İşte gelir dağılımı çarpıklığı ve bunun tüketim harcamalarına yansıması

Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ ala.aktas@gmail.com

TÜİK, dün önemli bir çalışmanın sonuçlarını açıkladı. Yapılan, 2014 yılı hanehalkı bütçe araştırmasıydı, açıklanan da bu araştırmadan elde edilen tüketim harcamalarının durumuydu. 

Bu açıklama sayesinde, Türkiye'de yüzde 10'luk gelir gruplarına göre hangi kesimde bulunanların neler için daha çok harcama yaptığını da gördük... Yüzde 10'luk gruplara göre hanelerin toplam harcamadan ne kadar pay aldıklarını da... 

Ama detaya inmeli, verileri detaylı olarak incelemeli, çünkü detayda çok değerli veriler var.

Ama önce şunu söyleyelim, 2013'e ya da daha önceki yıllara göre çok önemli oynamalar yok harcama eğiliminde. Hangi gelir grubunda ne harcamasına yoğunlaşılıyor, bu pek değişmiyor. Temelde bir gelir dağılımı adaletsizliği söz konusu ve bu da doğal olarak yıllardır tüketim harcamalarına yansıyor.

Önce toplama bakalım. Türkiye'deki harcamaların yüzde 24.8'i konut ve kira, yüzde 19.7'si gıda, yüzde 17.8'i ise ulaştırma için yapılıyor. Yani harcamanın kabaca üçte ikisi bu alanlarda gerçekleştiriliyor. 

Bu oranlar, tüm haneler için. Hane yoksulsa, iki alandaki harcamanın payı hızla tırmanışa geçiyor; konut ve kira, bir de gıda. Örneğin, en yoksul yüzde 10'luk grup, harcamasının yüzde 34.8'ini konut ve kira için, yüzde 30.9'unu gıda için yapmak durumunda kalıyor. Bu iki gruba ilişkin harcama payı, gelir düzeyi arttıkça geriliyor. Öyle ki, en zengin yüzde 10'luk gruba gelindiğinde, konut ve kiraya ayrılan pay yüzde 21.8'e, gıdaya ayrılan pay yüzde 13.6'ya iniyor. 

Eğitim mi, o da ne ki! 

Eğitim, toplam harcamalar içinde en az para harcadığımız alanlardan biri. Eğitimin toplam harcamalardaki payı yalnızca yüzde 2.4. Hele hele gelir düzeyi düştükçe, eğitime neredeyse hiç pay ayrılmayacak duruma geliniyor. 

İlk yüzde 10'luk grubun eğitime ayırdığı pay yalnızca yüzde 0.7 düzeyinde. İkinci yüzde 10'da bu oran daha aşağı iniyor; yüzde 0.6. Üçüncü yüzde 10'un ayırdığı pay da yüzde 0.9 düzeyinde kalıyor. 

Buna karşılık en zengin yüzde 10, harcamasının yüzde 5.4'ünü eğitim için yapıyor. Kaldı ki, grupların toplam harcamalarında oluşan bu paylar, ilgili harcama kalemine çok farklı bir şekilde yansıyor. Nasıl mı?

Eğitim hizmetleri için yapılan harcamanın toplamı 100. Bu harcamadan en düşük gelire sahip yüzde 10'luk grup, yalnızca 1 pay alıyor, yani yüzde 1'lik bir pay söz konusu. Oysa gelir durumu en iyi olan yüzde 10'luk kesim, hani şu gelirinin yüzde 5.4'ünü eğitime ayırabilen kesim, eğitim için yapılan toplam harcamadan tam yüzde 49.7 pay alıyor. 

Fakirsin sen fakir kal

Cem Karaca'nın Tamirci Çırağı'nı bilmeyen var mıdır; işçisin sen işçi kal, diye biten... TÜİK'in çalışmasına bakıyoruz da, gelirden en az pay alabilen gruplar için benzer bir tanım geliyor insanın aklına: "Fakirsin sen fakir kal..."

Tabloda yıllardır bir iyileşme görmüyoruz, hatta kimi gruplar için kötüye gidiş var. En yoksul yüzde 10'un toplam gelirden aldığı pay yalnızca yüzde 3.3 düzeyinde. Pay, 2013 yılında yüzde 3.6 idi. İkinci yüzde 10'un payı yüzde 5.1'den yüzde 5.2'ye çıkmış. Üçüncü yüzde 10'un payı iki yıldır aynı, yüzde 6.3. 

Dördüncü yüzde 10 geçen yıl gelirden yüzde 7.4 pay almış. 2013 yılındaki yüzde 7.2'ye göre az da olsa bir artış var. Beşinci yüzde 10'un payı da yüzde 8.4 düzeyinde sabit kalmış. Altıncı yüzde 10'un payı ise yüzde 9.5'ten yüzde 9.4'e düşmüş.

Yüzde 40=Yüzde 10 

Kastettiğimizin ne olduğu çok açık. En yoksul yüzde 40 ile en zengin yüzde 10 gelirden tam aynı oranda, yüzde 22.2 oranında pay alıyor. 

Zaten hanelerin en zengin yüzde 30'u, toplam gelirin neredeyse yarısına, yüzde 49.5'ine sahip durumda. Kalan yüzde 70'in gelirden alabildiği pay ise yüzde 50.5 düzeyinde. 

İlk yüzde 50, son yüzde 50 diye değerlendirildiğinde karşımıza çıkan oranlar ise yüzde 30.6 ve yüzde 69.4.
***
TÜİK'in yaptığı bu çalışma, klasik bir gelir dağılımı araştırması değil. Ama kabul etmek gerekir ki, gelir dağılımındaki çarpıklığın bir sonucu olarak karşımıza işte böyle bir tablo çıkıyor. 

Yoksul, ancak karnını doyuruyor. Harcamasının üçte bire yakınını gıdaya ayırmak durumunda kalıyor. Konutla ilgili harcamalar ve kira da bindi mi, yoksul kesimin elinde para kalmıyor zaten. Eğitime de para yok, eğlenceye de...

Yoksulluk eğitimsizliği körüklüyor; eğitimsizlik yoksulluğu... Tam bir kısır döngüye giriliyor sonuçta. Durum böyle ama, bir yandan da çok çocuk özendirilmeye devam ediliyor. Yoksul ailelerin çocuklarına iyi eğitim veremedikleri ortadayken... İyi eğitim alamayan çocukların kuracakları ailelerin de yoksul kalacakları biliniyorken...


 

Tüm yazılarını göster