Japonya'nın notu kırıldı. ABD'ninki ne zaman kırılacak?

Murat YÜLEK KÜRESEL BAKIŞ myulek@aya.yale.edu

Geçen hafta Perşembe günü Standart and Poors isimli derecekendirme kuruluşu Japonya'nın uzun dönemli notunu AA'dan AA-'ye düşürdü. Şirket, buna sebep olarak Japonya'nın konsolide edilemeyen bütçe açıklarının ortaya çıkardığı giderek yükselen kamu borcu/GSYİH oranını gösterdi. Yapılan açıklamada, Japonya'nın bütçe açıklarının GSYİH'sının geçen yıl yüzde 9,1'inden 2013'e kadar ancak yüzde 8'e gerileyebileceği, faiz dışı fazlanın ise 2020'den önce başarılmasının zor göründüğü söyleniyor. Bir başka deyişle, Japonya'da yüzde 200'ün üzerine çıkan brüt borç/GSYİH oranı daha da artmaya devam edecek.

Nitekim aşağıdaki net borç/GSYİH grafiği bu trendi gözler önüne seriyor. 2015'e kadar giden projeksiyonlar IMF'ye ait. Japon ekonomisinin finansal liberasyonu 1970'lerin sonuna rastlıyor. 1990'lı yılların başında kadar bütçe açığı açısından olmasa da borç stoğu açısından muhafazakar yaklaşım devam ediyor. Varlık ve borsa balonunun patlamasından sonra 1990'ların ortalarından itibaren bir taraftan para muslukları sonuna kadar açılırken diğer taraftan kamu maliyesi de alabildiğine genişliyor. Net borç stoğu GSYİH'nın 1992'de yüzde 14'ü seviyesindeyken 2000 yılında 60'a 2009 yılında ise yüzde 112'ye çıkıyor. S&P'nin (ve tüm diğer gözlemcilerin) farkettiği önümüzdeki bütçe dengeleri projeksiyonları ışığında rakamın 2015'de daha yukarı değilse de en az 150'lere çıkması muhtemel.

Yani Japonya bu noktaya 1990'ların başında patlayan balonun etkisinden çıkmak için uyguladığı genişleyici politikalar sebebiyle geldi.

S&P, eğer söz konusu ülke Japonya olmasa bu kadar ürkek davranmayıp notu çok daha önce kırardı. Şimdi S&P'yi izleyecek diğer derecelendirme kuruluşları da öyle.

Ancak Japonya'nın durumunda altının çizilmesi gereken önemli artılar da var. Japon borçlanması büyük ölçüde iç yatırıcılar tarafından finanse ediliyor. Japon halkının tasarrufçu yönünü hatırlatmaya gerek yok. Sadece Japon borçlarını da finanse etmiyorlar; Japonya dünyanın en büyük net kreditörü ve cari fazlasının kurlardan şikayetlere rağmen devam etmesi muhtemel. Japon Merkez Bankasının elinde tuttuğu 1 trilyon dolardan fazla uluslararası rezerv bunun bir yansıması. Geçtiğimiz yakın dönemde Japon bonoları rahat sattı zira dolaylı olarak Japon Merkez Bankasının sağladığı likidite tarafından finanse edildi. Bundan sonra da, hem tasarruf havuzu hem de Japon  merkez bankasının desteğiyle Japon bono ihraçlarının finansmanında sorun olmayacak.

Gelelim Amerika'ya. Yukarıdaki grafiklerden, kamu maliyesi açısından ABD'nin Japonya'da ayrıştığı ve bunun da devam edeceği gibi bir görüntü ortaya çıkıyor. Ancak bu görüntü biraz fazla iyimser.

Önümüzdeki dönemde ABD'nin maliye göstergelerinin bu grafiklerde beklenenden daha hızlı kötüleşmesi muhtemel. Bunun bir kaç sebebi var. Birincisi, reel ekonominin krizin etkilerinden arınmasının zaman alacağı, ve maliye politikası açısından beklenenden daha pahalıya mal olması muhtemel. Japon tecrübesi ortada.

İkincisi, ABD'deki 3 trilyon dolar seviyesindeki (yani GSYİH'nın yüzde 20'si civarındaki) yerel hükümet seviyesindeki borçların da hesabva katılması gerekiyor. Eğer ekonomik canlanma yerel yönetimlerde istenen gelir artışlarını üretmezse bu borçlar sorunlu hale gelecek; dahası merkezi hükümet maliyesini de doğrudan etkileyecek.

Üçüncüsü, Irak Savaşı ve diğer askeri müdahelerin ve sosyal güvenlik sisteminin gölge maliyetlerinin etkilerinin de göz önünde tutulması gerekiyor.

Dahası, ABD'nin diğer göstergeleri Japonya kadar iyi değil. ABD halkı tasarrufçu değil (eğer tasarrufçu hale gelirse problem daha büyük olacak). Kamu ve hanehalkı tasarrufçu olmayınca bütün yük şirketler kesiminin ve yabancıların üzerine kalıyor. Öte yandan rezerv paranın ev sahibi olmasından dolayı ülkenin uluslararası rezervleri  çok düşük (130 milyar dolar seviyesinde).

Tüm bunları birleştirince şu soru ortaya çıkıyor: ABD'nin notu ne zaman kırılacak?

Tüm yazılarını göster