İstanbul’un Barselona’dan öğrenecekleri var

DİDEM ERYAR ÜNLÜ YAKIN PLAN didem.eryar@dunya.com

Türkiye Bilşim Vakfı-Turkcell işbirliği ile kurulan Bilgi Toplumu Enstitüsü'nün hedefi, TBV Yönetim Kurulu Başkanı Faruk Eczacıbaşı'nın sözleriyle, "Bilgi ve iletişim sektörüne veri-bilgi-araştırma hizmeti sağlayan bilgi temelli bir merkez olmak." 

Enstitüsü bu kapsamda Barselona'nın inovasyon ve teknoloji odaklı uygulamalarıyla akıllı şehre dönüşmesinde çok önemli katkıları olan Barselona Şehir Konseyi CIO'su Manel Sanroma’yı ağırladı.
Akıllı şehirler bugün hem dünyanın hem de Türkiye’nin önemli gündem maddelerinden birisi. Birleşmiş Milletler verilerine göre, 1950 yılında dünya nüfusunun sadece yüzde 30'u şehirlerde yaşıyordu. Bu oran 2014’te yüzde 54'e ulaştı. 2050 yılında ise şehirlerde yaşayan toplam nüfus oranının yüzde 66'ya ulaşacağı tahmin ediliyor. Dolayısıyla daha sürdürülebilir bir yaşam için gitgide kalabalıklaşan şehirlerin akıllı yönetimi kaçınılmaz. 

Bu konuda dünya çapında markalaşan şehirlerin başında ise Barselona geliyor. Barselona dünyanın en akıllı 10 şehrinden birisi; Avrupa’nın en akıllı 4. Şehri. 
Manel Sanroma, bu sıralamaların çok anlam ifade etmediğini söylüyor ve “Önemli olan şehirler liginde oynamak. İnsanların hayatını iyileştirmek” diyor.

Sanroma, şehirleri insanlara benzetiyor. “Hepimiz birbirimizden farklıyız; yüzlerimiz, inançlarımız, alışkanlıklarımız farklı; fakat başımız ağrıdığında aynı ilaç hepimize iyi geliyor. Şehirler de insanlar gibi. Hepsi birbirinden farklı, fakat her biri aynı anatomiye ve aynı sorunlara sahip” yorumlarını yaparken; bilgiyi, deneyimi paylaşmamız gerektiğini söylüyor. 
Peki akıllı şehir olma yolunda İstanbul Barselona’dan neler öğrenebilir? Bunun cevabını Manel Sanroma’dan dinledik: 

Barselona’nın akıllı şehir stratejisinin temelinde insan var. Hedef, daha verimli, daha sürdürülebilir ve daha üretken bir topluma ulaşmak ve daha yüksek bir hayat kalitesi yaratmak.   
Teknoloji ve inovasyon, şehir hizmetlerinde önemli bir iyileşme elde edilmesinin anahtarı konumunda. Bilgi ve İletişim Teknolojileri (BİT) teknolojileri sayesinde şehir hizmetleri çok farklı alanlarda şehir sakinlerinin tamamına ulaştırılıyor. 

Barselona Akıllı Şehir Modeli kapsamında 11 alanda Akıllı Şehir uygulamaları gerçekleştiriliyor: Bunlar; çevre, BİT, mobilite, su, enerji, atık, doğa, yapı sektörü, kamusal ve özel alan, açık devlet, bilgi akışı ve hizmetler. Barselona’nın şu anda yürüttüğü 22 büyük program var. Bu kapsamda 11 farklı alana yönelik 120 farklı proje yürütülüyor. Bu projeler, akıllı aydınlatma, akıllı otopark sistemleri, akıllı su yönetimi, akıllı atık yönetimi gibi alanları kapsıyor.   

500 km fiber optik ağ

Barselona’nın fiber optik ağ uzunluğu 500 kilometreye ulaşıyor. Fiber optik ağın geliştirilmesi, 30 sene önce, iki belediye binası ile başlamış. Akıllı Şehir projesi de ilk olarak bu ağ üzerinde kurulmuş. İki sene önce ise Akıllı Şehir çalışmaları şehrin önceliği olarak belirlenmiş ve bu kapsamda strateji geliştirilmeye başlanmış.   

2012 yılında şehir yönetimi Akıllı Şehir projelerini “Akıllı Şehir Barselona” şemsiye altında toplamış. 
Bu süreçte en önemli rollerden biri Barselona Belediyesi Bilgi Teknolojileri Enstitüsü (IMI)’ye ait. IMI tarafından oluşturulan organizasyon yapısında hükümet, şehir sakinleri, iş dünyası yer alıyor ve şehrin teknolojik girişimleri birlikte şekilleniyor.   

Şehirler hep vardı, her zaman varolacak

Manel Sanroma’nın dikkat çektiği bir diğer unsur da, City OS adı verilen işletim sistemi. “Gelecekte şehirler bilgisayar sistemleri gibi işletme sistemleri üzerinden yönetilecek” diyen Sanroma, enerji, ulaşım, atık yönetimi gibi konuların ise bu sisteme yüklenecek uygulamalar olacağını söylüyor.
Şirketler, şehir sakinleri, devlet ve üniversiteler olmak üzere bu süreçte herkese görev düşüyor. Sürdürülebilir, verimli, üretken, sosyal ve özgür şehirlere sahip olmak için, bu şehirlerin akıllı olması gerekiyor. Nesnelerin İnterneti’nden bahsettiğimiz bir dönemde, sıra Şehirlerin İnterneti’ne geldi. Geleceğin şehirleri birbiri ile konuşan, paylaşan, birbirinden öğrenen, kendi enerjisini üreten, kendi trafiğine çözüm üreten şehirler olacak. 

Manel Sanroma’nın dediği gibi, “Ülkeler değil, ama şehirler hep vardı. Eski çağda da, orta çağda da… Ve şehirler her zaman var olmaya devam edecekler.” 
Tek yapmaları gereken değişen yaşama uyum sağlayacak yeni modeller geliştirmek; kendilerini güncellemek.   
 

Tüm yazılarını göster