İthalattaki 11 yıllık artış hızı, üretime tur bindirmiş

İsmet ÖZKUL KRİTİK AÇI ismetozkul@gmail.com

Sayfadaki grafik, son on yılda izlenen politikaların ithalatı nasıl şaha kaldırdığının resmini çiziyor. İthalat, ihracattan da, yurtiçi toplam üretimden de, milli gelirden de açık ara hızlı büyüyor. 

Önce grafiğin nasıl ortaya çıktığını açıklayalım. Grafiği, 1998 sabit fiyatlarıyla hesaplanan gayrısafi yurtiçi hasıla (GSYİH) verilerini kullanarak oluşturduk. GSYİH, üretim ve ihracat ile ithalatın gelişme hızlarını daha rahat karşılaştırabilmek için tüm verileri, 2002 yılı toplamı 100 olacak şekilde endekse dönüştürdük. 

Böylece tüm verilerin yıllık toplamlarının çeyrek yıllar itibarıyla nasıl bir hızla ilerlediğini görmek mümkün hale geldi. Buradaki yurtiçi üretim verisi, hanehalkı ve devletin nihai tüketim harcamaları, yatırımlar ve stok artışı ile ihracatın toplamından oluşuyor. 

Grafikte ithalatın GSYİH, üretim ve ihracattan nasıl hızlı arttığını net bir şekilde görülüyor. GSYİH, ihracat ve yurtiçi toplam üretim artış hızları genellikle birbirine yakın bir seyir izliyorlar. İhracat ise açık ara daha hızlı artarak diğerlerinden ayrılıyor. 

Kriz dönemlerinde hem ithalat hem de üretim tarafında dalgalanmalar var. Ancak her iki tarafta da kriz sonrası göreli olarak daha hızlı bir toparlanma ile genel eğilime uygun bir seyir tekrar oluşuyor. Ancak hem ithalatı hem da yurtiçi üretimi birer doğrusal çizgi haline getirmeye kalkarsak ithalatın çok daha dik bir açıyla yükseldiği görülüyor. 

AKP döneminin ilk yıllarında ithalatın üretime göre belirgin şekilde hızlı artması dikkat çekiyor. 2008 yılındaki krize kadar ithalat artış hızının üretim artışıyla makasının hızla büyüdüğü görülüyor. 2008’in ikinci çeyreğine kadarki dönemde 2002 yılına göre GSYİH yüzde 42.7, ihracat yüzde 52.3, yurtiçi üretim yüzde 53.5 artarken ithalat yüzde 105.2 artmış. Yani ithalatın artış hızı, ihracatın yaklaşık iki katına, milli gelirin ise yaklaşık 2.5 katına ulaşmış. 

2008-2009 krizinden sonraki toparlanma döneminde de ihracatın keskin bir hızla artmaya başladığını görüyoruz. İthalat, yüksek cari açık tehlikesi karşısında ancak 2011 genel seçimleri sonrasında alınan önlemlerle kısa bir süre gerileme gösteriyor. 2012’nin son çeyreğinden itibaren ithalat tekrar hızlı yükselme eğilimine giriyor. 2014’ün ilk çeyreğinde, yaşanan kur artışının etkisi ile ithalat artışının durduğu ve yatay bir seyir ortaya çıktığı gözleniyor. 

2002 yılı ile karşılaştırdığımızda 2014 ilk çeyreği itibarıyla milli gelirdeki 11 yıllık toplam artış, yüzde 70.4 düzeyinde. Buna karşın ithalat artışı yüzde 135.4’ü buluyor. Kabaca ithalat artış hızının büyümenin iki katı olduğunu söyleyebiliriz. 

Aynı dönemde ihracat artışı, yüzde 90.6 düzeyinde. İthalat artışı, ihracat artış hızının 1.5 katını buluyor. Toplam yurtiçi talep ile ihracatın toplamından oluşan yurtiçi üretimde 11 yılda meydana gelen artış yüzde 81.6 düzeyinde. Buna göre ithalatın artış hızı, toplam üretim artışına da 54 puanlık bir fark atıyor. 

Bu resmin faturası tehlikeli ölçüde yüksek cari açık ve hızla artan dış borç oluyor. 
Bir diğer büyük fatura ise ekonominin yapısal olarak ithalata bağımlılığının artması. Yıllardır izlenen sıcak paraya dayalı hormonlu büyüme politikaları, hem üretimde hem de tüketimde ithalat bağımlılığını sürekli artırdı. Bu yüzden ithalatın hızını kesmek ve cari açığı yapısal olarak azaltmak, artık çok daha zor ve sancılı olacak.

Tüm yazılarını göster