İşte devlet sırrı gibi saklanmak istenen GSYH ve dolar kuru

Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ ala.aktas@gmail.com

Ünlü Yunan fizikçi Arşimet, günümüzden neredeyse 23 yüzyıl önce söylemiştir o ünlü sözünü. "Bana dayanacak bir yer gösterin, dünyayı yerinden oynatayım." 

Bu söz belli ki bizde henüz tam anlamıyla kavranabilmiş değil. Kavranabilseydi eğer, bazı rakamları hesaplamak için dayanak noktaları verilip, bu dayanak noktalarından hareketle bulunabilecek bir takım rakamların gizlenmesi gibi bir çaba içine girilmezdi. 

Sözünü ettiğimiz yine orta vadeli program ve bu programda seri bozulmasına yol açan değişiklikler. Yani, gayri safi yurtiçi hasılanın klasik yöntemle değil de satınalma gücü paritesine göre hesaplanması, dolayısıyla kişi başına gelir hesaplamasının da değişmesi. 

Klasik yöntemle açıklama yapılmaması yüzünden ilk bakışta ne bu yıl için bir gerçekleşme tahmini konulabiliyor ortaya, ne de yeni OVP'nin kapsadığı 2016, 2017 ve 2018 yıllarında ne öngörüldüğü. Ama, GSYH ve ona bağlı olarak hesaplanan kişi başına gelir klasik yöntemle açıklanmasa bile, bunun araçları, yani dayanak noktaları ister istemez ilan ediliyor.

İki dayanak noktası var

Klasik yönteme göre olan GSYH büyüklüğüne erişmek için iki dayanak noktası var. Bunlardan biri, dış ticaret hacminin GSYH'ye oranı. Dış ticaret hacmini ve bu hacmin GSYH'ye oranını bildiğimize göre, ki bu oran OVP'de yer alıyor, GSYH'yi hesaplamak basit bir işlemden ibaret. 

Bir başka yöntem olarak da cari işlemler dengesinin GSYH'ye oranından hareket etmek gerekiyor. 

Aslında iki yöntem de aynı sonucu veriyor, vermeli de zaten. Ancak, rakamlar milyar dolar bazında yuvarlatıldığı için bir miktar farklılık olabiliyor. Dolayısıyla biz dış ticaret hacminin GSYH'ye oranından yola çıkarak hesaplama yapmayı tercih ettik.

İşte GSYH ve kur

Önce bu yılın gerçekleşme tahminine bakalım. Doların bu yılki ortalaması 2.75 olarak alınmış. Buna göre de GSYH 700 milyar dolar, kişi başına gelir de 9 bin 7 dolar oluyor. Kişi başına gelir, adeta kıl payı 9 bin dolarda tutunuyor. 

Kişi başına gelirin 2014 yılında 10 bin 421 dolar olduğunu da belirtelim. 

Geliyoruz 2016 ve sonrasına... 2016 yılı ortalama dolar kuru, gösterge niteliğinde olmak üzere zaten programda yer alıyordu ve 3.12 olarak belirlenmişti. Buna göre, toplam GSYH 687 milyar dolar, kişi başına gelir de 8 bin 747 dolar oluyor.

Kalkınma Bakanlığı verilerinden yola çıkılarak yapılan hesaplamalar, dolar kurunun yıl ortalaması bazında 2017'de 3.24 olarak dikkate alındığını gösteriyor. Bu kura göre toplam GSYH 734 milyar dolar, kişi başına gelir de 9 bin 247 dolar. 

2018'de ise ortalama dolar kuru 3.33 lira, GSYH 794 milyar dolar, kişi başına gelir ise 9 bin 905 dolar düzeyinde.

Dolar kuruyla ilgili olarak bir gerçeğin altını çizmek gerek. Bu rakamlar, aslında bir öngörü, bir hedef değil. Gösterge niteliğinde olmak üzere alınan, TL cinsi büyüklükleri dolar cinsinden ifade edebilmek için kullanılan kurlar. Dolayısıyla bu rakamlara bakılarak bir hedeften söz etmek pek doğru sayılmaz.

Ancak, yine de dengeler bu kur düzeylerine göre oluşturulduğu için bu rakamları tümüyle göz ardı etmek de söz konusu olamaz.    

Kur artışı giderek yavaşlayacak

Gösterge niteliğindeki kurlar, TL'deki değer kaybının hızlı bir şekilde yavaşlayacağının umulduğunu gösteriyor. Dolar, bu yılın ortalamasında TL'ye karşı yüzde 26 değer kazanacak, tahminler bu yönde oluşuyor. Dolardaki değer artışı, yıl ortalaması bazında 2016 yılında yüzde 13'e inecek.

Asıl yavaşlama ise sonraki iki yılda. Doların TL'ye karşı artışı 2017'ye yüzde 3.9'a, 2018'de yüzde 2.7'ye gerileyecek. En azından umulan bu.

Dolarda yüzde 13 artış beklediğimiz 2016'da ihracatta yüzde 5, ithalatta yüzde 4 artış öngörülüyor. Bu yılki yıkımdan sonra toparlanma dönemi denilebilir 2016'ya. 

Sonrasında ise yine eski ve özünde tutarlılık bulunmayan hedeflere dönüyoruz. Doların yüzde 3.9 artacağı 2017 yılında ihracatta yüzde 13.3, ithalatta yüzde 10.8 büyüme bekliyoruz. 2018'e geliyoruz, dolardaki artış beklentisi yüzde 2.7'ye iniyor, ancak buna karşılık ihracatta yüzde 13.2, ithalatta yüzde 10.9 artış gerçekleşeceğini varsayıyoruz. 

Ya kur artışı-enflasyon ilişkisine ne demeli? 2017'de dolar kuru yüzde 3.9 artarken, deflatörü yüzde 6.2, kurun yüzde 2.7 artacağını beklediğimiz 2018'de ise deflatörü yüzde 5.8 olarak öngörüyoruz. 

Amaç, bu yıl yaşanan ve gelecek yıl da devam edeceği anlaşılan TL'deki reel değer kaybını biraz olsun telafi edebilmek olabilir. Ya da, FED'in faiz operasyonları rayına oturacak, TL'nin değerinde yaşanan dalgalanma bitecek ve Türkiye, kuru olabildiğince durağan tutmak suretiyle sıcak para çekmeye dayalı ekonomi politikasına yoğun bir şekilde ağırlık vermeye yeniden başlayacak. Yani, dış finansman kalitesi anlamında bir arpa boyu bile yol gitmemiş olacağız. 

Ama başka bir olasılık da var. Belki de, ne TL'deki kaybın telafisi amaçlanıyor, ne FED gözetildi. Büyük usta Levent Kırca'nın Olacak O Kadar programındaki sözler gibi, "Tam yerine rast geldi, bu rakamları koyduk"... 

Tüm yazılarını göster