Kamuda aranırlılık!

Ferit Barış PARLAK AYRINTI ferit.parlak@dunya.com

Dün, Kamu İhale Kurumu Başkanı Hasan Gül anlattı, "…Kore'de ki muadil kurumun başkanıyla konuşurken, 2-3 yıl önce ülkenin en önemli, en aranan adamı olduğunu, Kore'de elektronik ihale sistemine geçildikten sonra bu popülaritesini kaybettiğini ve unutulduğunu söyledi, gülerek…"

* * *

Kanunlar, yönetmelikler, tebliğler işin çözümünü zorlaştırmaya/zamana yaymaya/birilerine bağımlı olmaya yönelik hazırlandığında, konunun muhatabı kamu kurumu sorumlularının ve siyasilerin aranırlılık oranının yükseldiğini biliyoruz.

Bırakın cukkalı işleri, hastanelerde yatak bulanların dahi, "Şu kurumda adamı var…", "Şu siyasetçinin yakını…" diye nitelendirildiklerine günümüzde de şahitlik ediyoruz.

Tüm bu sorunların sistemden kaynaklandığını, birey haklarının ön planda tutulduğu yeni sistem için adımlar atıldığını vurguluyor; atılan ve atılacak adımların büyük bölümünün bireyi daha da bağımlı hale getirdiği ve getireceği görüldüğünde de sistemin yarattığı defolarımız nedeniyle, karşı çıkma gücünü kullanamıyoruz.

* * *

Kamu sorumlularının ve siyasetçilerin aranırlılığını ve popülaritesini artırırken, hantallığı ve incelenmesi/sonuçlanması gereken dosya sayısını da arttırıyor, kamunun hareket kabiliyetini sınırlandırabiliyoruz.

Bu politikayla özel sektörün zaman maliyetini yükseltip, rekabet edebilirliğine set çekebiliyoruz.

Tüm bu uygulamalar sonucunda oluşturduğumuz 'yapı' ile sorun yumağını büyütüyoruz.

* * *

Mesela işsizlik!

Alınabilecek küçük küçük, basit kararlarla da çözüme ulaşılabilecek bir alan olmasına rağmen, kararın alınmasında akıl ve hareket tutulması yaşayıp, sorunun daha da büyümesine seyirci kalabiliyoruz.

* * *

İşte o basit kararlardan bazılarını, geçtiğimiz yıl Rusya ve Arabistan'da aldığı işlerle ön plana çıkan inşaat şirketlerimizden Betatek'in Yönetim Kurulu Başkanı Eyüp Yiğit önceki gün anlattı.

Yiğit önce durum değerlendirmesi yaptı: "Ekonomik kriz nedeniyle Türkiye çok önemli fırsatlar yakaladı. Ama karar alamamamız yada kararlarda gecikmemiz nedeniyle, korkarım bu fırsatları değerlendiremeyeceğiz." dedi ve Amerika, Avrupa, Afrika, Uzak Doğu ve Asya'da ki fırsatları tek tek sıraladı.

Sıraladıklarından sadece iki maddeyi Eyüp Yiğit'in dilinden aktarayım:

"Arabistan'da alt ve üstyapı yatırımları için milyarlarca dolarlık kaynak ayrıldı. Bu yatırımlarda Türk müteahhitlerin şansı oldukça yüksek. Avrupalı firmaların kriz nedeniyle sıkıntılı bir dönemden geçmesi, şansımızı daha da artırdı. Ancak teminat mektubu sorunu ve işçi maliyetlerinde ki yükseklik bu şansı yeterince kullanamamamıza neden oluyor."

Sordum: "İş alabilmemiz için yapılabilecek en basit şey nedir?"

Cevapladı Yiğit, "Arabistan'a işçi götürüyoruz. Zaten bir Çinliye, bir Hintliye göre çok daha yüksek ücret ödüyoruz Türk işçiye. Bu maliyetlerimizi artırıyor. Bir de üstüne uçak masrafları eklenince, rekabet şansını kaybediyoruz. Uçak masrafları işçi maliyetinde yüzde 50'ler seviyesine ulaştı. Bu bizi yabancı işçi çalıştırmaya yönlendiriyor. Burada sağlanacak bir destek, hem yatırımcının rekabet avantajını artırıp daha fazla iş almasına neden olur, hem de yatırımcıyı Türk işçiye yönlendirir ki bu işsizliğin önlenmesine de katkı sağlar."   

Sordum: "İş alabilmemiz için yapılabilecek ikinci en basit şey nedir?"

Cevapladı Yiğit, "İşin en büyük maliyetleri arasında 'zaman' da var. Zamandan kazanmak için yine uçak seferlerinin önemi çıkıyor ortaya. Yurtdışı uçak seferlerinde, sefer sayısından ziyade gidiş geliş saatlerinin iyi ayarlanması gerekiyor. Mesela Arabistan'a akşam gidebiliyoruz. Sabah gidip akşam dönebilmeliyiz."

İkinci bir yazı konusu olacak daha pek çok basit önlem sıraladı Eyüp Yiğit.

* * *

Büyük sorunlarımızı çözmek için bu basit önlemler dahi yeterli olacak.

Bu basit önlemler için ise maalesef sistem gereği yine birilerinin birilerini araması gerekecek. 

Tüm yazılarını göster