İthalatı yalnızca kur mu tırmandırıyor?

Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ ala.aktas@gmail.com

TÜİK tarafından dün yapılan açıklamaya göre ağustos ayı ihracatı 8.6 milyar dolarda kalırken, ithalat 15.4 milyar dolara ulaştı. İhracat yüzde 9 arttı, ithalattaki artış yüzde 20'yi buldu. Bu değerlere göre aylık dış ticaret açığı da yüzde 38'lik artışla 5 milyar dolardan 6.9 milyar dolara yükseldi.

İlk sekiz ay itibariyle ise ihracat yüzde 13, ithalat yüzde 30 artış gösterdi, ticaret açığındaki artış yüzde 79 oldu.

Yıllık bazda hesaplanan rakamlar çok daha geniş bir zaman dilimini kapsadığı için elbette daha önemli. Bu yılın ağustos ayı itibariyle son bir yıldaki ihracat 110.5 milyar dolar oldu. Yıllık ihracat geçen yılın ağustosundaki 104.2 milyar doların yüzde 6 üstünde, 2008 yılının ağustosundaki 132.4 milyar doların ise hala yüzde 17 altında bulunuyor.

Yıllık ithalatta durum daha farklı. Ağustos itibariyle 167.8 milyar dolara ulaşan yıllık ithalat, geçen yılın aynı ayındaki 144.3 milyar doların yüzde 16 üstünde. Bu yılki yıllık ithalat, 2008'in ağustosundaki 208.5 milyar dolarlık düzeyin ise yüzde 20 altında. Yani 2008'deki düzeye göre yıllık ithalattaki azalma, yıllık ihracattaki azalmadan daha yüksek oranda. Ancak bir gerçeği gözden uzak tutmamak gerekiyor. Türkiye, Cumhuriyet tarihinin yıllık bazda üçüncü en yüksek ithalat rakamına 2008'in ağustos ayında ulaşmıştı. Aynı yılın eylül ayında rekor kırılmış; ekim de, en yüksek ikinci gerçekleşmenin oluştuğu ay olarak kayıtlara geçmişti. Dolayısıyla, bu yılın ağustosundaki yıllık rakamın 2008'den böylesine düşük kalması, biraz da baz etkisinden kaynaklanıyor.

Tek neden kur mu?

Sekiz ayda 115 milyar dolara ulaşan, ağustos sonu itibariyle yıllık bazda 168 milyar dolar düzeyini bulan ithalatın 2010 yılını 180-185 milyar dolar arasında kapatacağına dönük tahminimizi koruyoruz. Bu düzey yüksek görünse de, kriz öncesine halen ulaşılamadığının altını çizmekte yarar var. Ama yine de kabul etmeli ki ithalatta ihracata göre çok daha hızlı bir artış söz konusu.

İthalattaki bu artışa getirilen birkaç yorum var. "Türk parası değerli seyrediyor, bu da ihracata sekte vurduğu gibi bir de ithalatın artmasına yol açıyor" görüşü dile getiriliyor. Bu görüşü yanlış diye nitelemek, en azından tümüyle yanlış saymak mümkün değil. Elbette kurun düzeyi ihracatı olduğu kadar, ithalatı da etkiliyor. Kimi zaman herhangi bir malı içeriden sağlamaktansa ithal etmek daha karlı olabiliyor.

Ama ithalattaki bu artışı yalnızca kurun düzeyiyle izah etmek de biraz kolaycılık olmaz mı… Türkiye ekonomisinin ilk çeyrekte yüzde 11.7 büyümesi normal karşılanmıştı; ama ikinci çeyrekte yüzde 10.3'lük büyüme bekleyen pek yoktu. Ekonomi, en azından ilk altı ayda tahminlerin ötesinde bir büyüme gösterdi. Bu da doğal olarak ithalata yansıdı. Ara mal ithalatında sekiz ayda yüzde 33 artış oldu.

Ancak, ara mal ithalatını bu düzeyde artırdık artırmasına da, yatırım malını biraz "ihmal" ettik. Yatırım malı ithalatındaki artış yüzde 24'te kaldı. Doğrusu yatırım mallarındaki artışın da en az ara maldaki artış düzeyinde olması temenni edilirdi; olmadı. Yüzde 24 de küçümsenecek bir oran değil elbette; ama genel artış eğilimi dikkate alındığında görece küçük kalan bir artış var karşımızda. Umarız önümüzdeki dönemde yatırım malı ithalatının daha çok arttığına tanık olabiliriz.

Tüm yazılarını göster