İyi şoförlüğün üç şartı

Gültekin KARA OTOSTOP gultekin.kara@dunya.com

Geçtiğimiz hafta içinde Tata Motors'un Türkiye Distribütörü İsotlar Grubu'nun davetlisi olarak Hindistan'daydık. Dünyanın ikinci büyük nüfusa sahip ülkesinin, iki en yüksek nüfusa sahip şehirleri Başkent Yeni Delhi ve Bombay'ı ziyaret ettik. Resmi rakamlara göre bu iki şehrin nüfusu da 15 milyonun üzerindeymiş. Dikkatinizi çekmek isterim "15 milyonun üzerinde" resmi açıklamanın ta kendisi. Yoksa, nüfusun sayılabilmesine imkan ve ihtimal yok.

Kafanızda canlandırabilmeniz için eğer Bombay'da 15 milyon kişi yaşıyorsa, İstanbul'da 5 milyon kişi ya vardır ya yoktur.

Hindistan'da çekilmiş kalabalıkları gösteren fotoğrafların gerçeği az yansıttığını söylemek, kesinlikle abartı olmaz. Böyle yoğun bir kalabalığın olduğu yerde ise trafikten bahsetmek pek de mümkün olmuyor. Hindistan'da her yıl yaklaşık 1.2 milyon otomobil satılıyormuş. Bunlara motorlu ve motorsuz diğer  taşıma araçlarını da eklediğinizde ortalık tam bir çümbüşe dönüyor.

Yaklaşık 130 kilometrelik yolu ki bunun önemli bir bölümü en azından yarıdan fazlası üç şeritli bir otobandı 4 saat civarında alabildiğimizi söylemek herhalde trafik hakkında biraz bilgi verebilir.

Şehir içinde üç şerit olması gereken ve fiziken de öyle olan bir yolda tek bir fotoğraf karesine, otomobil, tuk-tuk (motosiklet arkasına iki kişilik bir sepet oturtularak yaratılmış mini taksi), kağnı (çektiği yük üzerinde Indian Oil yazan bir petrol tankıydı), iki inek (Hindular tarafından kutsal sayılıyor), kapıları ev kapısına benzeyen ve açık olan üç kamyon, lüks bir 4X4, yol yapımında kullanılan devasa bir silindir ve son olarak içinde yabancıların bulunduğu araçlara dadanan dilencileri, sığdırmayı başardık.

Otomobil kullanmak işimin bir parçası ve dünyanın birçok ülkesinde çok farklı boyutlarda araç kullandım. Ama, sadece ben değil tüm arkadaşlarımızın ortak fikri, Hindistan'ın bizi aşacağı konusundaydı. İşin garibi tüm bu keşmekeş içinde tek bir kaza bile görmedik. Bunun nedenini sorduğumda ise işin sırrını bir şoförün olmazsa olmazlarını üç şarta bağladılar.

İyi bir korna, iyi bir fren ve son olarak iyi bir şans...

Sonra biraz düşününce aslında tüm ülkede hayatta kalabilmek bu üç şarta bağlı.

Her şeyden önce yukarılara tırmanabilmek için insanların sizi farketmesini sağlamalı, dikkat çekmelisiniz.

Diyelim çıktınız, hızınızı iyi ayarlamalı ve ilişkilerde duracak noktayı iyi bilmelisiniz.

İyi şansa gelince...

Kimin ihtiyacı yok ki...

Tüm yazılarını göster