Kanun değişmedikçe kefalette eş onayı sorunu devam edecek

Tevfik GÜNGÖR OLAYLARIN İÇİNDEN gungoruras@superonline.com

Evlilikten sonra edinilen mallar üzerinde eşlerin eşit haklara sahip oldukları genel kabul gören bir ilke.

Bir işadamı veya kadını işini yürütürken sadece gelir elde etmiyor, çok kere riske giriyor. Zarar ediyor. İşini yürütmek için kullandığı krediyi ödeyememe durumunda, varlığına el konuluyor.
İşte bu nedenle işadamlarının veya kadınlarının ticari kredi alırken mal varlığını ipotek gösterdiğinde eşinin onayının alınması yolunda bir kanunu düzenlemeye gidildi.
Evlilikte edinilen malları riske uğratacak bir kefalet işleminde eşlerin rızasını zorunlu hale getiren yeni Borçlar Kanunu'nun 584'üncü maddesi şöyle:
Eşlerden biri mahkemece verilmiş bir ayrılık kararı olmadıkça veya yasal olarak ayrı yaşama hakkı doğmadıkça, ancak diğerinin yazılı rızasıyla kefil olabilir.

Bu rızanın sözleşmenin kurulmasından önce ya da en geç kurulması anında verilmiş olması şarttır. Kefalet sözleşmesinde sonradan yapılan ve kefilin sorumlu olacağı miktarın artmasına veya adi kefaletin müteselsil kefalete dönüşmesine ya da kefil yararına olan güvencelerin önemli ölçüde azalmasına sebep olmayan değişiklikler için eşin rızası gerekmez.
Temmuz ayı başında yürürlüğe giren yeni Borçlar Kanunu'nda getirilen bu rıza zorunluluğu, bankacılık sektöründe ticari kredi kullanan müşterilerin sıkıntı yaşamasına yol açtı.
Bankacıların açıklamalarına göre, en büyük sıkıntı teminat gösterilen mallarda eşlerinin onaylarını almalarında yaşanıyor.

Kredi yenilenmesinde dahi evlilikten sonra edinilen malların bankaya kredi teminatı olarak gösterilmesinde eşlerinin onayının alınması zorunluluğu güçlük yaratıyor.
Sorunun kaynağı, evlendikten sonra edinilen varlıkta eşlerin eşit payının olduğunun varsayılması.
Bu varsayım olduğu sürece eşin kefalete onay vermesi zorunluluğu kaldırılamayacak.
Ancak, Bakan Yazıcı önceki gün Borçlar Kanunu'ndaki 'ticari kredilerde eş rızası' şartının yeniden düzenleneceğini bunun için bir komisyon kurduklarını belirtti.

İş dünyasından gelen yoğun eleştiriler üzerine, bakanlık bünyesinde bir komisyon oluşturulduğunu, komisyonun şu anda uygulama ile ilgili bilgi topladığını, iş dünyasından ve bankalardan elde edilen bilgiler doğrultusunda, eş rızası konusunda yeni düzenlemenin yapılacağını belirten Yazıcı, "Her yönüyle inceleyin diye talimat verdim. Kanundan kaynaklanan bir sorun varsa, gereken yapılır. Kanunları neden yapıyoruz, insanların hayatını ve işlemlerini kolaylaştırmak için. Amacımız kimsenin hayatını zorlaştırmak değil" dedi.

Geçen hafta sonu medyada yer alan haberlere göre, "Bankaların uygulamasının kanunu aşan bir düzeyde olduğunu sanıyorum" diyen Yazıcı, kendisine gelen şikayetlere baktığında, bankaların düzenlemeyi biraz abarttığını gördüğünü söyledi. Bazı işadamlarının "Hanımı günde üç kez bankaya götürmek zorunda kaldık" şeklinde şikayetlerde bulunduğunu ifade eden Yazıcı, bazı bankaların 3 ay önceki kredilere bile eş rızası aradığını söyledi. Yazıcı, "Bankalar yoğurdu üfleyerek yeriz mantığı ile hareket ediyor. Çok frijit uygulamaları var. Tüm bunlar aksayan yönler.

Arkadaşların incelemesinin ardından netleşecek. Gereken düzenleme de yapılacak" dedi..
Ne yapılabilir? Kanuna göre banka eşin imzasını almadığı takdirde teminat geçersiz olacak. Evlendikten sonra edinilen mallar üzerinde eşlerin eşit hakkı olduğu sürece çözüm ne olabilir? Belki, müşterek malı teminat gösterecek olan eşin yüzde 50 mülkiyet hakkı dikkate alınarak, uygulamada eşlerin kefalet vermemesi halinde varlıkların yüzde 100 değeri ile değil yüzde 50 değeri ile teminata kabulünün yolu açılabilir ki, bu da çözüm getirmez. Sistemi aksatır.
Bakan Yazıcı'nın kurduğu komisyonun neler önereceğini bekleyeceğiz. Kanunda değişiklik yapılmadıkça eş onayı zorunluluğu devam edecek.

Tüm yazılarını göster