişkin talep yetersizliğinin payı da yüzde 6.2'den yüzde 1.7'ye geriledi. Özel sektör ise talep yetersizliği sorununu giderek daha yoğun yaşıyor. Özel sektörün tam kapasiteyle çalışamamasında iç pazardaki talep yetersizliğinin payı geçen yıl yüzde 45.4 düzeyindeydi. Bu oran, bu yıl yüzde 54.1'e çıktı. Dış pazardaki talep yetersizliğinin payı da yüzde 22'den yüzde 32.2'ye yükseldi.

Talep yetersizliği öylesine büyük bir sorun haline geldi ki, kamu için de, özel sektör için de diğer sorunlar adeta unutuldu. Tam kapasiteye ulaşamamada yerli mallardaki hammadde yetersizliğinin payı yüzde 4.9'dan yüzde 3.4'e, ithal mallardaki hammadde yetersizliğinin payı yüzde 2.7'den yüzde 1.1'e, işçilerle ilgili sorunların payı yüzde 2'den yüzde 1.4'e, mali olanaksızlıkların payı yüzde 4.9'dan yüzde 3.6'ya, enerji yetersizliğinin payı yüzde 1.1'den yüzde 0.9'a, diğer nedenlerin payı ise yüzde 15.5'ten yüzde 3.8'e geriledi.  

Tüm yazılarını göster