Bu haftaya iyimser başladık. (1) Kapasite kullanım oranı arttı. (2) Reel kesim güven endeksi beklenmedik ölçüde iyi çıktı.
Kapasite kullanım oranı 2007'de 80'e yaklaşmıştı. 2008 de 78 dolayında iken yıl sonuna doğru 64'e düştü. 2009 de 64-69 arasında gidip geldi. 2009 Aralık ayında 67 oldu. 2010 yılının ilk 3 ayında 67'de kaldı.
Mart ayında 67.9 olan kapasite kullanım oranı Nisan ayında 72.2 olarak belirlendi.
Bu çok önemli ve sevinilecek bir gelişmedir. Demek ki Nisan ayında sanayide bir hareket başladı.
Burada üzerinde durulması gereken bu hareketin nedenidir. Acaba talep canlanmasına dayalı bir üretim artışı mı var, yoksa yaza hazırlık için boşalan stokları takviye amacı ile mi üretim arttı?
Bunu Mayıs ayı kapasite kullanım oranının durumu bize anlatacak.
İyimser bekleyiş, Mayıs ayında kapasite kullanım oranının daha da yükselmesidir.
Merkez Bankası'nın yayınladığı reel kesim güven endeksinde Nisan ayı göstergesi 118.8 dir.
Genel değerlemede 100.0'ün üzeri iyimser /umutlu bekleyişi işaret eder.
2007 yılı Nisan ayında endeks 119.5 idi. Nisan endeksi o tarihden bu yana en yüksek güven göstergesidir.
Unutmayalın krizde endeks 52.3'e kadar geriledi.
Geçen yılı 92.2 olarak tamamladı. Ocak başı 102.0 idi. Şubatda 105.4, martta 110.6 oldu.
Bu nedenle Nisan ayında endeksin 118.8'e yükselmesi sevinilecek bir durumdur.
Endeksin alt göstergelerine bakılır ise reel kesimin morali düzelmiş, bekleyişleri çok parlaktır.
Reel kesim, önümüzdeki 3 ayda siparişlerin artacağını, ihracat pazarlarının açılacağını, ekonominin daha iyiye gideceğini ümit ediyor.
Hesabını kitabını bu güven ile yapıyor.
Tekrarda yarar vardır. İyimserlik iyidir. İyimserler geleceğin iyi olmasına yardım eder. Ancak her şeyin fazlası nasıl zarar ise, iyimserliğin fazlası da zarar verir. Ölçülü olmakta yarar vardır.
Birkaç olumlu göstergeye bakarak zor günlerin geride kaldığını sorunların sona erdiğini varsaymak ve ona göre yatırım, üretim yapmak önemli risklerin ortaya çıkmasına yol açar.
Özet ile sevinelim, iyimser olalım, güvenelim ama ölçüyü kaçırmadan.