İstihdam stratejisine 'Merkez Bankası' desteği!

Ferit Barış PARLAK AYRINTI ferit.parlak@dunya.com

"Son bir aydır 'istihdam stratejisi'ne yoğunlaştık…" dedik ya.

"Daha da yoğunlaş!" diyenler oldu.

Yoğunlaşmayı artıracak malzemeyi de dün Merkez Bankası (MB) Başkanı Durmuş Yılmaz verdi, Denizli'den.

* * *

İşsizlik asıl sorunumuz ya…

İşsizliğin çözümünü kıdem tazminatı, esnek çalışma, bölgesel asgari ücret gibi parametrelere indirgeyen karar alıcılarımıza tavsiyelerde bulunmuştuk, peşpeşe gelen birkaç yazıda.

İşsizliğin çözümünü kur politikasına indirgeyenlere karşı tavsiyeleri ise Yılmaz verdi, dünkü konuşmasında.

* * *

MB Başkanı Yılmaz yaklaşık 1 yıl önce, krizi, zifiri karanlık bir tünele girmeye benzetmiş:

"Krizin başlangıcında bir tünele girdik.

Her yer zifiri karanlıktı.

Şimdi tünelin ucunda bir ışık var.

Ancak bu çıkış mı? Yoksa üzerimize gelen bir kamyonun ışığı mı? Bilemiyoruz.

İhtiyatlı olmamız lazım."  demişti.

* * *

O tarihli yazımda:

"Eğer tek gidiş tek gelişli tüneli, yatırım yaparak otobana çevirirsen, karşıdan gelen değil araba, tır dahi olsa, seni güneşe çıkaracak yolda emin adımlarla ilerlersin.

Bu cümleyi anlamayanlar olabilir, senelerdir olduğu gibi.

Onun için Türkçe meali de vereyim:

Elimizdeki kaynakları mesleki eğitim, insan kaynakları, tarım/turizm/sanayi/enerji/hizmet verimliliği ve teknoloji yatırımları gibi konularda kullanırsak, karanlık ve uzun tünellere girmemize, girsek dahi tünelin ucunu düşünmemize gerek kalmaz." demişim.

* * *

Dün Denizli'de gerçekleştirilen toplantıda asıl konu kur baskısıydı.

Değerli TL, iş aleminin sorduğu sorularda işsizliğin, dış açığın, üretememenin ve zifiri karanlık tünelden çıkamamanın en büyük nedeni olarak gösterildi.

Durmuş yanıtladı:

"Döviz alımlarını artırabiliriz, bu rezervlerimizi yükseltecektir. Rezervlerimizin yüksek olduğunu gören dış yatırımcıların Türkiye'ye güveni artacak ve daha fazla döviz getirecektir. Bu da TL'yi daha da değerlendirecektir. Bu nedenle döviz alımlarını artırmamız, beklentilerin tersi yönde etki yapabilir."

* * *

Can alıcı örneği ise Japonya'ydı Durmuş'un, "Bir doların 3.60 yen olduğu dönemde de, bir doların 0.90 yen olduğu günümüzde de Japonya dış ticaret fazlası veriyor."

Durmuş, bu cümleyle yetindi.

Daha ileri gitmedi.

Yani, "Japonya rekabetçi yapısını kurla değil; çalışkanlık, kaliteli üretim, verimlilik, Ar-Ge, pazarlamadaki aktiflik, mesleki eğitime verilen önem, gelirlerin büyük bölümünün insan kaynakları için harcanması gibi parametrelerle sağladı." demedi.

* * *

Durmuş'un satır arasında söylediği bir cümle ise her şeyi özetledi:

"Dövizdeki düşüş Türkiye'nin başarısını gösterir."

Tüm yazılarını göster