İşte özel sektörün dış borç fotoğrafı...

Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ ala.aktas@gmail.com
 
 
Türk Lirası reel olarak değerli mi, değil mi; tartışılıyor. 2003 yılını baz alan reel efektif döviz kuru endeksine göre yüzde 20 gibi bir değerlenme göze çarpıyorsa da Merkez Bankası her yıl için 2 puan dolayında bir değerlenmenin Türkiye ile diğer ülkeler arasındaki enflasyon ölçüm yöntemindeki farklılıktan dolayı normal karşılanması gerektiği görüşünü dile getiriyor. Yani şu durumda TL'de reel bir değerlenme yok.
 
TL'nin reel değerine ilişkin tartışmada asıl soru, gelecekte bizi neyin beklediği. Ülkeye çok döviz giriyor, hatta ihtiyaçtan fazla ve bu yüzden en azından şu aşamada sorun TL'nin daha da değerlenmesini önlemek.
 
Hem Merkez Bankası da reel efektif döviz kuru endeksinin 120 olmasından pek rahatsız değil. Endeks 125'i, hele hele 130'u aşarsa o zaman radikal önlemlerin devreye sokulacağı belirtiliyor. 
 
Ama Merkez Bankası yalnızca TL'nin değerlenmesine karşı durmuyor; Merkez, TL'nin hızlı değer kaybına da karşı. Böyle olunca da özel sektöre dövizle borçlanmada cesaret geliyor.
 
Ortada şimdilik bir sorun yok; çark dönüyor. Ama ya gün gelir, döviz kuru herhangi bir nedenle bırakın tırmanışa geçmeyi, enflasyonun üstünde artışlar göstermeye başlarsa ne olacak? Yani böyle bir durumda ekonomi nasıl etkilenecek? Ekonomide neler yaşanacağı tabii ki belli de, bunun boyutunu ortaya koyabilmek pek kolay görünmüyor.
 
43 milyardan 226 milyara 
 
Özel sektörün 2002 sonunda toplam 43.1 milyar dolar dış borcu bulunuyordu ve bu borcun 13.9 milyarı kısa vadeli, 29.2 milyarı uzun vadeli borçtan oluşuyordu. 
 
Aradan on yıl geçti, 2012 sonuna geldik. Özel sektörün dış borcu 5'e katlandı. 2012 sonu itibariyle borç stoku 226.4 milyar dolara çıktı. Bu tutarın 88.9 milyar doları kısa vadeli, 137.6 milyarı ise uzun vadeli borçtan oluşmakta.
 
Özel sektörün toplam dış borcu 2002 sonundan 2012 sonuna kadar geçen on yılda
yüzde 425 artış gösterdi. Bu dönemde kısa vadeli borç yüzde 540, uzun vadeli borç yüzde 371 arttı.
 
Bankaların borcu 10 kat arttı 
 
On yıllık dönemde bankaların toplam dış borcunda tam 10 kat artış yaşandı. Bankaların 2002 sonunda 3 milyar dolar olan uzun vadeli kredi borcu 2012 sonunda 40 milyara çıktı. Artış 12 katı buldu.
 
Kısa vadeli borç ise 9 kat artışla 5.9 milyar dolardan 58.5 milyar dolara çıktı.
Buna göre, bankaların toplam borcu 10 kat artışla 8.9 milyar dolardan 98.5 milyar dolara yükselmiş oldu.
 
Kısa vadelinin payı artıyor  
 
On yıllık dönemde kısa vadeli borcun toplam içindeki payı en yüksek düzeye yüzde 42.4 ile 2004 yılında ulaştı. İkinci en yüksek düzey de yüzde 40.2 ile hemen bir yıl sonra, 2005'te oluştu. Kısa vadelinin toplamdaki payı 2006 yılıyla birlikte hızla gerilemeye başladı, 2007-2008-2009 dönemi dörtte bir düzeyinde payla geçildi. 
 
2010 yılıyla birlikte kısa vadelinin payı yeniden hızlı bir artış gösterdi ve geçen yıl söz konusu pay yüzde 39.2'yi buldu. Dolayısıyla uzun vadeli borcun payı da yüzde 60.8 düzeyinde gerçekleşti. 
 
Özel sektörün dış borç stokunda üçüncü en hızlı artış da geçen yıl ortaya çıktı. Toplam borç artışı 2007 yılında 39.9 milyar, 2006 yılında 36.4 milyar olmuştu. Stok, geçen yıl da 26.3 milyar dolarlık artış kaydetti. 
 
Borç stokunun gerilediği tek yıl ise 2009. Stok, söz konusu yıl küresel krizin etkisiyle 16.3 milyar dolar azalmıştı.
 
Bir yılda 124 milyar ödenecek 
 
Özel sektörün vadesi bir yıla kadar olan kısa vadeli dış borç stoku 2012 sonu itibariyle 88.9 milyar. Yani bu borcun tümü 2013 yılında ödenecek. Uzun vadeli olup da vadesi bu yıl dolacak borç da 35.4 milyar dolar. Buna göre, özel sektör bu yıl toplam 124.4 milyar dolar borç ödeyecek.
 
2013 yılında özel sektörün yapacağı 124.4 milyar dolarlık ödemeye ek olarak kamu 16 milyar dolar, Merkez Bankası da 3.8 milyar dolarlık ödeme gerçekleştirecek. Böylece 2013 yılında yapılması gereken dış borç ödemesi 144.2 milyar dolara çıkacak.
 
Tüm yazılarını göster