Kamu bankaları kredi açmıyor diğerleri ise mevduat artışını krediye yans

Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ ala.aktas@gmail.com

Küresel krizin yansıması olarak Türkiye’de ortaya çıkan sorunun 2001 krizinden temel bir farkı var. 2001’de kriz finansal sistemde patlak vermiş, bu da reel sektöre yansımıştı. Bu kez ise sorun reel sektörde. Korkulan da reel sektördeki krizin bankacılık sistemini de içine alması. Bu korkuyu doğal olarak en çok bankalar hissediyor ve davranışlarını ona göre şekillendiriyorlar. Bankalar, bir bankacının dediği gibi, daha önce on gün düşünüp belki kredi verirken, şimdi yirmi gün düşünüp kredi vermeme noktasına geldi. Reel sektör de bu yüzden feryat ediyor. Ancak sorun, yalnızca taze kaynak sağlayıp sağlayamamasorunu olmanın ötesinde.

Bankalara kredileri geri çağırdıkları yönünde eleştiri yöneltiliyor. Tüm bankalara yöneltilen bu eleştiri, bir süre önce Bankalar Birliği Başkanı ve İş Bankası Genel Müdürü Ersin Özince’nin de tepkisini çekmiş ve Özince, “Hangi bankalar kredileri geri çağırıyor, açıklayın” diyerek tepkisini dile getirmişti.

Krediler ileri sürüldüğü gibi gerçekten geri çağrılıyor mu ya da bunu hangi bankalar yapıyor bilmek zor. Bilsek de banka ismi zikrederek bunu açıklamak durumunda olamayız. Ancak, banka grupları bazında; yani kamu, özel ve yabancı bankalar bazında krizin belirginleşmesinden sonra mevduat ve kredilerin nasıl bir seyir izlediğine tabii ki bakabiliriz.

Özel ve yabancılar temkinli

Kamu, özel ve yabancı bankaların mevduat ve kredilerinin ağustos, eylül, ekim, kasım ve aralık aylarının sonundaki düzeyine baktık. Çok somut olarak ortaya çıkan tablo şu:

“Kamu bankaları mevduatlarındaki artışı krediye yansıtıyor; ne var ki aynı eğilim özel bankalarla yabancı bankalarda görülmüyor. Yani bu bankalar mevduat artışını krediye yansıtmıyor. Ancak, kamu bankaları da zaten aslında pek kredi açmıyor, klasik anlamda neredeyse bankacılık yapmıyor.”

Rakamlar nasıl gelişti?

Toplam mevduat, ağustos ayı sonunda 234.1 milyar liraydı. Mevduat, aralık sonunda 268.8 milyara çıktı, yani yüzde 14.8’lik artış oldu. Bu dönemde kredi hacmi ise yalnızca yüzde 1.8’lik artış göstererek 262.9 milyar liradan 267.7 milyar liraya çıktı. Ağustos-aralık döneminde kamu bankalarının mevduatı yüzde 9.3, kredileri yüzde 8.2 arttı. Özel bankalarda mevduat artışı yüzde 20.3’ü bulurken, kredi artışı yalnızca yüzde 0.4 oldu. Yabancı bankaların ise mevduatı yüzde 16.4 artarken, bu bankaların kredi hacminde yüzde 2.4 düzeyinde gerileme yaşandı.

Mevduatın krediye dönüşümü

Her ne kadar kamu bankalarında mevduat ve kredi artışı paralel gidiyorsa da, aslında bu bankalar zaten pek kredi açmıyor. Mevduatın krediye dönüşüm oranı, kamu bankalarında özel ve yabancı bankalara göre çok düşük. Dönüşüm oranı, toplamda ağustos sonunda 112.3’tü, aralıkta 99.6’ya indi. Oran, kamu bankalarında aralık itibariyle 64 olarak gerçekleşti. 2007 sonunda kamu bankaları

her 100 liralık mevduattan 64 liralık kredi yaratırken, özel bankaların 113.4, yabancı bankaların 175.3 liralık kredi oluşturdukları dikkati çekiyor.

Yani, ağustos-aralık döneminde özel ve yabancı bankalar mevduat artışları paralelinde kredi açmadılar, ancak Türkiye ekonomisine dinamizm kazandıran kredilerin bu bankalardan açıldığı ortada. Kamu bankaları ise topladıkları mevduatı ağırlıklı olarak kamu kağıtlarına yatırmayı tercih ediyor ya da buna mecbur kalıyorlar.

Seri değişmeseydi...

Bu köşede 15 Aralık’ta kasım ayı toplam sanayi üretiminin 2007’ye göre yüzde 17-18, imalat sanayi üretiminin ise yüzde 21-22 gerileyebileceğini yazdık. O tarihte, yani aralık ayı ortasında imalat

sanayi için 1997 bazlı endeks kullanılıyordu. Türkiye İstatistik Kurumu, 29 Aralık’ta yaptığı açıklamada, sanayi üretim endeksini değiştirdiğini ve artık 2005 bazlı yeni endeksin kullanılacağını duyurdu. 8 Ocak Perşembe günü de 2005 bazlı yeni endekse göre kasım ayının oranları açıklandı. Buna göre, kasım ayında toplam sanayi üretimi önceki yıla oranla yüzde 13.9, imalat sanayi üretimi ise yüzde 15.5 gerilemişti. Oysa bizim tahminimiz 1997 bazlı seriye göreydi. Peki, 1997 bazlı seriye göre gerileme hangi düzeydeydi? TÜİK, bu oranları da açıkladı.

Buna göre, yani 1997 bazlı seriye göre kasım ayında toplam sanayi üretiminde yüzde 17.2, imalat sanayi üretiminde yüzde 19.5 gerileme olmuştu. Yani, toplam sanayi oranını neredeyse tam olarak tutturmuştuk, çünkü bizim tahminimiz yüzde 17-18 aralığındaydı. İmalat sanayi tahminimiz ise biraz yukarıda kalmıştı.

Tüm yazılarını göster