Japonya’dan gelen carry trade tsunamisi

Piyasalarda tarihi bir haftayı yaşıyoruz. Japonya’dan tetiklenen büyük hareket­ler dünyanın neredeyse her yerini etkiledi.

Emrah LAFÇI Ekonominin Doğası emrah.lafci@dunya.com

Piyasalarda tarihi bir haftayı yaşıyoruz. Japonya’dan tetiklenen büyük hareket­ler dünyanın neredeyse her yerini etkiledi.

Finansal piyasaların iç içe geçmişliği, panik ortamının sonuçları, kalabalık pozisyonlan­manın etkileri vs derken kimsenin tam an­lamıyla bir açıklama getiremediği piyasa ha­reketleri gördük. Aslında her şey Japonya Merkez Bankası’nın(Bank of Japan) faiz ar­tırımıyla başladı. 31 Temmuz Çarşamba bu karar alındı. Faiz oranları 0-0.10 aralığından 0.25’e yükseltildi. Sadece 15 baz puanlık bir artırım tsunami yaratmaya yetti.

Öncesinde de getiri eğrisi kontrolünü terk edip negatif faiz politikasından çıkmışlardı. Japonya’da­ki bu kadar sıkılaştırıcı politikanın sebebi de hem Yen’in dolara karşı yaşadığı değer kaybı hem de Japonların alışmadığı şekilde hedefin üzerinde gelen enflasyondu. Bunun yanında Yen’deki değer kaybına karşı BOJ’un piyasa­ya yüksek miktarda dolar satarak müdahale ettiğini de biliyoruz.

Yen’in dolara karşı değerinin en düşük ol­duğu zaman olan 3 Temmuz’da 1 dolar 162 Yen’di. Faiz kararının geldiği gün olan 31 Temmuz’da ise parite 154’e geriledi. Yukarı­da bahsettiğim fırtınanın yaşandığı Pazarte­si günü de en düşük 142’yi gördü. Yani 3 Tem­muz sonrası yen’in değer kazancı yaklaşık %12, 31 Temmuz – 5 Ağustos arası %8 oldu. Bizdeki son dönemdeki sıcak tartışmalardan biz zaten aşinayız, evet carry trade konusu. Şimdi dünya finansal piyasalarının da bir nu­maralı konusu oldu.

Kalabalık trade ve panik

TL-dolar üzerinden gidelim. Buradaki me­sele şu; dolar cinsinden borç alan bir yatırım­cı parasını TL’ye çeviriyor. TL yatırım yapıp TL faizinden nemalanıyor. Pozisyondan çı­kacağı zaman da faiziyle birlikte anaparasını alıp dolara dönüp, dolar cinsinden aldığı bor­cun faizini de ödeyerek pozisyonunu kapa­tıyor. Buradaki kritik konu bu al-sat dönemi içerisinde yatırım yaptığı TL’nin çok fazla de­ğer kaybetmemesi gerekiyor.

İşte aynı şey JPY-USD arasında da var. Ama bu sefer roller değişik. Yatırımcı daha düşük faizli olan yen cinsinden borç alıyor, daha yüksek faizli dolara yatırım yapıyor. Buradaki yatırımın dolar cinsinden olduğuna ve fonla­ma para biriminin yen olduğuna dikkat edin. Carry trade genelde kısa vadeli bir işlem ol­masına rağmen anlaşılır olsun diye yıllık bir işlemden örnek verelim. USD’nin faizi %4, JPY’nin faizi %0.2 olsun.

Vade başında USD/ JPY paritesi de 150 olsun. 100 bin dolar kar­şılığı olan 15 milyon JPY’yi yılın başında yıl­lık %0.20 faizle borçlandığımızı, dolara çevir­diğimizi, %4 faizle dolar yatırımı yaptığımızı varsayalım. Vadenin sonunda şöyle bir du­rum oluşuyor. Elimizde 104 bin dolarımız var. Ödememiz gereken 15.030.000 JPY borcu­muz var. 15.030.000’i 104 bine böldüğümüzde vadede bizi başabaş noktasına getiren USD/ JPY paritesini buluyoruz.

Bu da 144.52’dir. Vade sonunda USD/JPY paritesi 144.52’nin üstünde olsun, diyelim ki 160. Bu durumda vade sonundaki 104 bin dolarımızın yen kar­şılığı 16.640.000 JPY olacak. Borcumuz da malum 15.030.000 JPY’ydi. Aradaki fark olan 1.610.000 JPY yani 160 olan parite üzerinden 10.063 USD bizim bu al sattan karımız oluyor. Bu karı sağlayan şey ne oldu peki? Yen’in ol­ması gerekenin üzerinde değer kaybetmesi.

Yangın satışları

2024’ün başında USD/JPY paritesi yaklaşık 140’tı. Temmuz başında 162’ye geldi. Yani de­ğer kaybı yaklaşık %16. Yukarıda bahsettiğim al-sat işlemine giren herkes dolar bazında çok yüksek getiri elde etti.

İşte başta BOJ’un faiz artırımı ve müdahalesi, al-satın (trade) çok kalabalık olması ve bunun yarattığı panik JP­Y’nin hızla değerlenmesine sebep oldu. Ne ka­dar hızlı bir değerlenme olduğunu daha önce belirttim, tekrarına girmiyorum. JPY bu ka­dar hızlı değerlenince yukarıda karla sonuç­lanan al-sat işlemimizin tam tersi olmuş olu­yor, yani bu al-satı yapan piyasa oyuncuları büyük zararlar yazıyorlar. Bu zararları kapat­mak ya da teminatlarını karşılamak için elle­rindeki diğer finansal varlıkları da satıyorlar.

Bu şekilde başlayan panik dar kapıdan herkes girmek isteyince kaosa dönüyor ve garip fiyat­lamalar görülüyor. Son bir haftada yaşanan­ların özü bu kadar basittir. Bunun arkasında temel dinamiklerin olduğunu söylemek biraz erken konuşmaktır. Nitekim piyasa tam ter­si yönde de hareket etti. Herhalde temel de­ğişkenler 2 günde tekrardan düzeldiği için bu ters yönde hareket yaşanmadı değil mi?

Tüm yazılarını göster