Kalkınma Bakanlığı da bunu yaparsa!

Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ ala.aktas@gmail.com




Yaklaşık iki yıl önceydi. DPT, ödemeler dengesiyle ilgili bir tabloyu öylesine karıştırmış, öylesine yanlış bir düzenleme yapmıştı ki, konuyu 25 Ağustos 2010 tarihinde "DPT'nin tablosu" başlıklı bir yazıyla köşemize taşımıştık. Artık DPT yok; kadrolar tümüyle Kalkınma Bakanlığı'na dönüşmüş durumda. Ama belli ki ödemeler dengesine olan yaklaşım pek değişmemiş; yine çok hatalı bir değerlendirme yapılmış. Üstelik, iki yıl öncekini bir maddi hata olarak nitelemek mümkündü, bu kez ciddi bir yaklaşım hatası söz konusu.

Ödemeler dengesiyle ilgili olarak yıllardır bıkmadan, usanmadan çiğnenen bir sakız var:

Bir kısmımız "Cari açık veriyoruz, ama neyse ki finanse ediyoruz" diye yaklaştı.

Bir kısmımız "Ya bir gün cari açığı finanse edemezsek" diye kaygılandı.

Biz de her seferinde şunu söyledik: "Cari açık verilmişse, zaten geride kalmıştır. Geride kalmış bir harcama da mutlaka finanse edilerek yapılmış; açık, mutlaka finanse edilerek verilmiştir. Kaldı ki, dönem dönem cari açığın finanse edilemediği de olmuştur; yani açığı karşılayacak kadar döviz gelmemiş, o dönemlerde de Merkez Bankası rezervi kullanılmıştır. Dolayısıyla cari açık ya cepteki parayla (rezervle) kapatılır ya borçlanarak ya da yabancıların getirdiği doğrudan yatırım veya portföy yatırımı döviziyle… Para gelmezse, borç bulunamazsa, rezerv de yetersizse ya da kullanılmak istenmiyorsa açık verilmez, hem o zaman zaten arz-talep dengesi bozulacağı için döviz fiyatı fırlar gider…"

Şimdi de net hata ve noksan

Cari açığın finansmanına ilişkin söylemler, yavaş yavaş cari açığın finansman kalitesine dönüştü; yani çok önemli bir aşama kaydedildi. Bu yanlış yaklaşım tümüyle yok olmadıysa da, eskiye oranla büyük bir düzelme var. Ama şimdi de başımıza bir net hata ve noksan konusu çıktı!

Türkiye, çeşitli nedenlerle döviz gelir giderini ve bu gelir giderin farkıyla oluşan cari açığı kapatacak olan finans hesabını sağlıklı ölçemiyor.

Ödemeler dengesi bir bilanço. Dolayısıyla bu bilançonun toplamının da sıfır olması gerekiyor. Bir başka ifadeyle teorik olarak cari açık ile finans hesabının birbirine eşit olması gerekiyor. Ama bu sağlanamıyor. Aradaki fark da son dönemde giderek açılıyor.

Bir dönemde 10 birim cari açık vermişseniz, ama bu dönemde 8 birim finansman varsa, aradaki fark olan 2 birimi net hata ve noksan kalemine pozitif olarak yazıyorsunuz. Ama bu 2 birimin ne kadarının cari işlemlerden, ne kadarının finansman kaleminden kaynaklandığını doğaldır ki bilmiyorsunuz. Bilseniz zaten bu 2 birimi ilgili kalemlere yazarsınız, böylece net hata ve noksan da söz konusu olmaz.

Ama geçen yıldan başlayarak net hata ve noksanın büyümesiyle birlikte "Cari açığın şu kadarı net hata ve noksanla finanse edildi" gibi "müthiş" yaratıcı bir değerlendirme yapılmaya başlandı. Bunu söyleyenler, ödemeler dengesiyle ilgili öngörü rakamlarında net hata ve noksanın neden hep sıfır olduğu üzerinde hiç kafa yormuşlar mıdır acaba… Niye net hata ve noksan kaleminden 1 dolarlık bir gelir bile öngörülmüyor?

Kalkınma Bakanlığı da…

Kalkınma Bakanlığı'nın her hafta yayımladığı "Türkiye Ekonomisinde Haftalık Gelişmeler" adlı çok yararlı bir yayın var. Ama yayının genel anlamda çok yararlı olması, içeriğinde yanlış yaklaşımlar bulunmayacağı anlamına gelmiyor. Girişte değindiğimiz konuya dönelim…

Bu yayındaki tabloların birinde ödemeler dengesi farklı bir şekilde düzenlenmiş. Net hata ve noksan kalemi, finansman ihtiyacı ve finansman kaynağı olarak ikiye ayrılmış. Finansman ihtiyacı kalemi sıfır. Finansman kaynağı olarak ise bildiğimiz net hata noksan büyüklüğü yazılmış.

Söz konusu düzenleme, bu haliyle biraz Merkez Bankası'nın ödemeler dengesiyle ilgili analitik sunumunu hatırlatıyor. Ancak Merkez Bankası net hata ve noksanı ikiye ayırmıyor, hele hele bu kalemi hiçbir zaman finansman kaynağı olarak göstermiyor.

Biraz önce de belirttik; net hata ve noksan cari dengeden mi, yoksa finansman kaleminden mi kaynaklanıyor ya da ne kadarı nereden geliyor, bilinmiyor ki. Net hata ve noksanı "finansman kaynağı" olarak gösteren Kalkınma Bakanlığı, bir anlamda bu kalemdeki dövizin tümüyle finansman kalemlerinden oluştuğunu kabul etmiş oluyor. İyi de, örneğin mart ayındaki 2.2 milyar doların 1 milyar doları dış ticaretten kaynaklanıyorsa…

Bu arada ilginç bir detay daha var, Kalkınma Bakanlığı'nın tablosunda kaynak olarak Merkez Bankası gösteriliyor. Ödemeler dengesi verilerinin kaynağı elbette Merkez Bankası; ama, Merkez'in bu şekilde düzenlenmiş bir tablosu yok.

Net hata ve noksan Kalkınma Bakanlığı'nı bile yanlış yorum yapmaya itecek boyuta geldiğine göre, Merkez Bankası'na da bir görev düşüyor. Bu kalemdeki rakamın azaltılması için çaba gösterilmesi, eğer gösteriliyorsa bu konuda kamuoyunun bilgilendirilmesinde yarar var. Ayrıca, Merkez Bankası'nın web sayfasında yer alan ve net hata noksanı izah etmeyi amaçlayan bilgi notunun böylesine büyüyen rakamları açıklamaktan çok uzak kaldığını vurgulamak gerekiyor. Geçen yıl 12 milyar doları bulan, bu yıl ilk üç ayda 4 milyar dolara yaklaşan net hata ve noksanı ne turizm gelirlerinin düşük hesaplanıyor olması açıklar, ne dış ticaretteki oynamalar. Bir yerden bir para girişi var ama…

Tüm yazılarını göster