Kalkınma mı yoksa yatmak mı?

Daron Acemoğlu çok sık şekilde dile geti­riyor: “15-20 sene kaldı; kalkınma prog­ramına ihtiyaç var”

İbrahim KAHVECİ Rakamlarla ibrahim.kahveci@dunya.com

Daron Acemoğlu çok sık şekilde dile geti­riyor: “15-20 sene kaldı; kalkınma prog­ramına ihtiyaç var”

Evet, çok ama çok doğru.

Şimdi bir şekilde yaşamayı başarıyoruz ama 15-20 yıl sonra adeta yanacağız.

2019-2023 yani son 4 yılda;

Türkiye’nin nüfusu: 2 milyon 217 bin kişi arttı.

65+ yaş nüfus 1 milyon 172 bin kişi arttı.

0-4 yaş nüfus ise tam olarak 997 bin 82 ki­şi azaldı.

Hatta 0-40 yaş grubundaki nüfus azalışı bile 1 milyon 160 bin 44 kişi.

Nüfusumuz çok ama çok hızlı yaşlanı­yor.

***

Ne yapmalıyız?

Evet, şimdi ülkemizde orta yaş dediğimiz nüfus çok fazla. Ne geride bakacak çocuk sa­yısı fazla, ne de bakmakla yükümlü olduğu­muz yaşlı nüfus.

Orta yaş yığılması dönemindeyiz.

Buna demografik fırsat eşiği deniliyor.

Dünyada bu fırsat eşiğindeki ülkelerin bir­çoğu büyük atılımlarla (kalkınma program­ları) sınıf atlıyorlar.

Bir insan gibi düşünün… Orta yaş döne­minde çok çalışır ve yaşlılık dönemi için bi­rikim sağlar. Yaşlanınca ele-kula muhtaç ol­madan yaşamak ister.

Türkiye tam bu dönemde… Çalışmak ve evlatlarımıza iyi bir gelecek sunmak zorun­dayız. Ülkemiz 2000’li yıllardan beri bu fır­sat eşiğinde ama adeta yan gelip yatıyoruz.

Yatıyoruz, çünkü herkesin beklentisi emeklilik…

Geçen yıl EYT çıkarken söyledim: EYT ile toplam maaşlar artmayacak… Nitekim tam dediğim gibi oldu. Emekliler sürünüyor. Sis­temi düzeltmeleri için adeta yalvardım ama kimse bakmadı. Sol sloganla, sağ ise popü­lizmle adeta elbirliği ile yıkıma yer açtılar.

***

Ben şimdi tek başıma da kalsam söyle­meye devam edeceğim: Bu sistemde kim­se emeklilikte iyi bir maaş beklemesin… Hatta bugün iyi maaş aldığını düşünen genç emeklilerin de maaşları reel olarak eri­yecektir. Bu kesin….

Not edin ve yaşarsak 5-10 yılda bunu ha­tırlatın.

Ekonomi matematik bilimidir. Nüfus da­ğılımına bakın ve 15-20 yıl sonra çalışarak emeklilere bakacak nüfusu hesaplayın…

Yok işte yok… Geriden nüfus gelmiyor.

Ne olacak?

Eğer kamu kaynaklarını büyük bir ekono­mik kalkınma programına yönlendirmesek bu ülkeye Fatiha okuyacağız.

Tekrar ediyorum: Türkiye bir an önce ka­mu kaynaklarını büyük bir ekonomik kalkın­ma programına harcamalıdır. Aksi halde fe­laket bir gelecek yaşayacağız.

Bu iş öyle basit değil… Çok güçlü irade ve güçlü bir program gerekiyor.

Maaş zammı sıfır

SGK verilerine göre bu yılın ortasında as­gari ücrete zam yapılmadığı gibi özel sektör­de de zam yapılmamış. Kimse ücret artışına gitmedi ve ortalama ücret 26 bin lira.

Eğer teknolojik değişimi başaramazsak fa­kir ve yaşlı bir ülke olarak kalacağız.

Bakınız; daha 5 yıl önce AB’de en yüksek doğum oranına sahipken şimdi orta sıralara düştük. Yani çocuk doğmuyor… Ama asıl fe­laket durum ise iyi eğitimli çocuklarımızın da bu ülkeden gitmeye başlamış olmasıdır.

Kalanların da tek derdi emekli olmak… Yani yatmak…

Acaba ülkenizi seviyor musunuz? Neden çalışma hayatının düzelmesi ve yüksek üc­retlerin alınması için çaba sarf etmiyoruz da tüm derdimiz emekli olmak!

Kimse şunu söylemiyor: Bu gidişle 5-10 yıl sonra başlayacak şekilde maaş bile alınama­yacak. Zaten bu süreç başladı bile.

Bugün hem emekliler can çekişiyor hem de çalışanlar. Aynı zamanda kamu kaynak­ları da bu açığı kapatmaya yetmiyor. Giderek daha da yetmeyecek.

Sadece bugüne bakarak hesap yapıyorsa­nız hiçbir gerçekliğe varamayız. Meselemiz yarın… Yani çocuklarımız-torunlarımız.

0-4 yaş grubunda 4 yılda 997 bin nüfus azalması size bir şeyler söylemiyor mu? Bu çocukların ileride bastonlarımıza vura­cağı o kadar net ki…

Hadi evlatlarımızı kendi keyfimize kurban edelim… Herkes yan gelip yatsın…

Ya da çalışalım, çalışalım, çalışalım.

Tüm yazılarını göster